MÜSİAD, 65. Hükumete beklentilerini sundu
MÜSİAD Genel Başkanı Olpak, MÜSİAD'ın 65. Hükumetten beklentilerini sunmak üzere Başbakan Binali Yıldırım'la Çankaya Köşkü'nde bir araya geldi
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, hayırlı olsun dileklerini ve MÜSİAD'ın 65. Hükumetten beklentilerini sunmak üzere Başbakan Binali Yıldırım'la Çankaya Köşkü'nde bir araya geldi.
MÜSİAD açıklamasına göre, Başbakan Binali Yıldırım göreve geldikten sonra iş alemini temsilen ilk olarak MÜSİAD'ı kabul etti. Bir saatten fazla süren görüşmede terörle mücadele dahil bir çok konu ön plana çıktı.
Görüşme sonrasında bir açıklama yapan MÜSİAD Genel Başkanı Olpak, terörle mücadele konusunda Başbakan Yıldırım'ın kararlı olduğunu ve bu konuda hükumeti desteklediklerini bildirdi. İş alemi olarak, daima huzur, güven ve pozitif istikrarı savunduklarını dile getiren Olpak, bunların gerçekleşmesi için terör sorunun halledilmesi gerektiğine işaret etti.
Terörle mücadele sonrasında da bölgenin yeniden imarı ve cazip hale getirilmesinin önemine dikkati çeken Olpak, insanların bölgede huzur içinde yaşayacakları, mutlu iş ortamlarının oluşacağı bir gelecek planlamasının zaruri olduğunu, MÜSİAD'ın da bölgeyi kaderine terk etmemek ve kalkındırmak için yoğun bir çalışma yürüteceğini belirtti.
-"Ekonomide yeni bir hikayeye ihtiyaç var"
Yeni hükümete kısa ve orta vadede beklentilerini ayrıştırarak sunduklarını ve bundan sonra da sunmaya devam edeceklerini bildiren Olpak, milletin en çok "kalkınma", "uzlaşı" ve "barış"a ihtiyacı olduğunu dile getirdi.
65. hükumetten "Barış" temasıyla "Ekonomik Barış", "Çalışma Barışı", "Sosyal Barış" ve "Siyasal Barış" alanında 4 ana başlıkta beklentilerini açıklayan Olpak, şunları kaydetti:
"Ekonomi alanında bugüne kadar elde edilen kazanımları korurken, yeni bir hikayeye ihtiyaç bulunuyor. Yatırımların ve büyümenin önündeki en büyük engel, mevcut finansal sistem ve yüksek faiz oranları olarak öne çıkıyor. Tapu-teminat bankacılığından çıkılarak, proje finansmanına geçilmeli. Kaliteli ve ucuz finansmana hızlı erişim sağlanması önem taşıyor. Finansman sorunu çözülmeden yatırım, istihdam, büyüme ve kalkınma sağlanması mümkün görünmüyor. Varlığa dayalı finansman modeli ve benzeri faizsiz finansman modelleri, etkin ve yaygın olarak teşvik edilmeli ve piyasada belirli bir büyüklüğe gelmesi sağlanmalı.
Çek Kanunu yeniden düzenlenmeli, ticaretin güvenli hale getirilmesi sağlanmalı. İflas Erteleme Kanunu yeniden düzenlenmeli. Tasarruf açığı önemli bir sorun. Tasarrufların artmasını teşvik etmek için BES'in, çocuk güvencesi fonu gibi yapılarla desteklenmesi, yeni enstrümanların devreye alınması gerekiyor. Sağlam mali ve finansal altyapımızı korumak çok önemli. Ama sanayi üretiminin GSMH içindeki azalan payı göz önüne alındığında, mali ve finansal sağlamlığın ötesine geçerek, üretim-yüksek katma değer-yüksek teknoloji odaklı, yeni bir kalkınma stratejisi oluşturulması gerekiyor."
Olpak, cari açık sorununun çözümünde, yüksek katma değerli ürünlerin yanında KOBİ'lerin ve gıda-tarım-hayvancılık alanlarının daha fazla önceliğe alınması gerektiğine vurgu yaptı. Maliyenin mükellefe bakışını değiştirmesinin ve köklü bir vergi ve zihniyet reformu yapılmasının önem taşıdığına dikkati çeken Olpak, "TTIP, serbest dolaşım, güncellenmiş gümrük birliğini de kapsayacak şekilde, AB yol haritasındaki çalışmalar hızlandırılmalıdır. TPP ve benzeri oluşumlar da göz ardı edilmemeli" ifadelerini kullandı.
-"İstihdamı önleyici uygulamalar değiştirilmeli"
Çalışma hayatında yapılacak düzenlemelerin hem iş hayatı, hem de sosyal hayat açısından önemli olduğuna işaret eden Olpak, Çalışma Barışı başlığı altındaki beklentileri şöyle sıraladı:
"Bölgesel asgari ücret ve kıdem tazminatı fonu birlikte ele alınmalı. Mevcut yapıdaki adeta istihdamı önleyici uygulamalar değiştirilerek, istihdam dostu hale getirilmeli. Çalışan ve işvereni, her adımda mahkemeye taşıyan bir sistemden dostluk çıkmaz. İş hukuku ve yargılaması, iş sağlığı-güvenliği ve çalışma hayatı ile ilgili uygulama ve düzenlemeler bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak değerlendirilmeli.
Daha verimli çalışanın daha fazla ödüllendirilmesini sağlayan bir sistem, geleceğimiz açısından önemli bir dönüm noktası. İş hayatında, ayırımları ortadan kaldırıp, ortak bir çalışan tanımıyla, kamuda da performans sistemine geçilmeli."
-"İyi niyet, uzlaşma, huzur, güven ve istikrar sürdürülmeli"
Olpak, altyapı, sağlık, ulaşım, iletişim, dış politika ve ekonomi alanında çok önemli gelişmeler sağlandığını kaydetti. Sosyal hayatı ilgilendiren konularda daha etkin çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirten Olpak, Sosyal Barış başlığı ile ilgili olarak da şunları aktardı:
"İyi niyet, uzlaşma, huzur, güven ve istikrar, milletimiz nezdinde kabul gördü. Bu uzlaşı, hem devlet içinde ve yönetim kademelerinde hem de tüm toplum kesimleri arasında kesintisiz sürdürülmeli. Demokratikleşme, şeffaflık alanlarında yapılan düzenlemelere devam edilmeli. Sosyal yardımların bir bölümü, meslek edindirme ve istihdama da katkı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmalı. Eğitim, sağlanan ilerlemelere rağmen en fazla politika değişimine uğrayan alan oldu. Milli Eğitim Bakanlığı, kadro yönetimi ve öğretim odaklı yapılanmadan ziyade eğitim merkezli ve kalıcı politikalara odaklanmalı.
Kültür, toplumun medeniyet ufkunu gösterir. Kültür politikamız, kültür turizmi veya sanatın belli alanlarına yoğunlaşan kalıplardan ziyade bir medeniyet tasavvuruna dönüşmeli. Gençlik politikalarımızın, gençlerin geleceğini ve genç istihdamını da kapsayacak şekilde yenilenmesi gerekiyor."
Siyasal sistemin köklü bir sorgulama ve değişime ihtiyacı olduğunu belirten Olpak, "Siyasal Barış" başlığı altındaki beklentileri de şöyle sıraladı:
"Daha hızlı ve daha adil işleyen hukuk devleti, ortak ve acil ihtiyacımızdır. Bunu sağlamanın yolu köklü bir zihniyet değişimi ve reformdan geçer. Kuvvetler kargaşası şeklinde tasarlanıp, kuvvetler ayrılığı şeklinde ifade edilen mevcut yapıyı da ortadan kaldıran yeni bir anayasa yapılmalı. Merhum Cumhurbaşkanlarımız Turgut Özal ve Süleyman Demirel döneminden beri gündemde olan başkanlık sistemi ve benzeri sistemler, tüm yönleriyle tartışılması ve sonunda milletin hakemliğinde bir karar alınması gereken önemli bir başlıktır. Sorunları çözmenin yolu onları tartışabilmekten geçer.
Bunlar yapılırken, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve seçim barajının değiştirilmesi ile Parlemento seçimlerinin tekrar 5 yıla çıkarılması gündeme alınmalı. Devletin hukukunu vatandaştan korumak üzerine kurulu anlayıştan, bireyin hukukunu devlete ve diğer bireylere karşı koruyan anlayışa geçilmelidir. Bunun kamuoyundaki ifadesi bürokrasiden kurtulmaktır."
AA