Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, "Büyüme açısından potansiyelimizi daha da yukarı çekebilecek, ekonomik, siyasi açıdan daha da güçlü bir konuma gelebilecek bir yapıya bürünmek istiyoruz. Ekonomik ve siyasi açıdan bir üst lige çıkmak istiyoruz. Bunun için de başkanlık sisteminin şart olduğunu düşünüyoruz." dedi.

Elvan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masasında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Başkanlık sistemine yönelik tartışmaların hatırlatılarak bunun ekonomiye yönelik olası etkilerinin sorulması üzerine Elvan, AK Parti olarak başkanlık sistemini savunduklarını ve bu sistemi Türkiyenin ekonomik ve siyasi hedefleri açısından önemli gördüklerini ifade etti.

Parlamentonun çalışma sistemine ilişkin sorunlara işaret eden Elvan, "CHPnin henüz başkanlık sisteminin ayrıntılarına bakmadan, tartışılmasından rahatsız olduğunu" belirtti. Elvan, şunları kaydetti:

"Sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir parti, tartışmadan kaçıyorsa... Böyle bir sosyal demokrat anlayışı olabilir mi? Olamaz. Tartışalım, niye korkuyorsun, çekiniyorsun? Çekinecek bir şey yok ki burada. Milletimiz, Meclisimiz tartışsın. Eğer uygun görmediğin yerler varsa söylersin. Önce bir resmi gör. Daha resmi görmeden, hayır, biz başkanlık sistemine karşıyız. Başkanlık sistemi, bir rejim değişimi değildir, bir sistem değişimidir. Şu anda Türkiyenin yaşadığı aksaklıkları ortadan kaldıracak bir sistemdir. İçeriğine bir bak. İçeriğine bakmadan ben bu konuyu tartışmam diyor. Böyle bir siyasi anlayış olur mu? Olması mümkün değil ama maalesef var. Bir başka boyutu, milletten korkan bir yapısı var. Meclisteki sonuç ne olursa olsun, 367nin üzerinde bile alsak biz millete gideceğiz dedik. Milletin sözünün üstünde bir başka söz tanımıyoruz, milletten niye korkuyor, kaçıyorsun? Milletin görüşüne saygı duyacaksın."

Dünyadaki hızlı değişim sürecinin dengeleri değiştirdiğine dikkati çeken Elvan, hükümetlerin hızlı kararlar alması gerektiğini vurguladı. Türkiyedeki mevcut yapıda Mecliste muhalefet partilerinin yasaların çıkarılmasını engellediğini, bunun kabul edilebilir olmadığını ifade eden Elvan, başkanlık sisteminde yasama ile yürütmenin daha da ayrıştığını, birbirinden bağımsız hareket ettiğini, Meclis ve milletvekillerinin daha güçlü olduğunu söyledi.

Başkanlık sisteminde hızlı karar alma mekanizmalarının geliştirilebileceğine işaret eden Elvan, başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerde demokrasinin güçlü işlediğini, temel hak ve hürriyetlerin güçlü olduğunu ifade etti. "Başkanlık sisteminin Türkiyeyi diktatörlük rejimine sokacağı" yönündeki söylemleri anımsatan Elvan, tam tersine bu sistemin gelmesiyle Türkiyedeki demokrasinin güçleneceğini, temel hak ve özgürlüklerin daha da iyileşeceğini dile getirdi.

- "Başkanlık sistemi bizi üst lige çıkaracak"

Elvan, Türkiyenin çevresindeki sorunlara rağmen bu yıl yüzde 3ün üzerinde büyüyeceğine işaret ederek, başkanlık sisteminin tarihsel açıdan da Türkiyeye uygun olduğunu belirtti.

Başkanlık sistemine geçişin milletin kararına bırakılacağını kaydeden Elvan, "Biz ülkemizi daha da güçlendirmek, büyütmek istiyoruz. Hızlı kararların verilmesi gereken bir ortamda, dinamik yapının oluşması gereken ortamda hantal yapılarla gitmeye çalışırsanız, başarılı olamazsınız. Biz artık bir noktada büyüme açısından potansiyelimizi daha da yukarı çekebilecek, ekonomik, siyasi açıdan daha da güçlü bir konuma gelebilecek bir yapıya bürünmek istiyoruz. Ekonomik ve siyasi açıdan bir üst lige çıkmak istiyoruz. Bunun için de başkanlık sisteminin şart olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Başkanlık sistemini bir üst lig olarak gördüğünü dile getiren Elvan, sisteme yönelik gelecek günlerde somut adımlar atılabileceğini kaydetti.

Lütfi Elvan, başkanlık sisteminin içeriğine yönelik bir soruyu yanıtlarken de sistemin sağlıklı bir şekilde tartışılmasından rahatsız olunduğunu söyledi. Bu konunun tartışılması gerektiğini belirten Elvan, "Başkanlık sisteminde yasama, yürütme, yargı mekanizmalarının çok daha iyi çalışabileceği bir yapı oluşuyor. Yasama da yargı da yürütme de güçleniyor. Yürütme daha hızlı karar alabilme imkanına sahip oluyor, yasama daha bağımsız karar verebilme imkanına kavuşuyor. Başkanlık sistemi bizi bir üst lige çıkaracak olan sistemdir." diye konuştu.

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile ilişkili olduğu değerlendiren 350 bakanlık personelinin atıldığını belirterek, "Halen 30 civarında açığa alınmış personel var. Üst düzey bir müsteşar yardımcısını görevden aldık, 7 genel müdürlükten 2 genel müdür atıldı. 10 daire başkanı görevden alındı. Kalkınma ajanslarından atılan genel sekreter sayısı şu an itibarıyla 10. Kalkınma ajanslarının kimlere destek verdiği konusunda da kapsamlı bir çalışma şu anda yürütülüyor." dedi.

FETÖ ile mücadelenin başarılı şekilde devam ettiğini ancak kolay olmadığını vurgulayan Elvan, "Kendi amaçları için her şeyi mubah gören, her şeyi yapabilen bir yapı ile karşı karşıyayız. Dini istismar ediyor, çok basit gelebilir ama soru çalıyor. İki öğrenci düşünün, biri subay, astsubay olabilmek, kamuda bir kuruma girebilmek için gece gündüz çalışıyor. Bu çocuğu başarılı kılmıyorsunuz, hiç çalışmayan, bilgisi, becerisi, altyapısı zayıf, FETÖnün kontrolü altında olan bir çocuk devletin en iyi kurumlarına giriyor. Bu nasıl hak, bu nasıl hukuk? Bunu biz nasıl kabul edebiliriz? Hangi din, anlayış bunu kabul eder? Milletimin bu terör örgütünü çok iyi anlamış olması lazım." değerlendirmelerinde bulundu.

Anketlerde, FETÖye yönelik mücadeleyi tasvip edenlerin oranının yüksek olduğuna dikkati çeken Elvan, kamu kurumlarındaki FETÖ mensuplarının temizliğinde önemli aşama kat edildiğini de anlattı. FETÖ elebaşının ABDden halen örgütü ayakta tutmak için çabaladığını dile getiren Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar beyhudedir. Bunlardan hiçbir zaman, hiçbir şekilde bir netice elde edemeyeceklerdir. Bir an evvel ABDnin bu terörist başını ülkemize teslim etmesini istiyoruz. Adalet Bakanımız şu anda Amerikada. Bu yönde bir karar alınmaması halinde de ABD ile ilişkilerimizin daha da kötüye gideceğini düşünüyorum. İlişkilerimizde bir yıpranma söz konusu olacaktır. ABD bizim güçlü bir müttefikimizdir, bu noktada hassasiyet göstermesi gerektiğini düşünüyorum."

Kalkınma Bakanlığının ilgili, ilişkili kuruluşlardaki personel sayısının 3 bin civarında olduğunu bildiren Elvan, FETÖ ile mücadele kapsamında görevden alınan personele ilişkin şu bilgileri verdi:

"Şu an itibarıyla 350 kişi atılmış durumda. Aşağı yukarı yüzde 10-11lik bir rakama tekabül ediyor. Halen 30 civarında açığa alınmış personel var ama yine çalışmalarımız devam ediyor. Üst düzey bir müsteşar yardımcısını görevden aldık, 7 genel müdürlükten 2 genel müdür atıldı. Diğer taraftan 30 civarında daire başkanlığı var. Bizde genel müdür yardımcılığı, şube müdürlüğü gibi ara kademeler yok. 10 daire başkanı görevden alındı. Yine 26 kalkınma ajansı var. Kalkınma ajanslarından atılan genel sekreter sayısı şu an itibarıyla 10. Yüksek bir oran. Ajanslarımızda da çok ciddi bir temizlik yapıldı. Kalkınma ajanslarının bugüne kadar yapmış olduğu desteklere ilişkin de İçişleri Bakanlığımızla görüşmemiz neticesinde mülkiye müfettişleri görevlendirdik. Ajansların, FETÖ yapılanmasına yönelik destek verilip verilmediğini, kimlere destek verdiği konusunda kapsamlı bir çalışma şu aşamada yürütüyoruz."

Geriye yönelik hukuken neler yapılabileceğinin sorulması üzerine de Elvan, "Gereği ne ise onu yapacağız. Bu konuda zerre kadar tereddüdümüz yok. Kim yanlış yapmışsa bunun hesabını verecek, kimse kusura bakmasın." ifadelerini kullandı.

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, döviz kurlarına ilişkin, "Uluslararası alandaki ve ABDdeki gelişmeleri dikkate aldığımızda böyle bir hareketlenme bugünlerde yaşandı, yaşanıyor ama ben bunun uzun süreli olacağını düşünmüyorum." dedi.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkayanın dün açıkladığı enflasyon raporu sunumundaki ifadelerine değinen Elvan, bu yıl için enflasyon hedefinin yüzde 7,5 olduğunu hatırlattı. Merkez Bankasının da bu hedefi sabit tuttuğunu dile getiren Elvan, "Dolayısıyla biz yüzde 7,5 enflasyon hedefine ulaşabileceğimizi düşünüyoruz." diye konuştu.

Orta Vadeli Programda 2017 yılı için yüzde 6,5 düzeyinde enflasyon oranı tahmini yaptıklarını anımsatan Elvan, Merkez Bankasının da bu hedef ile uyumlu bir yaklaşım sergilemesinin kendileri açısından önemli olduğunu kaydetti.

Türk lirasının değer kaybetmesinin enflasyon açısından risk oluşturup oluşturmayacağının sorulması üzerine Elvan, şöyle konuştu:

"Elbette TLnin değer kaybetmesi bir risk oluşturabilir ama gelişmelere iyi bakmamız, daha detaylı bakılması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle bugünlerde dövizde yaşanan hareketlenme, doların yukarı çıkmasının en temel nedenlerinden biri Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz artırma sinyali. Bu, bir ay önce aşağı yukarı yaklaşık yüzde 20-25 tahmin ediliyordu. Bugün artık 2017 öncesi Fedin faiz artırımına gideceği yönündeki görüşler ağırlık kazanmaya başladı. Yüzde 75 gibi bir orana çıktı. 2015 yılında da Fedin faiz artırma sinyali ile birlikte doların 3,07 liraya kadar çıktığını biliyoruz."

ABDde konut satışlarında son 9 yılın en yüksek rakamına ulaşıldığının da altını çizen Elvan, bunun ABD ekonomisi açısından son derece olumlu bir sinyal olduğunu ve faiz artırma eğilimini daha da artıracağını ifade etti.

- "Bir süre sonra kurun aşağı doğru ineceğini düşünüyorum"

ABDdeki 10 yıllık tahvillerin faiz oranlarındaki ciddi artışın döviz kurundaki artışın bir başka nedeni olduğunu belirten Elvan, şöyle devam etti:

"Uluslararası alandaki ve ABDdeki bu gelişmeleri dikkate aldığımızda böyle bir hareketlenme bugünlerde yaşandı, yaşanıyor ama ben bunun uzun süreli olacağını düşünmüyorum. Bu hareketlenme sadece Türkiyeye has bir hadise değil. Diğer gelişmekte olan ülkelerde de aynı hareketlilik söz konusu. Dolayısıyla ben, bir süre sonra kurun aşağı doğru ineceğini düşünüyorum. Çünkü geçmişteki gelişmeleri dikkate aldığımızda böyle bir resim ile karşı karşıya olduğumuzu ifade etmek istiyorum."

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, darbe girişimi sonrasında Türkiyeden 90 milyar avroluk sermaye çıkışı olduğuna ilişkin yalan yanlış hikayelerin anlatıldığını ifade ederek, "Moodysin not düşürme sürecini de dahil ettiğinizde darbe girişiminden bugüne kadarki sürece baktığınızda net sermaye çıkışı 500 milyon dolar civarında. Bunlar 90 milyar avrodan bahsediyorlar. Bu tür algı operasyonlarının yapıldığını görüyoruz." dedi.

Türkiyenin reformist olmadığı yönünde algı yaratmaya çalışılanlara yönelik soru üzerine Elvan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve onunla birlikte hareket eden bazı kesimlerin Türkiye aleyhine algı operasyonu içine girdiklerini, gerçekle bağdaşmayan hikayelerin anlatıldığını söyledi.

Yurt dışında ziyaret ettikleri ülkelerde yalan yanlış hikayelerle karşı karşıya kaldıklarını anlatan Elvan, "Örneğin bir ülkede, darbe girişiminden sonra Türkiyeden 90 milyar avroluk sermaye çıkışı olduğunu ifade ettiler, bakınız bu kadar yalan söyleyebiliyorlar. Mümkün değil böyle bir şey, bilakis sermaye girişi oldu. Moodysin not düşürme sürecini de dahil ettiğinizde darbe girişiminden bugüne kadarki sürece baktığınızda aşağı yukarı net sermaye çıkışı 500 milyon dolar civarında, o kadar. Bunlar 90 milyar avrodan bahsediyorlar. Bu tür algı operasyonlarının yapıldığını görüyoruz." diye konuştu.

Yatırımcılar açısından Türkiyenin son derece cazip, ilgi çekici ve kar edebilecekleri bir ülke olduğunu dile getiren Elvan, şu anda 50 binin üzerinde yabancı kökenli firmanın olduğunu, darbe sonrası bu firmaların Türkiyeyi terk etmediğini, üretimlerine ve yatırımlarına devam ettiklerini bildirdi.

Darbe girişimi sonrası yatırım yapmak isteyen kesimlerde "bekle-gör" politikasının oluştuğunu ifade eden Elvan, "Bizim yerli yatırımcılarımız da dahil. Bunun bir nedeni darbe girişimi değil, özellikle teşvik mekanizmasının hayata geçirilmesi. Proje bazlı teşvik desteği için yasal düzenleme yapıldı, ama ikincil düzenleme henüz hayata geçirilemedi. Türkiye ekonomisi gerçekten sağlam temeller üzerine oturtulmuştur, kaya gibi sağlamdır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Dünya ticaretinde ülkelerin içine doğru kapanması söz konusu"

Elvan, küresel piyasalarında daralma dikkate alındığında, dünya ticaretinde ülkelerin içine doğru kapanmasının söz konusu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Biz, hep küreselleşmeden bahsediyorduk, dünya küçük bir köy oldu diyorduk. Ama öyle bir döneme geldik ki artık ülkeler yavaş yavaş kendi içlerine kapanmaya başladılar. Bu kötü bir sinyal. Dünya ticaretindeki büyümenin, ekonomideki büyümenin altına düştüğünü görüyoruz. Dünyada ekonomik anlamdaki büyümenin, her zaman üzerinde olmuştur ticaretteki büyüme, ama ticaret, ilk kez son yıllarda dünya büyümesinin altında kalmıştır. Bu da bizim arzu etmediğimiz bir husus. Avrupada da özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde de 2017 yılında toparlanma bekliyoruz, iyileşme bekliyoruz, bizim ihracatımıza olumlu katkısı olacağını düşünüyorum."

Reformları yapmaya devam ettiklerini anlatan Elvan, son 1 yılda TBMMden geçirilen yasalar hakkında bilgi verdi, çok sayıda düzenleme yaptıkları için kendilerine takip etmekte zorlanıldığına ilişkin şikayetlerin geldiğini söyledi.

Elvan, yatırımcıların şikayetlerinin, bürokrasiye yönelik olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Süreçlerin uzun olduğuna yönelik şikayetler var. Bu şikayetlerin giderilmesine yönelik birtakım tedbirler alıyoruz, almaya devam edeceğiz. Arsa tahsisi, uygun arazi bulamama konusunda sıkıntıları var. Bu sıkıntıları aşıcı tedbirleri alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. Biz bu tedbirleri alırken masa başına oturup, kendimiz karar vermiyoruz. Özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik olarak iş dünyasının temsilcileriyle bir araya geliyoruz, bunların düşüncelerini ve somut önerilerini alıyoruz. Genel manada da yasal değişiklik istiyorsan o yasal değişikliğin metnini ve gerekçesini yaz getir diyoruz. Bu kadar somut ilerliyoruz. Daha sonra bunu kendileriyle ve kendi içimizde tartışıyoruz ve yasal değişiklik için uygulamayı Meclise sevk ediyoruz. Bizim yaklaşımımız bu. Bizim toplumdan, işletmelerden ve iş dünyasından kopuk yanımız yok. Biz onlarla beraber çalışıyoruz, onlarla birlikte hareket ediyoruz. Bu düzenlemeleri yaparken onların düşüncelerini mutlaka ve mutlaka alıyoruz."

- "Tek arzumuz muhalefet partilerinin destek vermesi"

Bütçe öncesinde TBMMde yapacakları çalışmalar hakkında da bilgi veren Elvan, reformlara devam ettiklerini, ancak muhalefet partilerinin "ne kadar geç çıkartırsam o kadar iyi" yaklaşımlarının olduğunu belirtti.

Meclisin saat 14.00te açıldığını, ancak gündeme, akşam saat 19.00-20.00 gibi geçildiğine dikkati çeken Elvan, "Tamamıyla oyalama taktiği, böyle bir Meclis çalışma sistemi olabilir mi? Biz de millete şikayet ediyoruz, açıkçası. Evet, biz, biraz önce başkanlık sistemini konuştuk, hızlı karar alma süreçlerini geliştirmemiz gerekiyor, kararları hızlı almamız gerekiyor. Bekliyor Patent Yasamız, 200 maddenin üzerinde, biran evvel çıkarmak istiyoruz bunları, gelin siz de destek verin çıkaralım." dedi.

Şirket kurmayla ilgili yaptıkları düzenlemeye işaret eden Elvan, "Düzenlemeyi yeni yaptığımız için bu uluslararası göstergelere tam olarak yansımış değil. Yansıdıktan sonra Türkiyenin özellikle şirket kurma konusunda ilk 20de olduğunu göreceğiz. Buna benzer düzenlemeler yapmaya devam ediyoruz, çalışıyoruz bu konuda. Bizim tek arzumuz muhalefet partilerinin, bu konuda bizlere destek vermesi." ifadelerini kullandı.

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, 23 ili kapsayan Doğu ve Güneydoğu İlleri Cazibe Merkezleri Programına ilişkin tüm çalışmaları bitirdiklerini belirterek, "Kalkınma Bankamız gerekli hazırlıkları yaptı. Bakanlar Kurulu kararımız hazır. En geç 15 gün içinde teklifleri almaya başlayacağız." dedi.

Elvan, 2017 bütçesinin yatırım bütçesi olduğunu vurgulayarak, cari harcamalarda ciddi artışa gitmediklerini, cari harcamaları frenlediklerini, yatırım harcamalarını ise arttırdıklarını ifade etti.

Özellikle 2016 yılı başlangıç yatırım ödeneğine göre 2017de yatırım ödeneklerinin yüzde 30 arttığına işaret eden Elvan, "Kamu yatırımlarında ciddi artış oluşturduk. Şu an harcama itibarıyla yatırımlardaki artış oranı yıllık bazda yüzde 18,5. Bizim kamu yatırımlarındaki temel amacımız özel kesimin yatırım yapmasını teşvik edici altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek." diye konuştu.

Elvan, 2017 için özellikle ihracatçıya olan desteğin 3 kat arttığını belirterek, 2016da 1 milyar lira ödenek verilmişken, 2017de bu tutarın 3 milyar liraya çıkarıldığını söyledi. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelere (KOBİ) verilecek desteğin de arttırıldığını vurgulayan Elvan, 2017de 1,1 milyar liralık KOBİ desteği sağlayacaklarını dile getirdi.

- "2017 yılı Türkiye için iyi bir yıl olacak"

Lütfi Evlan, 2017 yılında özel kesim yatırımlarına öncelik verileceğine dikkati çekerek, "2017 yılı Türkiye için iyi bir yıl olacak. Özel kesim yatırımları motor işlevi yürütüyor. Kamu-özel kesim işbirliği projelerinde de ciddi başarı söz konusu. Avrasya Tünelinin aralıkta açılışını gerçekleştireceğiz. Çanakkale Köprüsü ile ilgili süreci tamamladık, tüm yasal prosedürler tamamlandı. 2017de yüzde 4,4lük büyüme Türkiye için makul bir büyüme rakamı. Çok detaylı, teknik düzeyde yapılan simülasyonlar neticesinde ortaya çıkan bir rakam." değerlendirmesinde bulundu.

Elvan, özellikle Ar-Ge projelerine 2017de daha fazla destek vereceklerini ifade eden Elvan, 3 temel alan üzerine yoğunlaşacaklarını, biyoteknoloji, nanoteknoloji ve bilgi teknolojilerini kullanarak sektörlerin daha verimli bir yapıya bürüneceğine inandıklarını söyledi.

Bu kapsamda, üniversitelere, TÜBİTAK ve diğer Ar-Ge kuruluşlarına 2017de ciddi destekler vereceklerini bildiren Elvan, "Yüksek teknoloji alanındaki üretimimiz yüzde 4ler, ihracatımız ise yüzde 3-4 nispetinde. Bu oranları yukarı çekmek zorundayız." dedi.

Elvan, 2016 yılı yatırımlarında özel sektör yatırımlarının büyümeye katkısının negatif olduğunu anımsatarak, "2017de özel kesim yatırımlarına kamu yatırımlarıyla destek vererek verimliliğe katkı sağlayacağız. Verimlilik artışını sağlayamazsınız rekabet gücünüzü arttırmış olmazsınız. Buna yönelik de ciddi tedbirler aldık." ifadelerini kullandı.

- "Tüm sürece destek veren bir mekanizma geliştirdik"

Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen 23 ili kapsayan Doğu ve Güneydoğu İlleri Cazibe Merkezleri Programına da değinen Elvan, Başbakan Binali Yıldırımın Diyarbakırda söz konusu programı açıkladığını anımsatarak, bu programın diğer teşvik sistemlerinden farklı olarak bir paket program niteliğinde olduğunu aktardı.

Elvan, yatırım yapmak isteyenler için danışmanlık aşamasından fizibilite hazırlanmasına, arazi tahsisine, bina yapımına, yatırımın desteklenmesine, işletme kredisi verilmesine kadar tüm süreçlerin paket olarak değerlendirildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Tüm sürece destek veren bir mekanizma geliştirdik. Tüm bu süreçleri koordine edecek, yönetecek, gözetimini, denetimini, danışmanlığını yapacak olan kurum Kalkınma Bankası. Tüm süreçler tek elden yürütülecek. Farklı kurumlardan, farklı izinler alınmayacak. Gereken izinler Kalkınma Bankası tarafından alınacak. Yatırımcıyla birlikte Kalkınma Bankamız bu yatırımları gerçekleştirecek. Fizibilite çalışmasını banka ücretsiz olarak yapacak. Emek yoğun bir sektörde ise bina yapımı için destek vereceğiz. Makine teçhizat alımı için yüzde sıfır faiz ile kredi vereceğiz. Alınan makine teçhizatlar teminat olarak gösterilecek. Yüzde 30 öz kaynak, yüzde 70 kredi düşünüyoruz. Fabrika kurulduktan sonra eleman istihdam edilecek. Elemanların eğitim masraflarını karşılayacağız. İşletme kredisinde yüzde 50 sübvansiyon sağlayacağız.

Makine teçhizatta verilen yüzde 0 faizli kredi 7 yıl vadeli olacak, ilk 2 yıl ödemesiz olacak, yerli makine teçhizat kullanılırsa 7 yıllık ödeme süresi 10 yıla çıkarılacak, ödemesiz dönem de 2 yıldan 3 yıla çıkacak. İşletme kredisi 5 yıl vadeli olacak, ilk 2 yıl ödemesiz, yüzde 50 sübvansiyon söz konusu olacak. Bu kredi için teminat isteyeceğiz. Şu anda tüm çalışmaları bitirdik, Kalkınma Bankamız gerekli hazırlıkları yaptı. Bakanlar Kurulu kararımız hazır. En geç 15 gün içinde teklifleri almaya başlayacağız."

- "Her ile bir rol vereceğiz"

Bakan Elvan, söz konusu 23 ilde dağınık yapıda değişik sektörlerin yatırımlarını istemediklerine dikkati çekerek, her ile bir rol vermeyi amaçladıklarını ifade etti.

Maliyetlerin aşağı çekilmesi, rekabet gücünün arttırılması ve işletmenin sürdürülebilir olması için kümeleşmenin, illerin belirli alanlara yoğunlaşmasının önemine işaret eden Elvan, "Bu noktada yatırımcılara tavsiyede bulunacağız. O alanda illere verdiğimiz rol çerçevesinde üniversitelerin alt yapısını güçlendireceğiz. Diğer bakanlıklarımız da bu konuda destek sağlayacaklar. Kümelenme sağlanmadığında o firmanın ilde uzun süre ayakta kalabilmesi zor. Bir ilde yatırım yapmak istenilen alanda atıl kapasite olduğunda bu yatırıma izin vermeyeceğiz. O yatırımı bir kamu yatırımı gibi değerlendiriyoruz. Sürecin başından sonuna kadar Kalkınma Bankası kendisi yatırım yapıyor gibi işin içerisinde olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlığının azaltılması konusundaki tartışmalara ilişkin, "Şu orandan şu orana çekeceğiz gibi bir yaklaşımımız söz konusu değil. Bu, tamamıyla yapılan hane halkı anketi neticesinde ortaya çıkan bir rakam. Bizim müdahale etme şansımız yok, olamaz da." dedi.

Enflasyon içerisinde gıda fiyatlarının daha hızlı arttığına dikkati çeken Elvan, 2011-2015 döneminde enflasyonda 3 puanlık sapma yaşandığını, bunun 1,5inin gıdadan kaynaklandığını söyledi.

Gıdanın sepetteki oranının yüzde 23,68 olduğunu ifade eden Elvan, "Dolayısıyla gıda fiyatlarındaki artış enflasyon hedefinin üzerinde gelişiyor." diye konuştu.

Yıl içinde gıda fiyatlarında çok yüksek, aydan aya değişen bir hareketlilik olduğunu dile getiren Elvan, bunun da aylık bazdaki enflasyon oranlarında ciddi bir oynaklığa yol açtığını kaydetti.

Ciddi bir artış olduğu zaman faiz oranlarının bu durumdan etkilenebildiğinin altını çizen Elvan, şöyle konuştu:

"Bu iki problem ortada. Bu problemlerin arkasındaki esas sorun nedir? Buna bakmamız gerektiğine karar verdik. Bu çerçevede özellikle Gıda Komitesinin yapısının çok etkin çalışmadığını, yapının değiştirilmesi gerektiğini, Sayın Başbakanımıza arz ettik. Sayın Başbakanımızın talimatıyla da komitenin yapısını değiştirdik. Bir Başbakan Yardımcısı Başkanlığında, ilgili bakanların katılımıyla yeni bir Gıda Komitesi oluşturuldu."

- "Üreticiden tüketiciye kadar olan zincirde sıkıntılar var"

Elvan, komite olarak bir araya geldiklerini ve özellikle gıda fiyatlarındaki artışın, enflasyon hedefinin üzerinde gerçekleşmesinin nedenlerinin araştırılmasını istediklerini belirterek, üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar oluşan zincirde bazı sıkıntılar olduğunu gördüklerini söyledi.

Söz konusu sıkıntılar arasında soğuk zincir sisteminin olmaması, meyve ve sebzede yüzde 25 gibi ciddi bir zayiat yaşanması gibi durumlar bulunduğunu kaydeden Elvan, bu sorunların giderilmesine yönelik bazı tedbirler almaya karar verdiklerini bildirdi.

Bu kapsamda bir erken uyarı mekanizması kurulması gerektiğini kararlaştırdıklarını anlatan Elvan, "Bu sistemin kurulması yönünde çalışmaları başlattık. Buradaki temel amacımız, gıda fiyatlarındaki artışı daha da aşağı çekebilecek çalışmaları başlatmak." diye konuştu.

Gıda fiyatlarındaki aylık değişime yönelik olarak da Kalkınma Bakanlığı, Merkez Bankası ve Türkiye İstatistik Kurumundan (TÜİK) oluşan teknik bir heyetin konunun teknik boyutuyla ilgili çalışma yürüttüklerini dile getiren Elvan, bu çalışmanın enflasyon sepeti ile doğrudan bir ilgisi olmadığını vurguladı.

- "Enflasyon sepetindeki ağırlıklar anket neticesinde ortaya çıkıyor"

Enflasyon sepetindeki ağırlıkların nasıl belirlendiğine ilişkin de Elvan, hane halkı yöntemini kullanarak enflasyon sepetinin belirlendiğini söyledi.

Her ay TÜİK elemanlarının belirli sayıdaki haneyi ziyaret ettiklerini ifade eden Elvan, harcamaların kaydedilerek bu verilerin ay sonunda toplandığını dile getirdi.

Elvan, söz konusu hane halkı anketleri toplandıktan sonra gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlık oranının belirlendiğini kaydederek, "Yüzde 25i, 23e, 22ye çekeceğiz gibi bir şeyimiz yok. Tamamıyla anket sonuçları neticesinde bu ortaya çıkıyor." dedi.

Hane halkı yönteminin dışında ulusal hesaplar üzerinden de ağırlıkların belirlendiğine işaret eden Elvan, "İkisi de doğru olan, dünyada yaygın olarak kullanılan yaklaşımlar. Dolayısıyla her ülke bunlardan birini tercih ediyor." şeklinde konuştu.

- "Sepete müdahale etme şansımız yok"

Gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlığının 2005 yılında yüzde 29,42 olduğunu anlatan Elvan, söz konusu oranın 2006da yüzde 27,68, 2007de yüzde 28,47, 2015 yılında yüzde 24,25, 2016 yüzde 23,68 olarak gerçekleştiğini ifade etti. Elvan, şöyle devam etti:

"Gelir arttıkça gıdanın sepet içindeki payında bir düşme eğilimi olduğunu görüyoruz. Bütün dünyada da böyle ama bunu doğrudan ilişkilendirmek çok da doğru bir yöntem olmayabilir. Nitekim Estonya gibi kişi başına milli geliri bizden yüksek ülkeler var. Estonyada enflasyon sepeti içinde gıdanın sepet içindeki oranı yüzde 23,24. Bu değişebiliyor ama buradaki yaklaşımımız, hane halkına vermiş olduğumuz defter ile hane halkının harcamalarının ortaya konulduğu, bu harcamalar üzerinden sepet içerisindeki oranların tespit edildiği bir yöntem. Dolayısıyla bizim yaklaşımımız bu. Bu çerçevede de çalışmalar devam ediyor."

Kullanılan yöntemin toplumun eğilimlerini doğru olarak yansıttığını belirten Elvan, "Çok yüksek gelir grubundakiler belki çok sağlıklı bildirmiyor olabilirler. Buna yönelik bazı tedbirler alınabilir ama Şu orandan şu orana çekeceğiz gibi bir yaklaşımımız söz konusu değil. Bu, tamamıyla yapılan hane halkı anketi neticesinde ortaya çıkan bir rakam. Bizim müdahale etme şansımız yok, olamaz da." diye konuştu.

- Uluslararası şirketlerin üst yöneticileri ile toplantı

Başbakan Binali Yıldırımın başkanlığında uluslararası şirketlerin üst yöneticileri ile dün gerçekleştirilen toplantı ve yabancı yatırımcıların Türkiyeye yönelik algılarına ilişkin bir soru üzerine Elvan, söz konusu toplantıda dünyada ön plana çıkmış firmaların 20 üst yöneticisi ile bir araya geldiklerini ifade etti.

Firmaların toplam büyüklüğünün 660 milyar dolar düzeyinde ifade edildiğini anlatan Elvan, Başbakan Yıldırımın her bir yöneticiyi teker teker dinlediğini aktardı. Elvan, "Hemen hemen her birinin ortak kanaati şu: Türkiye inanılmaz büyük bir potansiyele sahip. Türkiye, bulunduğu konum itibariyle dünyada özellikle teknoloji alanında en hızlı büyüyebilecek bir potansiyele sahip ve bu potansiyelin mutlaka değerlendirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Elvan, küresel büyümedeki zayıflığın yanı sıra Ortadoğuda yaşanan sıkıntıların dünyada yabancı sermaye yatırımlarının azalmasına neden olduğunu söyledi.

Toplantının son derece olumlu geçtiğini vurgulayan Elvan, "Onların dile getirmiş oldukları bazı hususlar var. Özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesi açısından. Onları da süratle yapacağız. Reformlarımıza devam edeceğiz. Öncelikli dönüşüm programlarına devam edeceğiz ve hızlandıracağız. Daha uygun bir yatırım ortamının oluşması için yoğun çabamızı sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Şirket yöneticilerinin Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuzdaki darbe girişimini kınadıklarını belirten Elvan, Türk milletinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın göstermiş olduğu güçlü iradenin takdir edildiğini bildirdi.

Elvan, gidecekleri ülkelerde darbe girişimini anlatacaklarını kaydederek, gerçekleştirdikleri toplantılarda yabancı yatırımcıları Türkiyeye davet ettiklerini sözlerine ekledi.

AA