Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Küresel gelişmelerin Türk lirasındaki (TL) değer kaybını tetiklemesiyle enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklerin artması ve görünümün bozulması sonucu Merkez Bankası, faiz koridorunu genişletirken, son 3 ayda devreye aldığı uygulamalarla ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini de yaklaşık 300 baz puan artırdı. Merkez Bankasının aldığı kararlar Dolar/TL 'de oynaklığın düşmesini sağladı.

Şubatta enflasyonun yıllık bazda yüzde 10,13 ile çift haneyi görmesi ve küresel piyasalarda doların güçlenmesinin etkisiyle TL'de yaşanan nispi değer kaybı, Merkez Bankasından ek sıkılaştırma beklentisini artırdı.

Bugün başlayan ve yarın sonuçlanacak ABD Merkez Bankası (Fed) Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında, faiz artırımına kesin gözüyle bakılırken, yılın kalanında yapılabilecek faiz artırımı sayısına yönelik de ipuçları aranacak. Fed Başkanı Janet Yellen'ın toplantının ardından yapacağı açıklamaların "şahin" tonda olup olmayacağı da TCMB'nin faiz kararında etkili olacak.

Ekonomistler, bu yılın ikinci PPK toplantısında, bir hafta vadeli repo faizi (politika faizi) ve Merkez Bankası borçlanma faizinde (faiz koridorunun alt bandı) değişiklik olmayacağını öngörürken, marjinal fonlama oranında (faiz koridoru üst bandı) ve geç likidite penceresi (GLP) borç verme faiz oranında artış olacağı tahmininde bulunuyor.

AA Finans'ın PPK toplantısına yönelik piyasa beklenti anketine göre, ekonomistlerin tamamı yüzde 8 olan politika faiz oranı ve yüzde 7,25 olan faiz koridorunun alt bandının sabit tutulacağını öngörüyor. Ekonomistlerin yarısı yüzde 9,25 olan marjinal fonlama oranında 50-100 baz puanlık artış olabileceğini, diğer yarısı ise faiz oranında değişiklik olmayacağını tahmin ediyor.

Ankete katılan ekonomistlerin tamamına yakını ise yüzde 11 olan geç likidite penceresi borç verme faiz oranında artış bekliyor. Ekonomistlerin 10'u faiz oranında 100 baz puan, 2'si 50 baz puan artış olacağı tahmininde bulunurken, 2 ekonomist ise faiz oranının sabit kalacağını öngörüyor.

Ocak ayındaki PPK toplantısında faiz koridorunun üst bandı yüzde 8,50'den yüzde 9,25'e ve geç likidite penceresi borç verme faiz oranı da yüzde 10'dan yüzde 11'e yükseltilirken, politika faizi ve faiz koridorunun alt bandı sabit tutulmuştu.

- "Geç likidite penceresi faizinde 100 baz puan artış olabilir"

Odeabank Ekonomik Araştırma ve Stratejik Planlama Direktörü Ali Kırali, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, enflasyonda yükselişi sona erdirerek yılın ikinci yarısında kayda değer bir düşüş elde edebilmek için sıkı duruşun bir miktar güçlendirilmesi gerektiğini düşündüklerini söyledi.

Fiyat istikrarı ve finansal istikrarı tehdit edecek yeni bir dışsal olumsuzluk yaşanmadıkça geç likidite penceresi borç verme faizinde 100 baz puanlık ve marjinal fonlama oranında 75 baz puanlık artırımın yeterli olabileceğini ifade eden Kırali, Merkez Bankasının karar süreci açısından yurt içinde en temel faktörün, enflasyon görünümü ve kur olacağını vurguladı.

Bu doğrultuda özellikle gıda ürünlerine yönelik alınacak tedbirlerle enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklerin azalabileceğini, bunun da Merkez Bankasına enflasyonla mücadelede yardımcı olabileceğini ifade eden Kırali, küresel emtia fiyatlarında yakın dönemde görülen geri çekilmenin de maliyet yönlü baskıların bir miktar azalmasını sağlayabileceğine işaret etti.

Kırali, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu, TCMB'nin sıkı duruşu güçlendirmesi ile mümkün. Küresel gelişmeler, hem döviz kurları hem de TCMB faiz kararı açısından büyük öneme sahip. Fed'in politika faizlerinde 25 baz puanlık artırıma gidebileceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte Fed'in gelecek dönem faiz artırımlarının hızına ve bilançosunun küçültülmesine ilişkin vereceği mesajların bu toplantıdaki faiz artırımından daha önemli olacağını düşünüyoruz. Maliye politikasına ilişkin belirsizliklerden dolayı Fed üyelerinin, bu yıl içinde 3 faiz artırımı daha yapılabileceğine yönelik tahminlerinde en azından şu aşamada önemli bir değişikliğe gitmeyeceklerini tahmin ediyoruz.

Piyasalar mart toplantısında bir faiz artırımını neredeyse tümüyle fiyatlarken, yılın kalan döneminde yapılacak faiz artırımına yönelik belirsizlik sürüyor. Burada yaşanabilecek yeni bir fiyatlama ise TCMB'nin de para politikasını tahminimizin de ötesinde sıkılaştırmasına neden olabilir. Ancak baz senaryomuz bu değil ve bu tip sert bir fiyatlama için erken olduğunu düşünüyoruz."

- "PPK faiz oranlarını sabit tutabilir"

HSBC Portföy Yönetimi Stratejisti İbrahim Aksoy da Merkez Bankasının geçen hafta olumsuz şubat enflasyonu sonrasında TL değer kaybederken bankaların ortalama fonlama maliyetini 49 baz puan yükselterek yüzde 10,82’ye çıkarttığını belirtti.

TCMB'nin iki gündür BİST bankalararası piyasada yüzde 9,25 ile bankacılık sistemine fon sağlamadığına işaret eden Aksoy, "Merkez Bankasının önümüzdeki günlerde bünyesindeki piyasada yüzde 9,25'ten sağladığı kaynağın üst sınırını 11 milyar liranın altına indirerek ortalama fonlama maliyetini daha da yükseltmeyi tercih edebileceği görüşündeyiz. Diğer yandan, geç likidite penceresi faiz oranında bundan sonra yapılabilecek artışların mevduat ve kredi faizlerine daha hızlı yansıyabilecek olması da bu toplantıda faizlerin sabit tutulmasına neden olabilir." şeklinde konuştu.

Aksoy, dolar/TL kuru opsiyon oynaklığında 24 Ocak'taki son toplantıdan bu yana görülen düşüş ve kurun daha düşük seviyelerde bulunmasının Merkez Bankasının bu toplantıda pas geçme ihtimalini artıran diğer bir unsur olarak görüldüğünü vurguladı.

Fed'den gelişmekte olan piyasa para birimlerinde aşırı hızlı satışa neden olabilecek bir açıklama gelmedikçe PPK'nın faiz oranlarını sabit tutmasını beklediklerini kaydeden Aksoy, "Aksi takdirde PPK geç likidite penceresi faiz oranında 50 baz puan civarında sınırlı bir artış yapabilir." dedi.

- "Manevra alanı daraldı"

AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi ise TCMB Başkanı Murat Çetinkaya'nın geçen hafta Denizli'deki konuşmasında "gerekirse ilave parasal sıkılaşma yapılır" mesajının "faiz koridoru parametrelerinde (GLP dahil) 16 Mart toplantısında bir değişiklik düşünülmüyor" şeklinde algılanmasının TL üzerindeki olumsuz yansımalarını gördüklerini söyledi.

İlave parasal sıkılaşma denilince piyasaların ortalama fonlama maliyetinin likiditenin kısılması yoluyla artırılması anlamına geldiğini gayet iyi bildiğini ifade eden Bürümcekçi, şunları kaydetti:

"Ancak buradaki sorun maliyetin yüzde 10,80'e dayanması, manevra alanının çok daralmış olması. Bu ise eğer perşembe günkü toplantı pas geçilirse 26 Nisan'daki toplantıya kadar TL'de değer kaybı baskısı olması durumunda yetersiz kalacaktır. Bu nedenle toplantıda en azından GLP faizi en az 100 baz puan yükseltilmeli. Hatta marjinal fonlama oranı da yüzde 9,25'ten en az yüzde 10 seviyesine yükseltilmelidir. Ama TCMB'nin ne karar alacağını tahmin etmek yine çok güç görünüyor. Yıl içinde ilave faiz artışı gerekip gerekmeyeceğini ise enflasyonun seyri ve TL'deki değer kaybının hangi noktada gerçekleşeceği belirleyecek."

Fed'in PPK'dan bir gün önceki toplantısında faiz artışına gitmesinin kesin göründüğünü, bu yöndeki bir kararın TCMB'ye bir etkisinin olmayacağını belirten Bürümcekçi, "Ancak burada önemli olan, yıl içinde Fed'in baz senaryosu olan 3 faiz artışı dışında bir mesaj verilip verilmeyeceği olacaktır." dedi.

- "Geç likidite penceresinde ayarlama mümkün"

Ziraat Bankası ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, Merkez Bankasının üç ilkeli para politikası dahilinde fiyat istikrarı için sıkı likidite politikasını sürdürmesini beklediklerini ifade etti.

Yılmaz, geçen hafta içinde gerçekleşen teknik ayarlamaların ardından Merkez Bankasının, likidite işlemlerinde geç likidite penceresini daha etkin kullanılır hale getirdiğini, bu nedenle oranlarla ilgili olası bir ayarlamanın geç likidite penceresinde gerçekleşmesinin mümkün olduğunu kaydetti.

Önceki iki haftanın fonlama maliyeti ortalamasının yüzde 10,40 olduğunu ve geçen haftaki ayarlamanın ardından ortalamanın yüzde 10,67'ye yükseldiğini belirten Yılmaz, fonlama maliyeti ortalamasında bu haftaya yüzde 10,80'den başlandığını, bu gerçekleşmelerle uyumlu bir ayarlama gözlemlemenin mümkün olacağını vurguladı.

TCMB'nin tam anlamıyla senkronizasyona gitmese de bu yıl toplantı takviminde gelişmiş ülke merkez bankalarının toplantı takvimlerini gözettiğini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Şubat ayında ECB ve Fed takvimi boştu. Mart ayında ECB ve Fed, sonrasında TCMB'nin de toplandığını görüyoruz. Şu anda Fed beklentisi piyasada yüzde 100 ile sanal bir kesinlik. Ancak asıl belirsizlik ve piyasaların takip edeceği gelişme Başkan Yellen’ın basın toplantısındaki yorumları ve her mevsim sonunda açıklanan projeksiyonların nasıl güncelleneceği... Eğer geleceğe dönük Fed daha 'şahin' mesajlar paylaşırsa TCMB de likidite politikasında daha sıkı bir duruş tercih edebilir."

AA