Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Kıbrıs başta olmak üzere vergi cenneti ülkelerdeki off-shore bankalarda parası buhar olanlara geçen yıl 115,7 milyon liralık ödeme yapılırken, off-shore'cuların şimdiye kadar Türkiye'ye maliyeti 375 milyon lirayı buldu.

AA muhabirinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) verilerinden derlediği bilgilere göre, 2016 yılında satışı gerçekleştirilen fon bankaları ile ilgili off-shore alacak davalarına ilişkin yargı kararları çerçevesinde toplam 419 kişi için 115,7 milyon lira tutarında ödeme yapıldı.

Ödemelerin alt kalemlerine bakıldığında, Yurt Security Offshore Bank Ltd'ye ilişkin 266 kişi için 32 milyon lira, Egebank Offshore Ltd'ye ilişkin 95 kişi için 61,9 milyon lira, Efektif Bank Offshore Ltd'ye ilişkin 58 kişi için 21,7 milyon lira olmak üzere toplamda 419 kişi için 115,7 milyon lira tutarında ödeme gerçekleştirildi.

Off-shore alacak davalarına ilişkin yargı kararları çerçevesinde, 2015 yılında, Yurt Security Offshore Bank Ltd'ye ilişkin 399 kişi için 35,9 milyon lira, Egebank Offshore Ltd'ye ilişkin 170 kişi için 57,3 milyon lira, Efektif Bank Offshore Ltd'ye (Sümerbank Offshore) ilişkin 41 kişi için 13,5 milyon lira, muhtelif yargı masrafları için 67 bin lira olmak üzere toplamda 610 kişi için 106,8 milyon lira tutarında ödeme yapılmıştı.

Bu rakam her yıl artarken, off-shore davalarına ilişkin 17 Nisan 2017 itibarıyla Fon tarafından yapılan toplam ödeme 375 milyon 385 bin 676 liraya tırmandı.

Bir üst düzey TMSF yetkilisi, halihazırda yasal süreci devam eden davaların kaybedilmesi halinde Fon tarafından tazmin edilmesi beklenen ilave ödeme tutarının bugünkü kurlar üzerinden yaklaşık 1 milyar lira olduğunu bildirdi.

Yetkili, anapara tutarlarının çok yüksek faiz oranlarıyla, yaklaşık 7 katıyla tazmin edildiği söz konusu ödemelerin maliyetinin tamamıyla kamunun üzerine kaldığının altını çizdi.

 "Off-shore'un ne olduğunu bilmiyorum" diyenin Kıbrıs'ta bankası çıkmıştı

 Türkiye, off-shore bankalarla 2001 yılındaki bankacılık krizinden sonra tanışmıştı.

Sözkonusu krizde batan bankaların birçoğunun Kıbrıs gibi 'vergi cenneti' tabir edilen birçok ülkede off-shore bankası olduğu ve Türkiye'deki şubelerinden bu bankalara mevduat topladıkları ortaya çıkmıştı.

Batan bankalar TMSF'ye devredildiğinde, Kıbrıs'taki off-shore bankalarda parasını kaybedenler paralarını off-shore bankasına yatırmadıklarını, off-shore'un ne olduğunu bilmediklerini ve mağdur olduklarını iddia ederek paralarını Fondan istemişlerdi.

Ancak TMSF tarafından yapılan incelemelerde, iddialarının aksine mudilerin çok azının hiçbir şeyden habersiz gerçek mağdur olduğu; çoğunun ise parasını off-shore'a yatırmak için yazılı talimat verdiği, off-shore cüzdanı sahibi olduğu ve banka batana kadar yüksek faiz almaya devam ettiği belgelendi.

Hatta incelemelerde off-shore'un ne olduğunu bilmediğini, dolandırıldığını iddia edenlerden birisinin Kıbrıs'ta kendisine ait bir off-shore bankası olduğu bile ortaya çıkmıştı.

Mahkemeler, mağdur olduğunu iddia eden off-shore hesap sahiplerinin açtığı davalarda, Kıbrıs ve benzeri vergi cenneti ülkelerdeki off-shore bankaların Türkiye'deki bankacılık sistemine dahil olmadığı ve Fon'a sigorta primi ödemedikleri için TMSF'yi haklı bulmuştu.

Ancak 2010 yılında Bursa'da açılan bir davada, mahkeme ilk kez TMSF'nin aleyhine karar verdi. Mahkeme, Ali Balkaner'in sahibi olduğu Yurtbank'ı paravan olarak kullanıp, vatandaşları dolandırdığı ve haberleri olmadan paralarını off-shore'da batırdığına hükmetti.

Yargıtay kararı onadı. Yargıtay'ın bu emsal kararından sonra off-shore hesap sahiplerinin zararları TMSF tarafından karşılanmaya başlandı.

AA, geçen yıl, Yargıtay kararını değiştirmezse yurt dışındaki off-shore'larda parasını kaybedenlere yapılacak ödemelerin 1,5 milyar lirayı bulmasının beklendiğini gündeme taşımıştı.

AA