Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

ABD seçimlerinde Donald Trump'ın sürpriz zaferiyle küresel ekonomideki beklentiler yerini endişeye bırakırken, 20 Ocak'ta başkanlık koltuğuna oturacak Trump'ın söylemlerindeki korumacı politikaların yol açacağı etkiler de merakla bekleniyor.

Trump'ın korumacı politikalarıyla ABD'nin, Çin başta olmak üzere dünyanın önde gelen ekonomileriyle yaşayabileceği sorunlar tedirginliğe neden olurken, bazı ekonomistler de korumacı politikaların taraflar arasında savaşa dönüşebileceğini belirtiyor.

Küresel piyasalarda gelecek yıl farklı performansların görülebileceğini ifade eden ekonomistler, 2017'nin gelişmiş ekonomiler için iyi bir yıl olabileceğini belirtirken, doların değer kazanmasıyla gelişmekte olan piyasalar için de zor zamanların gündeme gelebileceğine dikkati çekiyor.

AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Berenberg Başekonomisti Holger Schmieding, dünyada artık yaygınlaşmaya başlayan korumacı politikaların ticaret savaşlarına yol açabileceğini, dünya ticaretinde çöküşe sebep olabileceğini ileri sürdü.

ABD'de başkanlık seçimlerini kazanan Trump'ın yeni politikalarının etkisiyle küresel ekonomide ani yükselişler ve düşüşler yaşanacağı öngörüsünde bulunan Schmieding, Avrupa'da popülist bir partinin zaferinin de Avrupa Birliği (AB) ve Avro Bölgesi'ne zarar verebileceğini iddia etti.

Batı dünyasının hala "tedbir çağı" yaşadığını ifade eden Schmieding, hanehalkı ve iş dünyasında Lehman Brothers krizinden bu yana daha ihtiyatlı tutumlar görüldüğünü, ileri derecede risk alma konusunda tereddütler yaşandığını kaydetti.

Schmieding, risk iştahının düşük olmasının Batı ekonomisinde büyümenin önceki dönemlere göre daha düşük kalacağı anlamına geldiğini belirterek, Batı ekonomilerinin küreselleşmenin istenmeyen sonuçları konusunda politika geliştirmede yavaş davrandığını, popülist politikalara desteğin arttığını ve bunun da önceki zamanlara göre daha çok politik risk içerdiğini savundu.

"Küresel piyasalarda 2017'de farklı performanslar olacak"

Berenberg Gelişmekte Olan Piyasalar Hisse Senedi Stratejisti Carsten Hesse de 2016'nın, küresel hisse senedi piyasasında ılımlı bir yıl olduğunu ancak küresel piyasalarda 2017'de farklı performanslar olacağını tahmin ettiğini bildirdi.

Hesse, Trump'ın politikalarıyla birlikte ABD'de büyüme, enflasyon ve faizlerin artabileceğini belirterek, "Güçlü bir ABD, ülkedeki ve gelişmiş ekonomilerdeki hisse senedi piyasaları için olumlu olabilir. ABD'de şirketlere uygulanabilecek düşük vergi oranları, şirketlerin kazançlarının artmasına, başka ülkelerdeki sıcak paranın geri dönmesine katkıda bulunacak. Bu da daha fazla hisse satın alımını sağlayacak." diye konuştu.

Avrupa ekonomilerinin 2017 yılında iyi durumda olabileceğini ifade eden Hesse, "Bu ekonomilerde aşırılıklar söz konusu olmayacak. Avrupa'da gelecek yıl gerçekleşecek seçimler, biraz volatiliteye sebep olabilecek ancak genel trendde Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere Merkez Bankası ve İsviçre Merkez Bankası'nın ekonomilerini destekleyecek." dedi.

Hesse, gelişmekte olan piyasaların 2017'de biraz zor zamanlar geçirebileceğine dikkati çekerek, daha "şahin" bir ABD Merkez Bankası'nın (Fed) doların daha fazla değer kazanmasını sağlayacağını, bunun da yüksek dolar borcundan dolayı probleme yol açacağını ancak uzun vadede güçlü bir ABD ekonomisinin gelişmekte olan piyasalar için olumlu olabileceğini vurguladı.

"Fed, 2017'de 3 faiz artışına gidebilir"

ING Group Uluslararası Başekonomisti Rob Carnell ise Fed yetkililerinin gelecek yıl 3 faiz artışına gidebileceğini, Fed'in yaptığı son toplantıda sıkılaşma politikasının hızının artacağı sinyali verildiğini ve Fed'in artık "güvercin" imajını yok etmek istediği gibi bir görüntünün olduğunu söyledi.

Rabobank Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys, "Fed, 2016 yılı için 4 faiz artırımı öngörüsünde bulunmuştu ancak bir kez faiz artışına gitti. Burada en önemli faktörlerden bir tanesi Trump'ın mali teşvikleri... Trump'ın bu teşvikleri hayal kırıklığına yol açarsa 3 faiz artışı gerçekleşmeyebilir." ifadelerini kullandı.

IHS Global Insight Avrupa ve İngiltere Başekonomisti Howard Archer da ECB'nin varlık alım programını 60 milyar avroya indirme kararının, teşviklerin her zaman devam edemeyeceği anlamına geldiğini belirterek, bankanın varlık alım programına ilişkin kararıyla hem "güvercin" hem de "şahin" üyelerle anlaştığını, faiz oranlarının düşme olasılığının da az olduğunu söyledi.

ING Group Almanya ve Avusturya Kıdemli Ekonomisti Carsten Brzeski ise Avrupa açısından 2017'nin bu yıla göre daha zayıf olabileceğini kaydetti.

AA