Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, TİM tarafından düzenlenen TİM Yıllık Değerleme Toplantısında, 2016'nın zorlu bir yıl olduğunu, son 15 yıldan beri dünyadaki en düşük büyümenin 2009 hariç 2016'da gerçekleştiğini kaydetti.

Bu dönemde dünyada yaşanan diğer gelişmeleri de anımsatan Büyükekşi, 2016'nın ilk 10 ayında dünya ticaretinin yüzde 4 azaldığını ancak son çeyrekteki gerek dolar, gerek emtia fiyatlarındaki artıştan dolayı bir miktar toparlanma beklendiğini dile getirdi.

Büyükekşi, her ne kadar toparlanma olsa da 2016 geneli için beklentinin 16 trilyon dolar olduğunu, 2015 yılındaki 16,5 trilyon dolar düşünülürse, 2016'da 500 milyar dolarlık bir gerileme görüldüğünü ifade etti.

2009 yılında 2023 yılı ihracat strateji çalışması yaptıklarını anımsatan Büyükekşi, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu çalışmayı yaparken 2008 yılında dünya dış ticareti 16 trilyon dolardı. O zaman ekonomistlere, 3 hocamıza görev verdik; dünya dış ticaret hacmi ne olacak, senaryo getirin diye… Onlar da senaryo çalışması yaptılar ve bize 3 senaryo getirdiler. Bir tanesi dünya dış ticareti 2023 yılında 25 trilyon dolar, bir tanesi 34,5 trilyon dolar, bir tanesi de 50 trilyon dolar. Biz de dedik ki; sene 2008 ve 16 trilyon dolar. Yılda 1 trilyon dolar artsa 14 sene var. Onun için 25 çok düşük, 50'de çok yüksek. Her zaman olası olanı almak çok daha doğru. Olası olarak da 34,5 trilyon doları aldık. O zaman dünya dış ticaretinden binde 7 civarında bir pay alıyoruz. Dünya dış ticaretinden 2018 yılında yüzde 1 pay, 2023 yılında da yüzde 1,5 pay öngörüsünde bulunduk ve 34,5 trilyon doların yüzde 1,5'i 500 milyar dolar yapıyor.

Şu anda 2016 ve 8 yıl geçmiş ama tekrar 16 trilyon dolar, başladığımız yere geri döndük. Bazı arkadaşlar soruyor, bu 500 milyar dolar hayal, neden bunu devam ettiriyorsunuz, revize edin diye… Siz sormadan ben söyleyeyim; 500 milyar dolar tek başına bir hedef değil. Hedef dünya dış ticaretinden yüzde 1,5 pay alabilmek. 8 yıl geçmiş, dünya dış ticareti yerinde sayıyor. Önemli olan dünya dış ticaretinden alınan payı artırmak. 2023 yılında dünya dış ticareti 25 trilyon dolar oldu, ki bu gidişle çok ihtimal, biz 1,5 pay aldık, 375 milyar dolar. Eğer biz 375 milyar doları gerçekleştirirsek, hedefi tutturmuş oluruz. Eğer dünya ticaret hacmi 2023'te 50 trilyon dolar olursa ve biz de 500 milyar dolar yaptık, hedefi gerçekleştirmemiş oluruz, çünkü yüzde 1'e tekabül eder. Rakam sadece sayıdan ibaret değil, esas önemli konu dünya dış ticaretinden pay alabilmek."

- "Dünya dış ticareti yüzde 4 azaldı"

Büyükekşi, küresel ekonomiye yön veren ülkelerin ihracatlarına baktıklarında neredeyse ihracatını artıranın bulunmadığını belirterek, "Japonya var yüzde 2,5, Almanya var binde 9." dedi.

Dünya dış ticaretinin yüzde 4 azaldığını aktaran Büyükekşi, Türkiye'nin ihracatında düştü denilecek bir rakamın söz konusu olmadığına işaret ederek, "Bu herhalde şu anda binde 8 ama binde 5'lere gidecek diye düşünüyoruz. İhracat, 142,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. TÜİK açıklayınca bu 143'ün üzerine çıkacak. Bir sene önce de 143,6 milyar dolardı." diye konuştu.

Büyükekşi, 2016'da ihracatta 3 rekor kırdıklarını, bunların başında dünya ticaretinden alınan payın yüzde 0,89'a çıkması olduğunu dile getirdi.

İkinci rekorun ise ihracatın AB ithalatından aldığı payın yüzde 1,28'e çıkması olduğunu belirten Büyükekşi, üçüncü rekorun Türkiye'nin ABD'nin ithalatından aldığı payın yüzde 0,29'a ulaşması olduğunu, bunların üçünün de kendileri açısından yapılabilen en yüksek seviye olduğunu ifade etti.

Büyükekşi, Türkiye'nin geçen yıl 26 büyük terör saldırısına maruz kaldığını, 15 Temmuz günü de hain bir terörist girişime şahit olunduğunu anımsattı.

O dönemde bazı müşterilerin siparişlerini iptal etmeye kalktığını hatırlatan Büyükekşi, ihracatçıların da video çekerek, çalıştıklarını ilettiğini ve siparişlerin iptal edilmemesini istediğinin altını çizerek, "Bazı ihracatçılarımız facetime'dan telefon açtı, fabrikanın çalıştığını gösterdi." dedi.

Büyükekşi, en büyük sıkıntının turizmde yaşandığını, gelirlerin yüzde 30 azaldığına dikkati çekerek, "27 çeyrek üst üste büyüyen ekonomimiz üçüncü çeyrekte yüzde 1,8 daraldı. Merkez Bankası üst bantta 7 kez faiz indirime gitti. Kasım ayında ise hem üst bandı hem politika faizini artırdı." şeklinde konuştu.

- "Turizmdeki kayıplarımız olmasaydı cari açığımız yüzde 22 iyileşmiş olacaktı"

TİM Başkanı Büyükekşi, 2016 yılında ihracat yüzde 0,8 gerilerken, ithalatın yüzde 4,2 azaldığını söyledi.

Dış ticaret hacminin yüzde 2,8 düştüğünü, dış ticarette verilen açığın ise yüzde 11,7 iyileştiğini belirten Büyükekşi, "Bu iyileşme cari açığımızı olumlu etkilerken turizmdeki gerileme olumsuz etkiledi. Turizmdeki kayıplarımız olmasaydı cari açığımız yüzde 22 iyileşmiş olacaktı." dedi.

Büyükekşi, 2016 yılında ihracatı etkileyen faktörlere bakıldığında, karşılarına öncelikle olarak petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşün çıktığını dile getirdi.

Yıl genelinde, bu gerilemeden kaynaklı ihracat kaybının 3,5 milyar dolar olduğunu aktaran Büyükekşi, ikinci sırada ise çevre ülkelerde yaşanan sıkıntılar olduğunu, Rusya ile yaşanılan krizin yanı sıra, Irak, Suriye ve Libya'da yaşanan çatışmaların da ihracatın düşmesine sebep olduğunu, bu ülkelere ihracatın toplamda 4,1 milyar dolar düşüş gösterdiğini ifade etti.

Büyükekşi, bunlara ilaveten, TL ve sterlinin dolara karşı değer kaybetmesi ile parite kaynaklı toplam kaybın 1,5 milyar dolar olduğuna dikkati çekerek, "Bunların hepsini topladığımızda 9,1 milyar dolarlık bir kayıp olduğunu görüyoruz. Bu kayıplar olmasaydı 2016 yılı ihracatımız yüzde 5,5 artarak 151,7 milyar dolara çıkacaktı." yorumunu yaptı.

Her şeye rağmen ihracatı miktar bazında artırmayı başardıklarını anlatan Büyükekşi, şunları kaydetti:

"Miktar bazında ihracatımız yüzde 4,1 artarak 104 milyon ton ile rekor kırdı. Sektörel olarak baktığımızda, otomotiv sektörünün 23,9 milyar dolar ile zirvede olduğunu görüyoruz. Bu sektörü 17 milyar dolar ile hazır giyim ve 13,9 milyar dolar ile kimyevi maddeler sektörü takip etti. İhracatını en fazla artıran sektörlerimize baktığımızda yine birinci sırada yüzde 12,9 artış ile otomotiv sektörünü görüyoruz. En fazla kayıp ise yüzde 9,5'lik daralma ile kimyevi maddeler sektörümüzde görüldü.

Sektörel ihracatımıza miktar bazında baktığımızda ise birinci sırada 20,4 milyon ton ile madencilik yer alıyor. Bu sektörü 19,2 milyon ton ile çimento, cam ve seramik sektörü ve 16,5 milyon ton ile çelik sektörü takip etti. Miktar bazında ihracatını en fazla artıran sektör ise yüzde 20,8 ile hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörü oldu. En keskin düşüş ise yüzde 27 ile elektrik ve elektronik sektöründe yaşandı. 2016 yılında ihracatımızın miktar bazında artıp değer bazında gerilemesi sonucunda kilogram başı ihracatımızın değeri düştü. 2015'te 1,44 dolar olan kilogram başı ihracatımız, 2016'da 1,37 dolara geriledi. Bu gerilemede, petrol ve emtia fiyatlarının düşük seyri etkili oldu"

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bazı sektörlerimizin ihracat birim değerleri düşük. Bu da toplamda kilogram bazında ihracatımızın düşmesine sebep oluyor. Örnek verecek olursak; çimento sektöründe kilogram başı ihracat 14 sent olurken, madencilikte 19 sent, çelikte ve yaş meyve-sebzede 55 sent, hububatta 77 sent seviyesinde. Saydığım bu sektörler, toplam ihracatımızın miktar bazında 3'te 2'sini oluşturuyor. Dolayısıyla, bu 5 sektörümüz hariç bırakıp baktığımızda, 2016'da kilogram başına ihracatımız 2,17 dolar seviyesinde çıkıyor.

Sektörel bazda kilogram başı ihracat değerlerimize baktığımızda; ilk sırada 850 dolar ile mücevher sektörünü görüyoruz. Bu sektörü 27,7 dolar ile savunma ve havacılık, 15,3 dolar ile de hazır giyim takip etti. 2016 yılında 9 sektörümüzün kg başı ihracatı artarken, 18 sektörümüzde gerileme yaşandı. Kilogram başı ihracat değeri en fazla artış gösteren sektörlerimiz yüzde 33 ile süs bitkileri ve yüzde 30,6 ile elektrik ve elektronik oldu. En sert düşüş gösteren sektörler ise yüzde 26 ile fındık ve yüzde 15,6 ile çimento, cam ve seramik ürünleri oldu."

- "En yüksek ihracat artışını yüzde 35,6 ile İran'da yakaladık"

Büyükekşi, 2016'da 250 ülke ve bölgeye ihracat yaptıklarını, 2015'te bu rakamın 246 olduğunu söyledi.

127 ülke ve bölgeye ise gerçekleştirilen ihracatı artırdıklarını belirten Büyükekşi, en fazla ihracat gerçekleştirdikleri ilk 10 ülkeye baktıklarında en yüksek ihracat artışını yüzde 35,6 ile İran'da yakaladıklarını söyledi.

Büyükekşi, İran'ı yüzde 13,7 ile Hollanda ve yüzde 10,3 ile İngiltere takip ettiğini belirterek, "İran, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne ihracatımızın artışında altın ihracatı etkili oldu. Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Hollanda gibi AB ülkelerine gerçekleştirdiğimiz ihracat artışında ise otomotiv sektörü önemli rol oynadı. Irak ise ilk 10 arasında üçüncülükten dördüncülüğe geriledi ve yerini İtalya'ya bıraktı. Eğer biz 2014'teki ivme ile gidebilseydik, bizim beklentilerimize göre Irak birinci olacaktı, yani Almanya'nın üzerine çıkacaktı." dedi.

İhracatta AB'nin aldığı payın 2016'da yüzde 49'a ulaştığını aktaran Büyükekşi, en yüksek ikinci paya sahip olan Ortadoğu'nun ise yüzde 19,5'ten yüzde 18,7'ye gerilediğini ifade etti.

Büyükekşi, 2016'da tüm illerin ihracat yaptığını, bu dönemde 37 il ihracatını artırırken, 44 ilin ise ihracatının azaldığının altını çizdi.

"En fazla ihracat gerçekleştiren ilk 10 ilimize baktığımızda; 4 ilimizin ihracatının arttığını, 6 ilimizin ise gerilediğini görüyoruz." diyen Büyükekşi, "İhracatını en fazla yüzde 31 ile Sakarya artırdı. Ardından yüzde 11 artışla Bursa geldi. Bu illerimizdeki artışta otomotiv ihracatındaki sıçrama etkili oldu. İhracatta her daim ilk sırada yer alan İstanbul'un ihracatı ise 2016'da yüzde 3,4 geriledi." diye konuştu.

- "İhracatta 2017 yılını atılım yılı olarak ilan ettik"

Büyükekşi, konuşmasında 2016 yılında yaptıkları çalışmalardan da bahsetti.

Ar-Ge ve Tasarım Merkezi kurulması alanında son 2 aydır yürüttükleri projede amaçlarının yeni 250 Ar-Ge ve 500 Tasarım Merkezi açmak olduğunu belirten Büyükekşi, "Bugün toplamda 83 rakamına ulaştık. 57 Ar-Ge, 26 Tasarım Merkezinin bir kısmı açıldı, kalanları da açılmak üzere." dedi.

Büyükekşi, "10 İl 10 Ülke" etkinliği kapsamında illeri ihracatlarındaki potansiyel ülkeler ile eşleştirdiklerine işaret ederek, "Gaziantep'i İngiltere'yle, Adana'yı Suudi Arabistan'la, Konya'yı İran'la, Bursa'yı Amerika'yla, Antalya'yı Almanya ile eşleştirdik." ifadelerini kullandı.

İhracatta 2017 yılını atılım yılı olarak ilan ettiklerini anımsatan Büyükekşi şunlara vurgu yaptı:

"Çünkü petrol ve emtia fiyatlarının yükselmesiyle birlikte ihracat fiyatlarımız tekrar artışa geçecek. Rusya ve Irak gibi çevre ülkelerle yaşadığımız sorunların çözülmesi ile birlikte bu ülkelere olan kayıplarımızı telafi edeceğiz. Petrol ihracatçısı ülkelerin toparlanması ile birlikte bu ülkelere olan ihracatımız canlanacak. Bunların yanısıra, hükümetimiz tarafından ihracatçılarımıza verilen desteklerin artması bizlerin en büyük motivasyon kaynağı olacak. 2016'da alınan ve 2017'yi etkileyecek destekler: 2017 bütçesinde ihracat destekleri 1 milyar liradan 3 milyar liraya çıkarıldı. Yaklaşık 15 bin ihracatçımıza Yeşil Pasaport verileceği müjdesini sayın başbakanımızdan aldık.

İhracatçılarımızın finansmana erişiminin kolaylaştırılması konusunda da hükümetimiz tarafından önemli adımlar atıldı. Kredi Garanti Fonu tarafından KOBİ'lere yüzde 85, ihracatçılarımıza Eximbank kanalı ile yüzde 100'e kadar kefalet sağlanacak. Nerede yapılırsa yapılsın stratejik yatırımlar, 4. bölge teşviklerinden yararlanacak. Ar-Ge ve tasarım merkezlerine sağlanan destekler genişletildi. Yatırım teşvik mekanizmasının güncellenmesi ve proje bazlı süper teşvik modeli getirildi. Yurtiçi fuarlar ve pazara giriş desteğindeki değişiklikler ile ihracat alanında büyük imkanlar sağlandı. Biz bunları göz önüne alarak 2017'de ihracatın sıçrama yapacağını düşünüyoruz. İhracat, 2017'de OVP hedefi olan 153,3 milyar doları da aşarak 155 milyar dolara ulaşır diye kendimize hedef koyduk."

- " Kur artışından fayda sağlamıyoruz, tam tersi, zararlar söz konusu olabiliyor"

Büyükekşi, konuşmasından sonra basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

2016 yılında Türkiye'nin başına gelenin pişmiş tavuğun başına gelmediğini belirten Büyükekşi, ekonominin beklenti yönetimi olduğunu, 2017 yılına dair olumsuz bir şey düşünmediklerini, daha iyi bir yıl olmasını beklediklerini söyledi.

Büyükekşi, burada dünya açısından olası bir riskin Donald Trump'ın ne yapacağının bilinmemesi olduğunu kaydetti.

Kendilerinin "Dolar 3,94 oldu, çok güzel oldu." diye bir şey demediklerini vurgulayan Büyükekşi, "Çünkü bizim açımızdan Türkiye'nin makro dengeleri daha önemli. Makro dengeler açısından da kurun bu kadar hızlı yükselmesi, Türkiye ekonomisinin hayrına bir şey değil. Türkiye'nin ihracatının artması, kurun aşırı değerlenmesi ile ilgili değil." ifadelerini kullandı.

Büyükekşi, kur konusunda, TCMB'nin gereği neyse onu yapması noktasında proaktif davranması gerektiğini söylediklerini anımsatarak, "Biz kur artışından fayda sağlamıyoruz, tam tersi, zararlar söz konusu olabiliyor." dedi.

Birçok ihracatçının yatırımı bulunduğunu hatırlatan Büyükekşi, bu nedenle istikrar olmasının son derece önemli olduğunun altını çizdi.

Büyükekşi, Türkiye'nin potansiyeline güvendiklerini, TCMB'nin son uygulamalarını da desteklediklerini, kurun bugünkü seviyesinin yüksek olduğunu düşündüklerini, bu anlamda şu anda olması gereken rakamın da 3,50 olduğunu vurguladı.

Türkiye ekonomisine yönelik 2017 büyüme ve enflasyon tahminleri ile ilgili bir soru üzerine Büyükekşi, ihracatçıların değil de kendisinin görüşünü söyleyebileceğini belirterek, "Büyüme ile ilgili beklenti yüzde 3,1, enflasyon da yüzde 9." ifadelerini kullandı.

Büyükekşi, aşırı kur artışlarının bütün girdi fiyatlarını artırdığını belirterek, "Bu aşırı artış bize ham madde girdi fiyatları, işçilik fiyatları olarak hemen geri yansıyacak." dedi.

AA