Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Gösterge paneliniz çelişkili sinyaller verdiği ve yakıtınız bitmeye yaklaştığı zaman bir uçağı yumuşak bir şekilde yere indirmeniz kolay olmaz. Bu sadece Fed'in değil, sayıları giderek artan sistematik önemdeki merkez bankalarının da karşı karşıya bulundupu bir sorun. Cuma günü açıklanacak olan ABD Mayıs ayı istihdam raporu bazı sinyalleri açıklığa kavuşturabilir., fakat ne yazık ki genel olarak para politikasının durumu büyük bir ihtimalle sıradışı şekilde havada kalacak.

Parasal genişlemeye ilişkin alımlarını düzenli bir tempo içerisinde durduran Fed, normal dışı şekilde düşük olan faizleri artırma ve 4.5 trilyon dolarlık bilançosunu küçültmeyi formülize etme girişiminde bulundu; piyasalar bu ay gidilebilecek bir faiz artırımına (Fed'in bu takvim yılında sinyalini verdiği üç faiz artırımından ikincisi) yüzde 90 ihtimal veriyor. Tüm bunlar, yıllarca süren sıradışı deneysel önlemlerin ardından para politikasını normalleştirme arzusunun bir parçası.

Fed, bu hassas ve daha önce görülmemiş manevrayı tüm dünyada ulusal politika ve jeopolitikteki alışılmamış gelişmelerle aynı esnada uyguluyor. Zorluklara ek olarak netlikten uzak çelişkili ekonomik veriler, verimlilik, ücret dinamikleri ve enflasyonun davranışına ilişkin kilit önemdeki çözülmemiş bazı soruları gündeme getiriyor.

Kilit önemdeki verilerin başında gelen ABD tarım dışı istihdam verisi bir süredir, son resesyondan beri 16 milyon işgücü yaratan güçlü istihdam artışı eşliğinde işsizlik oranında sert bir düşüşü işaret ediyor. Çok takip edilen U-3 işsizlik verisi -ne Fed'in ne de tahmincilerin çoğunluğu beklemiyordu- yüzde 4.4'e geriledi.

Buna karşın bu iyileşmeye, birçoklarının tarihi verilere dayanarak bekleyeceğinin aksine, ücret artışı eşlik etmedi. Sıkı istihdam koşullarının vazgeçmiş işçileri cezbedememesi nedeniyle işgücü katılım oranında da önemli bir toparlanmaya yol açmadı. Bunların üstüne cansız verimlilik ve enflasyon dinamikleri de eklendi.

Fed, bu durumla karşı karşıya olan tek merkez bankası değil, Avrupa Merkez Bankası da (AMB) hem düşen işsizlik oranı (2009'dan beri en düşük) hem de inatla düşük seyreden enflasyon (çekirdek enflasyon geçen ay yıllık yüzde 0.9'a geriledi) ile aynı noktaya yaklaşıyor.

Fed'in eski başkanı Ben Bernanke'nin Ağustos 2010'da gözlemlediği gibi bu durum fayda, maliyet ve riskler üzerine bir bahis. Fed eldeki göreve pekte uygun olmayan bir ara. Kullandığı için, ABD ekonomisi sıradışı politikalara ne kadar bağlı kalırsa, faydası o kadar az, ikincil zararlar ve istenmeyen sonuçlar da bir o kadar çok olacaktır.

Cuma günü yayınlanacak olan rapor, Fed'in Haziran toplantısında gidebileceği 25 baz puanlık artırımı onaylayabilir. Aslında bu ihtimali azaltması için raporun önemli derecede kötü gelmesi, istihdam artışının 80 binin altında olması ve üxcret artışlarının yavaşlaması gerekir. Tam tersine iyi gelen bir rapor ise, şu anda yüzde 20 ihtimal verilen Eylül ayı faiz artırımına ilişkin beklentileri artırabilir.

Mohammed A. El Erian