Ekonomistler Moody's'in kararını değerlendirdi
Ekonomistler, Moody's'in Türkiye'ye ilişkin kredi notu açıklamasının piyasa tarafından beklenen bir gelişme olmadığını belirtti
Moody's,Türkiye'nin kredi notunu "Ba1"den "Ba2"ye düşürürken, not görünümünü "negatif"ten "durağan"a çevirdi. Kredi notunun aşağı çekilmesine gerekçe olarak "kurumların direncindeki süregelen kayıp" ve "dış şok riskinin yüksek borç ve siyasi riskler nedeniyle artması" gösterildi.
Türkiye'nin dinamik bir ekonomiye sahip olduğu belirtilen açıklamada, "Moody's Türkiye'nin potansiyel büyüme oranının, hükümetin yüzde 5 büyüme beklentisine karşın yüzde 3,5-4 olduğunu öngörüyor." ifadesi kullanıldı.
AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan ekonomistler, Moody's'in Türkiye'ye ilişkin potansiyel gözden geçirme tarihi olmamasına karşın alınan kararın piyasalar tarafından beklenmediğini belirtti.
"Olağan değerlendirme dışında ani not indirimi garip"
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, olağan Türkiye gözden geçirme tarihi olmamasına karşın alınan kararın kendisi için sürpriz olduğunu söyledi.
Orta vadede kredi derecelendirme kuruluşlarının negatif görünüme sahip notları yukarı ya da aşağı yönde revize ettiklerini belirten Kanlı, ancak bu revizyonun gelmesinin piyasanın beklediği bir gelişme olmadığını ifade etti.
Kanlı, kredi derecelendirme kuruluşlarının analitik bir takım notlama yöntemleri olduğunu ve buradan elde edilen sonuçların üzerine de kendi değerlendirmelerini eklediklerini dile getirdi.
Ülke ekonomisi hakkındaki görüşlerinin de değerlendirmelerinde yer aldığını bildiren Kanlı, "Görüşlerin objektif kriterlerin gerisine düşüp düşmediği konusunda yorum yapmam sağlıklı olmaz. Ancak, olağan değerlendirme tarihi dışında aniden böyle bir not indirimine gitmiş olmaları elbette bana da garip geldi." dedi.
"Kredi derecelendirme kuruluşlarının çok önemli olduğu devir bitti"
Burak Kanlı, Brezilya'nın kredi notunun Türkiye'nin şu an düştüğü seviyeyle aynı, Güney Afrika’nın ise iki kademe ve Rusya’nın da bir kademe yüksek olduğunu belirtti.
Bu ülkelerin ciddi makro sorunları bulunduğunu ancak Türk lirasının bu ülke para birimleri karşısında son iki yılda çok ciddi miktarda (yüzde 50 civarında) değer kaybettiğine dikkati çeken Kanlı, "Bu arada borsada fiyat-kazanç oranları da ciddi miktarda iskontoya uğradı. Tahvil faizleri ise bu ülkelerin faizlerinin çok üzerine çıktı. Finansal sistem aslında son iki yılda Türkiye'nin risk primini, bu ülkelere kıyasla ciddi oranda artırdı. Bunun da altında Türkiye'nin yumuşak karnı olan sebepler var. Ancak yine de Türkiye'nin notu önceki seviyesinde korunabilirdi." diye konuştu.
Kanlı, kredi derecelendirme kuruluşlarının çok önemli olduğu devrin bittiğini düşündüğünü dile getirdi.
Bu kuruluşların hem geçmişte kötü sınavlar verdiğini hem de piyasaların bu kuruluşlardan çok daha hızlı ve daha iyi risk değerlendirmesi yapabildiğini vurgulayan Kanlı, "Bu kuruluşların öneminin giderek daha da azalacağını düşünüyorum." dedi.
Başekonomist Kanlı, kredi notunun yatırım yapılabilir seviyenin altına inmesi ya da üstüne çıkmasının önemli olduğunu belirtti. Bunun ülkeye yatırım yapabilecek yatırımcı tabanını genişlettiğine işaret eden Kanlı, "Ancak bunun dışında not indirimlerinin etkisinin çok sınırlı olmasını beklerim. Hatta kimi zaman piyasa 'aman sen de!' diyerek not değişikliğini hiç dikkate almayabilir. Türkiye finansal piyasaları etkisinin çok sınırlı olmasını beklerim." değerlendirmesinde bulundu.
"Şok bir karar değil"
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı da Moody's'in kredi notu görünümünü neredeyse bir yıldır aynı seviye ve "negatif"te tuttuğunu belirtti.
Bunun için kredi notuna dair bir aksiyon almasının şok bir karar olmadığını bildiren Tokalı, şunları kaydetti:
"Moody's ya görünüm notu 'durağan'a çekilecekti ya da 'olumsuz' görünüm notu kredi notuna yansıtılacaktı. Özellikle, her ne kadar yıllık enflasyon düşüş eğiliminde olsa da kalıcı olarak tek haneye inme konusunda devam eden riskler, küresel normalleşme ile finansman koşullarıyla ilgili sıkılaşma riski karşısında cari açıkta gözlenen artış eğilimi gibi unsurların bu kararda etkili olduğunu görüyoruz.
Ancak, şunu da gözden kaçırmamak gerekiyor ki, küresel normalleşmenin yavaş işlemesi durumunda, özellikle büyüme cazibesi devam eden ve güçlü kamu dengelerini koruyan Türkiye ekonomisi yabancı sermaye açısından tekrar cazip görülür olacaktır. Nitekim, kredi kuruluşu kararına ilk etkinin ılımlı kalması da bu beklentinin bulunduğuna işaret ediyor."
"Kararın piyasaya etkisi kısıtlı"
ÜNLÜ&Co Ekonomisti Esra Şimşek ise Moody's'in Türkiye'nin not görünümüyle ilgili olarak bir takvim açıklamadığını, bu açıdan Moody's'in kararının beklentiler dahilinde olmadığını belirtti.
Moody's'in kredi notunun aşağı çekilmesinde iki temel gelişmenin belirleyici olduğunu ifade eden Şimşek, "Bunları özetle 'kurumların direncindeki süregelen kayıp' ve 'dış şok riskinin yüksek borç ve siyasi riskler nedeniyle artması' olarak sıraladı. Bu iki konunun Moody's'in daha önce de Türkiye açısından riskli olarak belirttiği ve kötüleşme olduğu konusunda uyardığı başlıklar olması sebebiyle Türkiye'nin kredi notunda indirime gidilmesi şaşırtıcı olmadı." diye konuştu.
Şimşek, Türkiye'nin halihazırda büyük kredi derecelendirme kuruluşlarının hiçbirinden yatırım yapılabilir seviye notuna sahip olmadığını hatırlattı.
Açıklama sonrasında kurda da büyük bir tepki gözlenmediğini vurgulayan Şimşek, bu açıdan not indiriminin piyasalara etkisinin kısıtlı olacağını vurguladı.
AA