Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

İsrail tarafından hazırlatılan "Türk Şirketler için Ticari Fırsatlar" çalışması, Türkiye ile İsrail arasında boru hattı inşa etmenin maliyetinin 2,6 ile 3,9 milyar dolar arasında değişeceğini, proje için Yunanistan rotasının seçilmesi halindeyse boru hattının ortalama maliyetinin 7 milyar 150 milyon doları bulacağını ortaya çıkardı.

İsrail Büyükelçiliği'nce düzenlenen ve enerji firmalarından yetkililerin de katıldığı toplantıda sunulan çalışmaya göre, Türkiye ve İsrail arasında inşa edilecek muhtemel bir boru hattının uzunluğu 600 kilometreyi buluyor.

Çalışmada, İsrail gazını Avrupa pazarına taşıyacak boru hattı inşasının kilometre başına 4,4 ile 6,6 milyon dolar arasında değişeceği öngörülüyor.

Bu çerçevede, söz konusu gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması halinde, inşa edilecek boru hattının uzunluğunun 600 kilometre olması varsayımıyla 2 milyar 640 milyon dolar ile 3 milyar 960 milyon dolar arasında bir maliyet hesaplanıyor. Böylece Türkiye'ye uzanacak boru hattının ortalama maliyetinin 3 milyar 300 milyon doları bulacağı ortaya çıkıyor.

Yunanistan rotasının tercih edilmesi halindeyse, maliyet ikiye katlanıyor. Projenin gerçekleştirilmesi için Yunanistan'a kadar bin 300 kilometre uzunluğunda bir boru hattı inşa edilmesi gerekiyor. Bu durumda, ortalama maliyet 7 milyar 150 milyon doları aşıyor.

"Önde gelen seçenek Türkiye"

Çalışmayı gerçekleştiren İsrail Technion Üniversitesi Öğretim Görevlisi Gina Cohen, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, İsrail gazının taşınması için dört güzergah bulunduğunu belirterek, bu seçeneklerin Mısır, Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan olduğunu söyledi.

Cohen, güneyde en yakın seçeneğin Mısır, kuzeyde ise Türkiye olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi:

"Boru hattının İsrail ile Mısır arasında inşa edilmesi halinde 200, Türkiye’yle 600 ve Yunanistan’la bin 300 kilometre uzunluğunda olması gerekiyor. İsrail gazını taşıyacak boru hattı projesinin maliyeti kilometre başına 4,4 ile 6,6 milyon dolar arasında değişeceğini söyleyebilirim. Bu bir tahmin. Deniz yüzeyinin yapısı, derinliği, mesafe bu maliyetin oluşmasında etkin bir rol oynuyor. Bu kapsamda değerlendirildiğinde, bu gazı taşıyabileceğimiz ülkeler ise Kıbrıs, Mısır, Türkiye ve Yunanistan. Tüm bu seçenekler avantajları olduğu gibi dezavantajlara da sahip. Kıbrıs küçük bir ada ve fazla gaza ihtiyacı yok. Yunanistan komplike bir seçenek çünkü denizaltına boru hattı döşenmesi teknolojisi çok karmaşık ve pahalı bir seçenek. Geriye Mısır ve Türkiye seçeneği kalıyor. Mısır'da mevcut iki LNG tesisi var ve buradan yılda 10 milyar metreküp gaz ithal ediliyor. Dolayısıyla Mısır bir opsiyon. Ancak İsrail gazının ihraç edilmesinde Türkiye çok iyi bir seçenek."

Cohen, hem Türkiye hem de İsrail'in projeyi inşa etmeye karar verdikleri andan itibaren hayata geçirilmesinin dört yıl süreceğini kaydederek, "Müzakereleri ertelemek doğru olmaz, bir an önce başlamanın çok iyi olacağını düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyetinin 100'ncü kuruluş yıldönümü olan 2023, iki ülke arasındaki ilişkilerin pekiştirilmesiyle birlikte kaynak tedariğin arttırılması için doğru bir zaman olacaktır." ifadelerini kullandı.

“Türkiye kredisi yüksek bir pazar”

Türkiye’nin çok büyük bir piyasa olduğunu ve 2015 yılında yaklaşık 47,5 milyar metreküplük bir gaz tüketimi gerçekleştirdiğini belirten Cohen, İsrail’in yıllık gaz tüketiminin ise 10 milyar metreküp olduğunu ifade etti.

Cohen, bölgenin siyasi, ticari ve çevresel açıdan İsrail için çok önemli olduğuna işaret ederek, "Türkiye kredisi yüksek bir pazara sahip. İsrail, gaz arzı konusunda artık bağımsız ve Türkiye’nin de buna ihtiyacı var. Dolayısıyla, burada pek çok açıdan bir kazan-kazan durumu olduğunu düşünüyorum. Yıllık 16 milyar metreküplük bir kapasite ile kurulacak bir boru hattı projesi, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gazını ister kuzeye ister güneye gitsin, taşımaya yeterli olacaktır, çünkü daha büyük bir kapasite ikinci bir hattın inşa edilmesini gerektirir.” değerlendirmesinde de bulundu.

AA