Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Başbakan Binali Yıldırım, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"İsrail ile ilişkilerde gelinen noktanın" sorulduğu Yıldırım, İsrail ile gelinin noktanın, "ilişkileri normale döndürme mutabakatı" olduğunu söyledi.

İsrail Başbakanının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan resmen özür dilediğini anımsatan Yıldırım, bu kapsamda görüşmelerin devam ettiğini kaydetti.

Bu noktaya gelinmesinin önündeki en önemli engelin Filistin'e uygulanan ambargo ve tecrit olduğunu anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Filistin'de, Gazze'de, Batı Şeria'da kısıtlı şartlar ve ambargo altında yaşayan Filistinlilerin tekrar hayata dönmesini, normalleşmesini bu mutabakatla büyük ölçüde sağlamış oluyoruz."

"Gayet güzel şeyler oluyor"

"Rusya ile İsrail ile olan ilişkiler normale dönüyor. Neler oluyor?" sorusu üzerine Yıldırım, "Anormal bir durum mu var? Gayet güzel şeyler oluyor. Ne dedik? Dostluklarımızı artıracağız, düşmanlıklarımızı azaltacağız." dedi.

Türkiye'nin bulunduğu bölgeyi huzura, barışa, kardeşliğe dönüştürecek ciddi adımlar attıklarını ifade eden Yıldırım, bundan sonra da bu adımları daha da fazlalaştıracaklarını dile getirdi.

"Mezhep savaşı çok büyük bir tehlike"

Mezhep savaşlarından geçmişte Avrupa'nın neler çektiğini herkesin bildiğini, milyonlarca insanın anlamsız bir kavga uğruna yok olup gittiğini hatırlatan Yıldırım, bunun çok büyük bir risk, tehlike olduğunu, asla hayat bulmaması gerektiğini vurguladı.

Ciddi bir gayret içinde olduklarını, İran ile bölgedeki mezhep ileri gelenleriyle görüşmeler yaptıklarını anlatan Yıldırım, Irak'ın toprak bütünlüğüyle farklı renklerin bir arada yaşadığı bir komşu olarak devam etmesini istediklerini söyledi.

Yıldırım, şunları kaydetti:

"Hem Suriye hem Irak bizim sınır güvenliğimiz açısından da çok önemli. Biz, terörle bir mücadele sürdürüyoruz. Bu mücadelenin uzun vadede başarı şansı, güneydeki sınırlarımızın tamamen güvenlik altına alınmasına bağlı. O da neye bağlı? Oradaki otorite boşluklarının ortadan kalkması, istikrarın bölgede sağlanmasına bağlı. Böyle olunca ancak Türkiye güneyden gelecek risklere karşı daha güvenli hale gelecektir."

"Hava sahamız irademiz dışında asla ihlal edilmemeli"

Rus uçağı olduğu anlaşılan bir uçağın, Türk hava sahasını ihlal ettiği için düşürüldüğünü hatırlatan Yıldırım, "Bu olay üzerine Rusya ile aramızdaki ilişkiler limonileşti, daha sonra gerildi. Çok üst düzey bir krize tırmandı kısa sürede. Tabi bu bizim arzu etmediğimiz bir şeydi." dedi.

Hava sahasının Türkiye'nin iradesi dışında ihlal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu, bizim hükümranlık hakkımızın ihlali anlamına gelir. Arzu etmediğimiz bu olayı yaşadık ama şunu gördük ki Türk milleti ve Rus halkı bu krizi çok benimsemedi. Her ne kadar tepede kriz hakimse de tabanda bir an önce bu anlamsız krizin sona erdirilmesi için ciddi bir beklenti oluştu. Biz de sorumluluk taşıyan yöneticiler olarak milletlerimizin, halklarımızın bizden beklentisine karşı kalamazdık, duygusallık içerisinde olamazdık."

"Putin ile Cumhurbaşkanımız arasında telefon görüşmesi gerçekleşecek"

Başbakan Yıldırım, Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleşmesi yönünde atılan adımlarla ilgili, "Zannediyorum bugün, yarın belki çarşamba belki perşembe Sayın Putin ile Sayın Cumhurbaşkanımız arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşecek." ifadesini kullandı.

"Filistin herkesin davası oldu"

Filistin davasının artık herkesin davası olduğunun altını çizen Yıldırım, 1848'den beri kanayan yara olduğunu söyledi.

Yıldırım, "Filistin'de bu kadar bedel ödedikten sonra dünyadan tecrit edilmeleri, adeta yalnızlığa, yoksunluğa mahkum edilmeleri bizim değerlerimize asla uyan bir şey değil. Onun için bu mutabakat çok uzun sürdü. Yoksa bizim meselemiz İsraille özür meselesiydi ve vatandaşlarımıza tazminat meselesiydi ama bunu Sayın Cumhurbaşkanımız bununla sınırlı görmedi haklı olarak." diye konuştu.

"Mektubun içeriği çok açık"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e mektubuna ilişkin de Yıldırım, şunları kaydetti:

"Mektubun içeriği çok açık. Biz üzüntülerimizi ifade ediyoruz. Burada hayatını kaybedenlerin aileleriyle acılarını paylaştığımızı söylüyoruz. Gerekirse tazminat vereceğimizi ifade ediyoruz. Bu ilişkilerin bundan sonra normale dönmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Karşı taraf da bunu uygun buluyor, onaylıyor."

Başbakan Yıldırım, Türkiye, Rusya ilişkileri konusunda, "Birbirimizin daha olumlu yönlerini daha ön plana çıkarmamız lazım, dostlukları artırmamız, düşmanlıklarımızı olabildiğince azaltmamız lazım. Bu coğrafyada bunu yapmaya mecburuz." ifadesini kullandı.

"Mısır'da demokrasiye darbe olmuştur"

Mısır ile ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik beklentilerin hatırlatılması üzerine Yıldırım, şöyle konuştu:

"Mısır meselesi çok net. Demokrasiye darbe olmuştur, seçimle iş başına gelen Sayın Mursi darbeyle indirilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız baştan beri bunun bir darbe olduğunu, bu şekildeki bir değişimi asla ve asla onaylamayacağımızı bütün dünyaya duyurmuştur. Bu işin bir tarafı. Bunu bir tarafa koyalım ama bir yandan da hayat devam ediyor. Aynı bölgede yaşıyoruz, birbirimize ihtiyacımız var. Buradan gemilerimiz, Süveyş'ten Kızıldeniz'e geçiyor, oradan Arabistan'a, Ürdün'e, Yemen'e, Afrika'nın doğusuna gidiyor. Dolayısıyla her şeyi birden bire istesek de kesemeyiz çünkü böyle bir coğrafi bağımız ve yakınlığımız var. Ayrıca dini ve kültürel bağlarımızı söylemiyorum. O yüzden oradaki rejim değişikliğinin şekli şemali, ondan sonra işbaşından uzaklaştırılan Mursi başta olmak üzere onun ekibine uygulanan haksız isnat ve cezalar bir tarafa, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde bir mani hal yok. İş adamlarımız, yatırımcılarımız karşılıklı gidip gelebilirler, yatırımlarını geliştirebililer ve böyle böyle ileride belki normalleşmeye de bir zemin hazırlanmış olur. Hatta bakanlar seviyesinde bile ilişkiler başlayabilir. Bu olabilir, buna mani bir hal yok. Bunun olması konusunda biz doğrusu hazırız, bu konuda herhangi bir rezervimiz yok."

"Avrupa'nın gelecek vizyonunu çok iyi ele alması lazım"

"İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkması, Sayın Cumhurbaşkanının da 'Müslüman olduğumuz için alınmıyoruz.' söyleminden hareketle Avrupa Birliği yolculuğumuzda bir yol haritası değişikliğinde miyiz yoksa Türk dış politikasının batı ayağı başka bir yere doğru mu evriliyor?" sorusu üzerine Yıldırım, şu açıklamalarda bulundu:

"Avrupa Birliği konusunda artık İngiltere'nin ayrılma kararından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunu görmemiz lazım. Bizim yıllardır Avrupa Birliği'ne yönelik endişelerimizi, bugün ne yazık ki istemediğimiz halde ilk işaret fişeğini Birleşik Krallık yaktı. Avrupa'nın bunun üzerinde çok iyi düşünmesi lazım, gelecek vizyonunu çok iyi ele alması lazım."

"Milletimizin olurunu almadan gitmeyiz"

"Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin AB ile müzakereleri dondurma konusunda referanduma gidilebilir ifadesini kullandı" sözleri üzerine Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerinin açık ve net olduğunu ifade etti.

Başbakan Yıldırım, "Diyelim ki biz bütün görüşmeleri, fasılları tamamladık, her şey bitti 'buyrun gelin' dediler. Biz otomatik olarak gitmeyeceğiz. Milletimizin olurunu almadan gitmeyiz. Bu büyük bir karar. Cumhurbaşkanımızın dediği odur. Biz her türlü hazırlığı alt yapıyı yaparız. Sonunda millete sorarız, milet ne derse onu yaparız. Orada hiç çelişki yok, kafa karıştıracak bir şey yok, sağa sola çekecek bir şey de yok. Bu kadar önemli bir kararı, iki tane bürokratın yazacağı yazı ile yapacak halimiz yok. Bunun bilinmesi lazım." değerlendirmesini yaptı.

"Kırsaldaki yapılanları kontrol altına almak için çalışmalar devam edecek"

Başbakan Binali Yıldırım, Lice ve çevresinde kapsamlı bir operasyon yapıldığını belirterek, "Bu operasyon, terör örgütünün aslında bütün o pis işlerinin, kirli işlerinin planlandığı bir bölgeye yapılıyor." dedi.

Terörün finansal kaynaklarını kurutmadan tek başına güvenlik boyutuyla mücadele etmenin yeterli olmadığını ifade eden Yıldırım, "O yüzden yaz boyunca hatta yeni senede de kırsaldaki bu yapılanmaları kontrol altına almak için aralıksız çalışmalar devam edecek." ifadesini kullandı.

"Vatandaşlarımızla tekrar kucaklaşmak istiyoruz"

Yıldırım, terör örgütünün, bölgede yaşayan insanlara yönelik bir derdinin olmadığının net olarak gördüğüne dikkati çekerek, "Bütün bu faaliyetleri, tüm bu terör olaylarını bölge halkının geleceği için, onların menfaati için olmadığını bölge halkı anladı. Aslında bölgedeki vatandaşlarımızın sorunu PKK terör örgütüdür. Bu sorunu aradan çıkarmak istiyoruz. Vatandaşla aramızda yuvalanan ve vatandaşla aramızdaki sorun alanı olan terör örgütünü aradan çıkarıp vatandaşlarımızla tekrar kucaklaşmak istiyoruz." değerlendirmesini yaptı.

"Müjdeleri vatandaşlarımızla paylaşacağız"

Başbakan Binali Yıldırım, "Önümüzdeki pazartesi, arefe günü, bir bayram müjdesi olarak gerek Güneydoğu ile ilgili gerekse Türkiye'deki çeşitli kesimlerin ekonomiyle ilgili beklentilerini karşılayacak müjdeleri vatandaşlarımıza paylaşacağız." dedi.

"2010 referandumuyla başkanlık süreci başlamıştır"

Başbakan Binali Yıldırım, "2010 referandumuyla başkanlık süreci başlamıştır. Yapılması gereken bu vesayet anayasasındaki durumla fiili durumu aynı hale getirmek." dedi.

"Seçimi gündeme getirmek bu ülkeye iyilik değil kötlülüktür"

"Dokunulmazlıklar ve terörle mücadele sonucunda HDP'lilerin milletvekilliklerinin düşürüleceği ve bir erken seçim ile 367 eşiğinin geçilerek başkanlık sistemi getirileceğine" yönelik iddiaların sorulması üzerine Binali Yıldırım, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini anımsatarak, "Seçim, seçim ne zaman geçim, millet geçim bekliyor." dedi.

Milletin seçimden yorulduğunu ve artık icraat görmek istediğini ifade eden Yıldırım, "Seçimi gündeme getirmek bu ülkeye iyilik değil kötülüktür. Asla ve asla hiç kimse keyfi, şahsi maceraları için öyle yollara girmesin." diye konuştu.

"Dünyada ne oluyor kimin ne iş yaptığını herkesten iyi biliyoruz"

Fransa'nın bir patlama sonucu insan haklarını askıya aldığını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bize hukuk ve demokrasi dersi vermeye çalışan dostlarımız var, kusura bakmasınlar. Bir tane patlama oldu herşeyi askıya aldı Fransa. İnsan haklarını da askıya aldı ve İnsan Hakları Mahkemesi'ne müracaat etti ve '15. madde hakkımı kullanıyorum' dedi. Türkiye'de ölüm kalım mücadelesi veriyoruz hiçbir şeyi askıya almadık. Bu kadar da acımasızca, haksızca üzerimize gelmesin, kusura bakmasın. Dünyada ne oluyor kimin ne iş yaptığını biz herkesten iyi biliyoruz."

"Paralel yapı ile önemli bir mesafe katedildi"

Binali Yıldırım, "paralel yapının organize suç işleme kabiliyetinin kırıldığına ilişkin bir tespitlerinin olup olmadığına" ilişkin soruya, "Paralel yapı ile mücadelede önemli bir mesafe katedildi ama henüz istediğimiz noktaya gelmiş değil, risklerimiz devam ediyor" karşılığını verdi.

AA