Bloomberght
Bloomberg HT Haberler "TCMB'nin politikasında başlıca faktörler enflasyon ve küresel risk algılaması"

"TCMB'nin politikasında başlıca faktörler enflasyon ve küresel risk algılaması"

Ekonomistler, TCMB'nin faizlerde değişikliğe gitmemesinde başlıca faktörlerin enflasyon seviyesi ve küresel risk algılaması olduğunu belirtti

Giriş: 14 Eylül 2017, Perşembe 15:37
Güncelleme: 14 Eylül 2017, Perşembe 15:42

Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faizlerde değişikliğe gitmemesinde başlıca faktörlerin enflasyon seviyesi ve küresel risk algılaması olduğunu belirtti.

TCMBnin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 7,25, marjinal fonlama oranı yüzde 9,25 ve Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme faiz oranı yüzde 12,25 düzeyinde sabit tutuldu.

TCMBnin faiz kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan, AA Finans analisti, Ekonomist Haluk Bürümcekçi, kararın herhangi bir sürprize yol açmadığını belirterek, enflasyonun ağustos ayında yüzde 10,7ye yükselmesi ve TCMBnin fonlama maliyetini önceki toplantıdan bu yana değiştirmemesini faizlerde bir değişiklik olmayacağı sinyali olarak algıladıklarını ifade etti.

Bürümcekçi, TCMBnin fiyatlama davranışlarına dair riske dikkati çekerken, sıkı para politikası duruşunu koruduğunu anımsatarak, "Kurul, enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin gelişmelerin fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturduğunu belirterek, sıkı para politikası duruşunun korunduğunu belirtti. Açıklamada ileriye yönelik olarak da enflasyonda belirgin iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun korunacağı ve gerekirse ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceği belirtildi." bilgisini verdi.

Kurulun ekonomiye ilişkin değerlendirmeleri önceki toplantıya göre büyüme açısından daha olumluya dönerken, enflasyon görünümünde yine temkinli bakış sergilendiğini aktaran Bürümcekçi, şunları kaydetti:

"Ekonomik görünüme ilişkin değerlendirme önceki toplantıya göre değişime uğradı. İktisadi faaliyetteki toparlanmanın devam ettiğine ifadesi yerine güçlendiği ifadesi getirilerek bir anlamda toparlanmanın üçüncü çeyrekte daha fazla güçleneceği mesajını vermiş oldu. Dış talep için ise yine olumlu konuşuldu. İleriye yönelik olarak ise daha önce kullanılan alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyet gücünü korumaktadır şeklindeki ifade ise metinden çıkarılarak, kalan dönemde bunların etkisinin sınırlı olacağı mesajı verildi. Öte yandan enflasyona ilişkin olarak ise enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin gelişmeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaktadır denilerek, enflasyon için temkinli olunduğu mesajı iletilmiş oldu."

Bürümcekçi, Merkezin repo ihalesi açmayarak ortalama fonlama maliyetini yüzde 12,0 civarında tutma politikasının devam edeceğini dile getirerek, "Bugünkü kararlar sonrası Merkez Bankasının kısa vadede likidite duruşunda bir değişikliğe gitmeyeceği anlaşılıyor. Ancak, aleyhteki baz etkilerinin de katkısı ile eylül-kasım döneminde manşet enflasyonun yükselmeye devam edecek olması önümüzdeki dönemde enflasyon beklentilerine ilave kötüleştirme getirir ve kur sepeti bazında döviz kurlarında önemli bir gerileme gözlenmezse bankanın duruşunu bir miktar daha sıkılaştırması da gerekebilir." diye konuştu.

"Enflasyon bundan sonraki süreç oldukça kritik olacak"

İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Eda Karadağ da alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyetin gücünü koruduğu ifadesinin bu toplantıda tamamen kaldırıldığına dikkati çekerek, "Bu cümleyi aslında bazı alınan teşviklerin zamanlama olarak sonuna gelinmesinden ötürü kullandığını düşünmekteyiz." dedi.

Enflasyonla ilgili, ağustos ayı enflasyon rakamlarında çift haneye ulaşılmasının TCMByi de rahatsız etmeye devam ettiğini aktaran Karadağ, özellikle çekirdek enflasyonun Merkezin metninde yer almasının çekirdek enflasyonun 2010 yılından sonra ilk kez çift haneye ulaşması nedeniyle oldukça önemli bir durum olduğunu söyledi.

Karadağ, "Bilindiği üzere, TCMB 2017 yılında da enflasyonla mücadeleye devam ediyor ve ağustos ayına kadarki süreçte enflasyondaki tablo Merkez çerçevesinde bir risk olarak görülüyordu ancak bu toplantıdaki kadar enflasyona bakış açıları kötümser değildi. Enflasyon bundan sonraki süreç oldukça kritik olacak ve bu toplantıda bu kadar net bir şekilde dilini değiştiren Merkez, ilerleyen süreçte de enflasyonda hızlı bir şekilde iyileşme beklemediğinin de sinyalini vermiş gibi gözüküyor. TCMB, 2017 yılının kalanında ekim ve aralık olmak üzere iki toplantısı bulunuyor ve bu koşullar altında bu toplantılarda da sıkı duruşunu koruması beklenebilir." yorumunu yaptı.

Ocak ayından bu yana sıkı duruşunu koruyan TCMBnin, TL üzerindeki oynaklığı azalttığını ve azaltmaya devam ettiğini vurgulayan Karadağ, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla, bu duruşunu koruyarak bir süre daha iç tarafta enflasyon rakamlarını takip ederken dış piyasada ise Fed-Trump ikilisiyle şekillenen doları takip edecek. Beklentiler dahilinde alınan karar ve enflasyon vurgusunun ardından, TL varlıklar üzerinde sınırlı pozitif bir etki izlendi ve dolar/TL kuru 3,4465 seviyesine doğru geri çekildi. Şu sıralarda, yeniden 3,45 seviyesinin üzerine yükselen kur için beklentiler bir süre daha 3,45 çevresinde tutunmaya devam etmesi yönünde. Özellikle, dış piyasada doların güçlenmeye çalışması, gelişen ülke para birimlerindeki seyri bozmaya neden olduğu gibi dolar/TL kurunun da yukarı yönde tepki vermesini tetikliyor. Dolayısıyla, kurda geri çekilmeler sınırlı ve 3,45 seviyesinin üzerindeki seyrinde ısrarcı olması durumunda ise 3,45-3,50 aralığında bir süre izlenebilir."

"Enflasyon verilerine bağlı değişkenlik gösterebilir"

Ahlatcı Yatırım Menkul Değerler AŞ Araştırma Uzmanı Özgecan Özdemir ise TCMBnin, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın güç kazandığına işaret ettiğini belirterek, "Bir süredir kırılganlık oluştuğunu izlediğimiz Türk lirasının bu karar sonrasında değer kazandığını görüyoruz." dedi.

Özdemir, "Merkez Bankasının bir önceki toplantı metninde dikkat çektiği iç talepte kısmi iyileşme ibaresinin iç talepte iyileşme olarak değiştirildiğini görüyoruz. Ayrıca AB ülkeleri talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisinin devam ettiği de dile getiriyor. Diğer taraftan Merkez Bankası, iktisadi faaliyetlerin güçlenerek yapısal reformların uygulamaya geçilmesi ile beraber büyüme potansiyelinde önemli ölçüde artış yakalanabileceğinin altını çiziyor." şeklinde konuştu.

İç dinamiklerde azalan risk algısının da ekonomik görünümü desteklediğini kaydeden Özdemir, "TCMBnin enflasyon endişeleri ile beraber sürdürmüş olduğu para politikası kararları, gelecek enflasyon verilerine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Ancak ABD Merkez Bankasının (Fed) güçlü olan aralık ayı faiz artırım ihtimalinin gerçeklik kazanması ile beraber TCMBnin yıl sonuna kadar sıkı para politikası duruşunu sürdürerek piyasaları şaşırtmayacağını düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.