"Euro Bölgesi'nde deflasyon riski ortadan kalktı"

Praet, 10 yıl önceki küresel mali krizin AB ve üye ülkelere bazı zorluklar çıkardığına işaret ederek, "Bu ülkelerden birçoğu önemli makroekonomik ve finansal düzenlemeler gerçekleştirdi. Euro Bölgesi devlet borç krizi, Ekonomik ve Parasal Birliğimizin kurumsal zayıflıklarını açığa çıkardı, özellikle bankacılık birliği ve Avrupa İstikrar Mekanizması'nın oluşturulmasına yol açtı." ifadelerini kullandı.

Ekonomik ve Parasal Birliğin sorunsuz işleyişini sağlamak için daha fazla kurumsal reformların kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Praet, parasal birliğin yavaş yavaş güçlendiğine dikkati çekti.

"Ekonomik koşullar elverişli kalmaya devam ediyor"

Peter Praet, Euro Bölgesi’nde ekonomik aktivitede son zamanlardaki ılımlılığa rağmen ekonomik koşulların elverişli kalmaya devam ettiğini belirterek, "2018'in ilk yarısındaki ılımlılık, bazı geçici ve arz yönlü faktörlerin yanı sıra dış ticaretteki daha zayıf bir ivme ile birleşerek bir önceki yıldaki yüksek büyüme seviyelerinin geri çekilmesinden kaynaklanıyor. Ekonomik büyüme hızının gelecek yıllarda potansiyelin üzerinde kalması bekleniyor." diye konuştu.

Uygun finansman koşulları, güçlü bir iş gücü piyasası, istikrarlı gelir ve kar büyümesinin özel tüketim ve yatırımları desteklemeye devam etmesinin beklendiğini aktaran Praet, bu görünümün küresel düzeyde devam eden destekleyici iş ortamı, Euro Bölgesi'ndeki kurumsal ve yapısal reformların devamına bağlı olduğunu söyledi.

"Enflasyon beklentileri hem anket hem de piyasa bazlı olarak giderek artıyor"

AMB Yönetim Kurulu Üyesi Praet, manşet enflasyonun, yüksek petrol fiyatları nedeniyle mayıs ayında önemli ölçüde yükseldiğini, öncü tahmine göre haziranda da yüzde 2 seviyesinde gerçekleştiğini ifade ederek, Eurosistem personelinin yıllık enflasyonun 2018'den 2020'ye kadar her yıl yüzde 1,7 seviyesinde gerçekleşmesini beklediğini kaydetti.

Praet, Euro Bölgesi’nde deflasyon riskinin ortadan kalktığını belirterek, şunları kaydetti:

"Enflasyon görünümü ile ilgili belirsizlik önemli ölçüde azalıyor ve deflasyon riski ortadan kalktı. Enflasyon beklentileri, hem anket hem de piyasa bazlı olarak giderek artıyor ve Yönetim Konseyi'nin enflasyon hedefi ile gittikçe daha uyumlu hale geliyor. Ayrıca, yurt içi maliyet baskıları, yüksek kapasite kullanım oranları, iş gücü piyasaları ve artan ücretler ortamında güçleniyor."