Başbakan Yıldırım, "Ancak fiyatlar bağlamında çok yükseğe çıkmayalım. İstikrarı sürdürelim. Enerji arzının güvenliği, çeşitliliği ve enerji kaynaklarına güvenli ve makul fiyatlarla erişim güvenlik kapsamına gelmiştir. Ekonomik büyüme ve refah, devletler arasındaki ilişkilerinin doğasını, savunma politikalarını ve dünya barışını etkileyecek bir nitelik kazanmıştır. Böyle bir ortamda enerji alanında karşılıklı menfaatlerin gözetildiği uluslararası ilişkiler hiç ama hiç olmadığı kadar önem kazanmıştır.Çeşitlendirilmiş güzergahlar üzerinden makul fiyatlarla enerji güvenliğinin ana hedefi olmayı sürdürecektir. Fosil yakıtların makul fiyatlarla kesintisiz akışının enerji güvenliğinin ana hedefi olacağını bilmeliyiz. Orta Doğu, Rusya, Orta Asya'da da önemini koruyacaktır. Nükleer enerjiye olan ihtiyaç devam ediyor. Genel eğilim nükleer enerjiye yatırım yapmayı sürdürmek tarafındadır. Küresel enerji görünümünde büyük çaplı değişimler görüyoruz. Dünya enerji haritası değişmekte ve yeni oyuncular ortaya çıkmaktadır" dedi.
Yıldırım, "Değerli konuklar Türkiye dinamik ve büyüyen bir ekonomiye sahiptir. İthalat bağımlılığı halen yüzde 72 seviyesinde. OECD ülkeleri içinde geçtiğimiz 10 yıl içinde enerji talep artışının en hızlı geliştiği ülke Türkiye'dir. Çin'den sonra 2. ülkeyiz. 3 katı hızla artan enerji ihtiyacımız şu anki kapasitemizin 2 katı olacaktır. Sürdürülebilir, kapsayıcı, kararlılıkla katkı sunmaya devam edeceğiz.Enerji sepetimizin yüksek enerji için gerekli esnekliğin artmasıdır. Elektrikte tam 2 katına kurulu gücümüzü çıkardık. Yeni santralleri devreye alıyoruz. Yenilenebilir enerjinin yükselen eğilimini yakından izlemekte. Önem ve önceliğini anlamaya özen göstermekte. Düşen maliyetleri yenilenebilirle özellikle güneş ve rüzgara yenilerini eklemekteyiz. Elektrik üretiminde oranı yüzde 32'ye ulaşmış durumda. Artan taleple bu oranı muhafaza etmek bile önemli. 2023 hedefimiz bu oranın üzerine çıkılmasıdır. Jeotermal enerjimiz de gözardı edilmemelidir. Bu konuda ilk 5 ülkeden biriyiz" şeklinde konuştu.