Advertisement
EMTİA - ENERJİ ABONE OL

Türkiye OECD Eski Büyükelçisi ve Gaz de France Yönetim Kurulu Üyesi Mithat Rende Bloomberg HT'deki Üst Düzey programında Arzu Maliki'ye konuk oldu.

ABD-İran arasındaki gerilimi değerlendiren Rende ABD'nin nükleer anlaşmadan  çekilmesinin enerji piyasalarına çok ciddi yansımaları olacağını söyledi.

- ABD - İran geriliminin getirdiği birçok sonuç var. Petrol 75 Dolar fiyat aralığından yükselmeye devam ediyor. Hem Ortadoğu’nun enerji görünümü açısından, hem bizim açımızdan hem de küresel açımızdan neler söylersiniz? Bizi hangi riskler bekliyor?

Mithat Rende:  Çok kritik bir durum söz konusu. Başkan Trump’ın nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesi ve bunun sonuçlarını da görüyoruz. Hem jeopolitik riskler artıyor hem de enerji piyasalarına çok ciddi yansımaları olacak. Başkan Trump’ın bu politikası aslında İsrail’in ve Suudi Arabistan’ın Ortadoğu’daki önceliklerine dayanıyor. İsrail’in ve Suudi Arabistan'ın Ortadoğu’daki tehdit değerlendirmesi, stratejileri ve öncelikleri dikkate alındığında Trump bunları izliyor. Biliyorsunuz bir süre önce ABD’nin Ulusal Strateji belgesi yayınlandı. O belgede hem İsrail ve Suudi Arabistan Amerika’nın ortak partnerleri olmaya devam ediyorlar. Öncelikle onların öncelikleriyle hareket edildiği izlenimi veriliyor. İran bir tehdit olarak görülüyor. İran, İsrail için varoluşsal bir tehdit. İran bölgede nüfus sahibi oldu ve kazanımları çok dengelenmesi lazım.  Ama bir de enerji boyutu var. Başkan Trump’ın bir de enerji politikası çok önemli. Şöyle ABD çok önemli bir LNG ihracatçısı olarak ortaya çıkıyor. Kaya gazının karlı olması için ve kaya gazında yatırımların devam etmesi için petrolün 70 dolar ve üstünde kalmasını isteyecektir kaya gazı lobisi. Trump’ı çok destekleyen Huston petrol lobisi de petrolün yüksekte kalmasını isteyeceklerdir. Bu nedenle de bir süre önce Katar hafif hizaya getirildi. Bunun nedeni de Katar dünyanın LNG ihtiyacının % 30’unu yapan çok büyük bir oyuncu. Ondan sonra Trump Kuzey Boru Hattına da itiraz etti. Ve sonra da Türk Akımına da itiraz etti. Yani esas itibariyle bir de bunun enerji boyutu var. Ve ekonomik boyutu da var tabi. Amerika LNG piyasasının bir bölümünü almak istiyor. LNG ihtiyacında söz sahibi olmak istiyor. Avustralya gibi bir sürü büyük üreticiler ortaya çıkacak ama esasen ABD, Avrupa’da Rus gazıyla da rekabet etmek istiyor. Rekabet etmesi için de doğalgazının LNG fiyatlarının da yüksek olması gerekiyor. LNG'nin karlı olması için fiyatlarının yüksek olması lazım.Ve şimdiden belirli hedefler üzerinde çalışıyor. Ben bu durumun bir sorunun da enerji olduğunu düşünüyorum. Yani ABD’nin enerji önceliklerinin de burada etkili olduğunu düşünüyorum.

Bakalım bu istediği fiyat aralığında tutabilecek mi?

Mithat Rende: Daha üste de çıkabilir. Tabi ciddi bir enerji ve petrol artışı da söz konusu. Çin’de geçen sene 2017 yılında enerji tüketiminde % 15’lik bir artış söz konusu oldu. Bu çok büyük bir artış. LNG ithalatında da % 50 bir artış oldu. Ciddi bir talepte söz konusu. İran krizi yönetilemezse fiyatlardaki artışın devam edeceğini ve bunun Türkiye açısından da ve Avrupa açısından da olumsuz olacağını düşünüyorum. AB hemen tepki verdi biliyorsunuz. Trump’ın tek taraflı nükleer anlaşmadan çekilmesi ve yaptırımlara tekrardan başlaması kararına duyulan endişe dile getirildi. Aynı endişeleri Rusya Federasyonu ve Çin’de dile getirdi. Dolayısıyla şu anda Başkan Trump yalnız kalmış durumda. Ve NATO ittifakı açısından da olumsuz bir konu olduğunu düşünüyorum. Çok taraflı diplomasinin devreye girmesi gerekmektir.

Bizim için iç piyasa konusunda fiyat açısından mı sorun olur? Yani Türkiye’yi nasıl etkiler?

Mithat Rende: Türkiye doğalgaz ve petrol bakımından dışa bağımlı. Petrolün büyük bir kısmını da İran’dan takviye ediyoruz. İran petrolü pahalı olması rağmen Tüpraş çok fazla ithalat yapıyor. Ve şimdi bu ithalatın kısmen 180 gün sonra yaptırılacak bir yaptırım söz konusu, ama tabi ki bizim fiyatlar yükseldiği zaman faturamızı olumsuz yönde etkileyecek hem de ithalat yaptığımız İran’la bir takım kısıtlamalar gelecek. Bu durumda ise yeni petrol kaynakları arayacağız.  Bu nedenle olumsuz ama en olumsuz yani açığımızın yarısını enerji faturası oluşturuluyor. Petrol fiyatları yükselmeye devam ederse şimdi de yüksek zaten 76 dolar varil başına. Yükselmeye devam ederse tabi bu doğalgaza da devam eder. Petrol fiyatlarının yükselişi doğalgaz fiyatlarının yükselişiyle endeksli olduğu için beraber yükseliyorlar. Bu durumda ise bizim faturamıza da yansıyacak. Bu durumda istenmeyecek bir durum. Biz İran’la ve bölge ülkelerle dış ticaretimizi geliştirmeye çalışırken, İran’ın hizaya getirilme çalışmaları Amerika tarafından bizi ekonomik yönden bizi olumsuz etkileyecek.

Türkiye olarak petrol ve doğalgaz konusunda ileride başka kaynaklar da bulabiliriz değil mi?

Mithat Rende: Şu anda Türkiye açısından enerji gibi bir sorunumuz söz konusu değil. Enerji durumu şu anda yönetilebilir durumda. Arz talep dengesi kapsamında. Bu arada yenilenebilir enerji alanlarında doğalgazın yanı sıra rüzgar ve güneş enerjileri gibi yeni kapasiteler devreye giriyor. Doğalgazda önemli gelişmeler var. Doğalgazda önemli gelişmeler var TANAP belki oraya gaz verilir. TANAP’ta çok ciddi bir ilerleme sağlandı. TANAP başkanı da sayın Düzyol ilerleme söz konusu dedi ve Haziran'ın ikinci haftasında Eskişehir’de açılışla açılacak. Temmuz ayında da ilk Türkiye’ye gaz verilecek. Avrupa Birliği'nin çok önemsediği güney koridoru doğalgaz kaynaklarının çeşitlendirilmesi konusunda Avrupa Birliği konusunda güneydoğu koridorunun en önemli bileşeni TANAP geliyor, ardından da TAP geliyor. Yalnız orada bazı sorunlarla karşılaşıyor Avrupa Birliği. Sivil Toplum Kuruluşlarının bazı itirazları var projeye. TAP projesi zamanında gerçekleştiremezse, TANAP’tan Avrupa’ya gönderilecek 10 milyar metre küp doğalgazın sevkinde bir gecikme olabilir. Ama bize 6 milyar metre küpü vermeye başlayacak. İlk etapta Temmuz'dan itibaren.

Türk Akımı'nda da ilerleme var; ilk gaz 2019'da verilecek..Bu proje Türkiye'nin enerji görünümü açısından önemli, Siz neler söylersiniz?

Mithat Rende: Burada 1.inci hat bitmek üzere, Türkiye'ye 15.75 milyar metreküp yılda doğalgaz sevkiyatı yapılacak bu hat üzerinden. Esas bu hat Batı doğalgaz hattının yerine geçeçek olan bir hat, Rusya ile ilişkilerimiz de iyi en azından bu hattan daha ucuz doğalgaz alabiliriz. Türk Akımı'nın ikinci boyutu da Avrupa'ya sevkedilecek olan gaz, bu hattın Avrupa'ya Yunanistan mı yoksa Bulgaristan üzerinden mi gideceği daha belli değil.

Doğu Akdeniz Gazında Türkiye'nin bypass edildiği söyleniyor..Girit, Yunanistan ve oradan İtalya'ya aktarılacağı konuşuluyor..Burdaki en son gelişmeler neler?

Mithat Rende: İsrail makamları önce bizimle temasa geçtiler ve çok ciddi Türk Özel Sektörü ile müzakereler yapıldı. En ekonomik yol olarakta Türkiye'nin üzerinden İsrail Gazı'nın verilmesi öngörülüyordu. Fakat son zamanlarda Kıbrıslı Rumların ve Yunanistan'nın Avrupa Birliği nezdinde yaptıkları girişimler dolayısıyla böyle ön anlaşma haberleri çıktı. Eğer böyleyse, ne ekonomik açıdan verimli bir proje bu ne de çevre açısından sürdürülebilir bir proje. Bu projenin tekrardan Türkiye üzerinden yönlendirileceğini düşünüyorum.
Doğu Akdeniz'e bizim de ilgimiz var biliyorsunuz Derin Deniz Sondaj Gemisi de satın aldık, şimdi bu Gemi donatılıyor ve hazır hale getiriliyor. Doğu Akdeniz'de hem kendi sahamızda hem de ötesinde sondaj çalışmaları yapmayı ümit ediyoruz. Türkiye'nin orada doğalgaz bulması gerekiyor oyun değiştirici olması için.

LNG'deki en son gelişmeler neler?

Mithat Rende: Aslında bizim boru gazına olan bağımlılığımızı azaltmamız gerekiyor ve talep esnekliği yaratmak gerekiyor. Bir taraftan depolama alanlarımızı genişletirken bir yandan da Yüzer Depolama ve Gazlaştırma Üniteleri dediğimiz bunlar aslında bekleyen Gemiler..İki tanesi bu Gemilerin yapıldı şimdi 3'üncüsünün yapılma planları var. Bu bizim talep esnekliğimizi büyük oranda artıracak yani eğer gün olur da doğalgazı borulardan tedarik edemezsek, buralardan gaz tedariki yapabileceğiz. Arz güvenliğini güçlendirmiş olacak Türkiye.

Güneşte de Çin'in devreye girmesiyle maliyetler çok düştü, bizim de yerli kaynaklara yönelmemiz gerekiyor. Güneş enerjisinden çok daha fazla istifade etmemiz gerekiyor.

2018'de Türkiye'nin enerji görünümüne bakarsak ilk 6 ayı bitirdik sayılır, riskler biraz daha azalır mı?

Mithat Rende: Kış aylarına girerken o zamanki jeopolitik risklere bakmak gerekecek, Ortadoğu'da çatışmalar sürer mi tabi bunlar şu anda belirsiz; ama bu çatışma hali kontrol edilemez duruma gelirse, Türkiye'nin enerji görünümü de bundan nasibini alır..Biz şimdi yenilenebilir enerjide de yol katediyoruz, uluslararası enerji piyasalarını da izleyip belki de uzun vadeli kontratlarla kendimizi garantiye almamız uygun olur.