Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
Fitch, "Türkiye ekonomisi kredi notu bakımından benzerlerine göre daha hızlı büyüyor ve bazı dış göstergeler hala iyileşiyor, ancak yapısal reformların sekteye uğraması ve bazı siyasi bileşenlerde zayıflama bu trendlerin dayanıklılığının belirsiz olduğu anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.
 
Fitch, Türkiye'nin kalıcı makroekonomik gelişiminde reformların kritik öneme sahip olduğunu ve para politikasında büyüme yanlısı eğilimin görüldüğünü söyledi.
 
Fitch raporunda, Türkiye'de faiz koridorunun tamamen üst koridordaki indirimlerle daraldığı ve efektif fonlama oranının enflasyona rağmen düştüğü belirtildi. Fitch, TCMB'nin genişlemeci para politikası uygulanması yönünde politik baskı altında kalmaya devam edeceğini savundu. 
 
Raporda,"Para politikasında büyüme yanlı eğilim açıkça görünüyor. TCMB Salı günü bu yıl 4. kez koridorun üst bandında indirime gitti. 2016'daki toplam faiz indirimleri 175 baz puan oldu. Her ne kadar yeni TCMB Başkanı Murat Çetinkaya yönetiminde planlanmış para politikası sadeleştirmesinin bir parçası olarak görülse de, faiz koridorundaki daraltmanın tümü üst bantta gerçekleşti. Faiz tabanı değişmezken, efektif fonlama oranı, inatçı bir biçimde yüksek seyreden çekirdek enflasyona rağmen, düşüyor" yorumu yer aldı.
 
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin henüz reformlara olan bağlılığını göstermesi gerektiğini belirtti. 
 
Fitch analistleri, "Düşen faiz oranları, GSYİH büyümesine öncülük eden tüketimi daha da destekleyecek. Tüketim aynı zamanda artan asgari maaş ve mülteci girişinden de destek buluyor" yorumu yer aldı.
 
Tüketimin öncü olduğu büyümenin ithalatı artırdığı, ancak bu büyüme modelinin bir yan etkisi olan cari açık etkisinin düşen petrol fiyatları sayesinde giderildiği raporda ifade edildi. Cari açığın daralmasına rağmen finansman ihtiyacının hala yüksek kalmaya devam ettiği belirtildi. Ekonominin aşırı ısınması ya da uluslararası yatırımcı algısının kredi notu üzerindeki uzun süredir devam eden zayıflıklar olduğu belirtildi.
 
Açıklamada, reformların Türkiye'nin sürdürülebilir makro ekonomik toparlanması için anahtar nitelikte olduğunun da altı çizildi.

Hükümetin yapısal zayıflıklarla başa çıkmak için politika programı hazırladığı anımsatılan açıklamada, büyümenin hızını artıracak ve dış şoklara karşı kırılganlığı azaltacak reformlar konusundaki taahhütlerin kanıtlanması gerektiği ifade edildi.

Açıklamada, Başbakan Binali Yıldırım'ın, reform yanlısı isimleri kabineye aldığı, başkanlık sistemi için anayasada değişiklik yapılmasını vurguladığı ancak bunun Ahmet Davutoğlu'nun görevden ayrılması sonucunda ortaya çıkan siyasi belirsizliği devam ettirebileceği ve politik öngörülebilirlikle ilgili riski artırabileceği öne sürüldü.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) para politikasında gevşemeye devam etmesi yönünde politik baskı altında kalacağı öngörüsünde de bulunulan açıklamada, yapısal reformların uygulanmasının Türkiye'nin kredi notu üzerinde pozitif etkiye sahip olabileceği vurgulandı.

Açıklamada ayrıca mali disiplindeki bozulma ve dış gerilim olması halinde Türkiye'nin "BBB-" olan kredi notu ve "durağan" görünümü üzerinde baskı yapabileceği ifade edildi.