"Kavga edenleri gerekirse kapının önüne koyacağım"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de olağanüstü hal uygulamaları ile hukukun değil dikta yönetiminin üstünlüğünün egemen kılındığını ileri sürdü. Adaletten ve hukukun üstünlüğünden uzaklaşıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, bu durumun tüm dünya tarafından görüldüğünü söyledi.
Türkiye'de 150'den fazla gazetecinin hapishanelerde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, böyle bir ülkede kimseyi "burada demokrasi var" söylemine inandırmanın mümkün olamayacağını savundu.FETÖ ile ilgili "İmamın Ordusu" adlı kitabın yazarı Gazeteci Ahmet Şık'ın kumpas davaları sürecinde hapse atıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Şimdi aynı Ahmet Şık FETÖ üyesi diye hapiste. Hangi akıl, hangi mantık bunu kabul eder? Buna hukuk, adalet, demokrasi, düşünce özgürlüğü, vicdan, ahlak denir mi? Atilla Taş, attığı tweet yüzünden hapiste. Silahlı terör örgütü üyeliğinden hapiste. Hangi terör örgütü? Ne zaman silah aldı eline? Atilla Taş bildiğimiz saygıdeğer birisi. Murat Aksoy, aynı şekilde." değerlendirmesinde bulundu. Bu kişilerin tutuksuz yargılanması gerektiğine karar veren hakim ve savcılar hakkında da işlem yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bütün dünya bu gerçekleri görüyor. Boşuna mı sizi Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi denetime alıyor? Bütün bu nedenler, ayrıntılar, bütün dünya tarafından görülüyor." dedi.
-"O 10 yargıç, YSK'nın çetesini oluşturmaktadır"
Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 16 Nisan'daki halk oylamasında izlediği yöntemi ve aldığı kararları eleştirdi.YSK'da görev yapan hakimlerin yasalara uymadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Yasalara uymayıp eylem yapanlara, yasalara aykırı karar verenlere bizim hukukumuzda çete denir. Orada oturan, karar veren 10 yargıç, yargıç değil, YSK'nın çetesini oluşturmaktadır. Bütün uluslararası raporlara girdi. Adli, idari ve siyasi açıdan, bizim açımızdan bu, mühürsüz seçim olarak kaydedilmiştir. Siz kalkacaksınız yasanın açık hükmüne rağmen yasayı tanımayacaksınız. 'Ben kanunları tanıman' diyorlar. Ne yaparsın sen? Ben bir tek adamdan emir alırım. Onun önünde iki büklüm eğilirim. Benim cübbemde ilik de var, düğme de var. Ben hakim değilim. Ben çeteyim' diyor. 'Başımdaki kişi de çete reisi' diyor. Senin çeteliğini göstereceğim. Yargıçlar onurlu insanlardır. Kimsenin önünde eğilmez, yasaları uygular, hukukun üstünlüğüne inanır. Gerdan kıran adama yargıç mı denir? 'Kanunları tanımıyorum' diyene yargıç mı denir. Birer çete mensubu olarak tarihe geçecek onlar."
- "Gerekirse kapının önüne koyacağım"
Halk oylamasında ülkenin en az yüzde 50'nin demokrasiye sahip çıktığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "YSK'nın bunu, bütün ayak oyunlarına rağmen yüzde 49'un altına indiremediğini" iddia etti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:"Yüzde 49 demokrasi paydasının bütünüdür. Demokrasiye inanların bütünüdür. Sadece CHP'nin değil. Bunu yaparsak haksızlık yapmış oluruz. Yüzde 49, bu ülkede demokrasiye inanan bütün insanların ortak oyudur. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte yüzde 49 paydayı küçültmek değil büyütmek için mücadele edeceğiz. Herkesle konuşacağız. Demokrasiden yana olan bütün siyasal partiler, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleriyle konuşacağız. Bizim hayırımız sona ermiş bir hayır değildir. Biz demokrasi mücadelesini yeni başlatıyoruz. Verilen mücadele bizim demokrasi tarihimizin en önemli kilometre taşlarından biridir. Bütün baskılara, saldırılara rağmen, silahlı ve silahsız, bütün eşit olmayan koşullara rağmen bu ülkenin seçmenlerinin yarısı sandığa gitti ve demokrasiden yana tavır koydu. Bu olağanüstü değerlidir. Bu değeri korumak her CHP'linin boynunun borcudur. Parti içi mücadele, parti içi kavga... Parti içi kavgaya asla izin vermeyeceğim. Kavga edenleri gerekirse kapının önüne koyacağım."
- "Evet oyu veren vatandaşların bir kısmı pişman"
Demokrasinin herkes için geçerli olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, ancak kimsenin bir başkasının oyunu sahiplenemeyeceğini dile getirdi."Evet oyu kullanan vatandaşların bir kısmı da bugün pişmanlar" diyen Kılıçdaroğlu, bunun sebeplerinden birinin, tarafsız cumhurbaşkanı kuralının ortadan kalkması olduğunu ileri sürdü.Kılıçdaroğlu, "Bir partinin genel başkanı 80 milyonun cumhurbaşkanı olamaz. O dönem bitti. Bir partinin genel başkanı, sadece o partiye oy verenlerin cumhurbaşkanıdır. Ve saygıyı da bu çerçevede görecek. Tarafsızlık üzerine yemin edildi. Bir partinin genel başkanı hangi tarafsızlık üzerine yemin edecektir? Nerede bu kural? Fenerbahçenin kaptanını Fenerbahçe maçında hakem yapacaksın... Olur mu böyle şey?" şeklinde konuştu.
- "Buyurun bugün hep birlikte tanık oluyorsunuz"
CHP'nin, yeni sistemde cumhurbaşkanının tarafsızlık özelliğinin ortadan kalkacağını ve bunun sakıncalı olduğunu anlattığında buna karşı çıkan çevrelerle karşılaştıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Buyurun bugün hep birlikte tanık oluyorsunuz. Tarafsız olması, hiçbir partiye üye olmaması gereken bir cumhurbaşkanı bugün törenle partisine üye oluyor." dedi.Artık bir partinin genel başkanının Anayasa Mahkemesine, HSYK'ya üye, vali ve bütün üst düzey yöneticileri tayin edeceğini belirten Kılıçdaroğlu, bu yolla devletin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ancak kendilerinin asla izin vermeyeceğini söyledi.Kılıçdaroğlu, "Tabii Yüksek Seçim Kurulunda bir yargıcımız var. Onurlu, dik duran bir yargıcımız var. 'Yaptığınız uygulama Anayasa'ya ve yasalara aykırıdır' diye şerh düşen bir yargıcımız var. Onu buradan onurlu durduğu, hukukun üstünlüğüne inandığı için saygı ile selamlıyorum." ifadelerini kullandı.YSK'daki hukuksuzluğun hukukun her alanına yayılmaya çalışıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Şimdi bu YSK'daki çete uygulamasını adaletin bütün aşamalarına yaymak istiyorlar. Ne kadar il ve ilçe yönetimlerinde avukat varsa hepsini şimdi hakim yapmaya çalışıyorlar. Söyledik; adliyeye, kışlaya, camiye siyaseti sokmayın diye. Üçüne de siyaseti soktular." şeklinde konuştu.
- "Rıza Sarraf da gün gelecek konuşacak"
Türkiye'nin bir çöküşün eşiğine getirildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, bütün bunlar yaşanırken hükümetin tek derdinin ABD'de tutuklu bulunan Rıza Sarraf'ı kurtarmak olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:"Niçin? 'O Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Onun için ilgileniyoruz'. İyi de kardeşim; Almanya'nın hapishanelerinde yüzlerce, binlerce Türk var. Onlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Niye onlara bir adam göndermiyorsun? Niye onların hakkını savunmuyorsun? Çünkü onlar ayakkabı kutusu geleneğinden geliyorlar da Rıza Sarraf ile ilgileniyorlar. O kadar ileri gittiler ki Türkiye Cumhuriyeti lehine Amerika'da lobi yapan şirketin danışmanını Rıza Sarraf'a avukat tayin ettiler. Aklın alacağı şey değil. Korkuyorlar, 'ya Rıza Sarraf konuşursa', konuşacak, gün gelecek konuşacak. O konuşmazsa Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı konuşacak. Bütün kirli çamaşırlar dökülecek ortaya. Şimdi yalvarıyor, yakarıyorlar, 'Ne olur Rıza Sarraf konuşmasın'. Konuşacak. Herkes konuşacak. O da gün gelecek konuşacak. Hukukun üstünlüğünün olduğu bir yerde, bunların hepsi açığa çıkacak. Biz bunların hepsinin takipçisi olacağız."
AA