Advertisement
HABERLER ABONE OL

 İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, "Dönem dönem geçici KDV indirimleri gündeme geldi. Konjonktüre ve alınan neticelere bağlı olarak bunların belli bir dönem daha devam ettirilmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz." dedi.

İTO Başkanı Avdagiç, AA'nın 100. Yıl Vizyonu çerçevesinde geliştirdiği ve finans piyasası profesyonelleri ile buluştuğu platformu AA Finans Masası'na konuk oldu.

ABD'li din adamı Andrew Craig Brunson davasına ilişkin değerlendirme yapan Avdagiç, Türkiye'deki yargının kararlarına hem yurt içinde hem de yurt dışında saygı gösterilmesi gerektiğini dile getirdi.

Avdagiç, şu an ABD'nin ortaya koyduğu tavrın, ABD-Türkiye ikili ilişkilerine fayda sağlamayacağını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunu sıkıntılı ve her iki tarafın da menfaatine olmayan bir süreç olarak görüyoruz. Türk yargısı, yargılanan kişinin sağlık durumunu dikkate alarak, ev hapsine alarak burada iyi niyetli bir adım attı. Bundan sonra bu şekilde devam edecek.

Bizim beklentimiz ABD'nin de atılan bu adımı aklıselimle takip etmesi ve Türk yargısının yapacağı yargılama sonuçlarına itibar etmesi. Önümüzdeki dönemde gündeme gelecek olan ekonomik ambargo süreçlerinin mantıklı ve makul olmayacağını, aklıselimin galip gelerek bunların nihai uygulamaya geçmeyeceğinin beklentisi içindeyiz."

- "Yeni sistemle birlikte sadeleştirme, verimlilik ve öngörülebilirlik gündeme gelecek"

24 Haziran seçimleriyle uygulamaya konulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ekonomi tarafında yaşanacak gelişmelere dikkati çeken Avdagiç, yeni sistemle birlikte bir sadeleştirme, verimlilik ve öngörülebilirliğin gündeme geleceğini aktardı.

Avdagiç, devletin tüm kademelerinde sadeleştirme olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:

"Bakanlık sayısı azaldı, aradaki kademeler azaldı, Cumhurbaşkanı, Bakan, Bakan Yardımcıları ve doğrudan ilgili birimler şeklinde kısa bir yol var. Bizim de bu mekanizmaya ulaşmamız, ulaştığımız kişilerin bunu yukarı doğru taşıması, karar alma sürecinde uygulamaların tabana dönmesi anlamında avantajlı bir döneme girdik. Bu sistem, yine devlet sisteminin çok daha verimli ve efektif çalışması anlamında ciddi fayda getirecek.

Özellikle bugün hızlanan bir yapıda ekonomik faaliyetler sürdürülüyor, burada işini hızlı, efektif ve sonuç odaklı yapan ülkeler, şirketler ve kurumlar öne çıkıyor. Yeni sistemin Türkiye'ye verimlilik anlamında ciddi katkı sağlayacağını bekliyoruz, bunun olumlu emarelerini şimdiden görüyoruz, artarak devam edeceğini düşüyoruz."

- "Yeni sistemle birlikte öngörülebilirlik anlamında da daha iyi bir noktaya gidilecek"

Yeni sistemle birlikte öngörülebilirlik anlamında da daha iyi bir noktaya gidileceğine işaret eden Avdagiç, sistemin önümüzdeki dönemin ekonomik hayatın çarklarının daha hızlı ve efektif işlemesi anlamında katkı sağlayacağını söyledi.

İTO Başkanı Avdagiç, öncelikle kendileri ile ilgili bakanlıklara atanan bakanların çok ciddi özel sektör geçmişi olan kişilerden seçildiğine dikkati çekerek, bunun kendileri için çok büyük avantaj olduğunu dile getirdi.

Piramitin en tepesindeki insanların iş dünyasını anlayacak derinlikte olduklarının kendileri için önemli olduğunu belirten Avdagiç, iş dünyası olarak kısa vadede hızlıca atılması gereken ve orta-uzun vadede atılması gereken adımlar konusunda beklentileri olduğunu anlattı.

Avdagiç, şu an piyasada finansmanın maliyeti ve finansmana erişim ile ilgili biraz daha sıkı bir durumun içinde olduklarını bildirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bununla ilgili bir takım basit, sonuç odaklı önerilerimiz var. En somut olanlarından biri, KDV iadesi ile ilgili konu. Daha önce KDV iadelerinin nakden ödenmesi gündeme gelmişti ama bu geri çekildi. Şu an ülkemizin içinde bulunduğu konjonktürden dolayı, iş dünyası olarak nakden iadesi talebinde olmamamız gerektiğini düşünüyoruz.

Burada daha basit ve sonuç odaklı bir önerimiz var, bir mahsuplaşma önerimiz var. KDV alacağı olan bir firmanın, diğer taraftan diğer devlet kurumlarına stopaj, Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve diğer bir takım vergileri ödeme ile ilgili yükümlülükleri var. Buradan alacağını alamıyorken, dışarıdan finansman bularak devlete karşı mükellefiyetlerini yerine getirmeye çalışıyor. Basit bir şey öneriyoruz, tamam bunu nakit olarak vermeyelim ama mahsuplaşma imkanını çok efektif, basit ve kolay şekilde devreye alalım, mahsuplaşmayı devreye sokalım."

- Otomotive sınırlı ÖTV indirimi önerisi

Avdagiç, KDV alacaklarının bankalar nezdinde teminat olarak kullanılabilmesinin önünün açılmasını talep ettiklerini belirterek, firmaların devletten çok ciddi KDV alacağının bulunduğunu, devletin bankadan kredi alırken bir takım teminatlar istediğini, firmaların KDV alacağını bankalara garanti olarak gösterilebilirse o firmaların finansmana daha uygun maliyetle ulaşmalarını sağlayacağını kaydetti.

Zorunlu bazı ürünler üzerindeki ÖTV ve KDV ile ilgili düzenlemelerin gözden geçirilmesinde fayda olduğunu ifade eden Avdagiç, şunları söyledi:

"Dönem dönem geçici KDV indirimleri gündeme geldi. Konjonktüre ve alınan neticelere bağlı olarak bunların belli bir dönem daha devam ettirilmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Şu anda otomotiv sektöründe bir daralma var. İç pazardaki daralma sadece otomotiv sektörünü etkilemiyor.

Ona bağlı olan sigortacılık, servis gibi diğer sektörleri de etkiliyor. Burada da bir takım makul miktarda ve süreli iyileştirilmesi durumunda bu piyasanın da canlandırılabileceği ve bu konuda büyük resme baktığımızda vergi gelirlerinin artabileceğini öngörüyoruz."

- "Üreticiyi dışarıdaki ithalatçıya göre dezavantajlı hale getirmeyelim"

"Belli bir dönem bazı sektörlerde yapılan KDV indiriminin yeniden hayata geçmesini mi öneriyorsunuz?" soru üzerine Avdagiç, mevcutların devam etmesi ve yenilerin kısmen devreye girmesini önerdiğini aktardı.

Avdagiç, "Otomotivde yeni bir ÖTV indirimi mi bekliyorsunuz?" şeklindeki soruya ilişkin, "Otomotivde KDV indiriminden ziyade sınırlı bir ÖTV indirimi ile yürütülebilir. Beyaz eşya, mobilyada belli dönemlerde vergi indirimi devreye girmişti. Bunun sonucunda iç talepte bir artış oluşmuştu. İndirim bittikten sonra da çok keskin bir daralma yaşandı. Bu tekrar devreye girerse üreticiler hem iç hem de dış pazarda iyi bir rakam yakalasınlar ki rekabetlerine devam edebilsinler." dedi.

Yaptıkları bütün bu önerilerde devletin cebinden ortaya bir para koymadığına işaret eden Avdagiç, olası gelecek vergilerle ilgili devletin tasarrufta bulunmuş olduğunu dile getirdi.

KDV iadelerine ilişkin soru üzerine Avdagiç, bu yönde bir taleplerinin olmadığını belirterek, "KDV'nin nakden iadesini bir kenara koyalım. Orada devam eden belli süreçler var. Bizim gündeme getirmeye çalıştığımız, devlet büyüklerinden talebimiz, içerideki üreticiyi dışarıdaki ithalatçıya göre dezavantajlı hale getirmeyelim." dedi.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, geçen yıl 1 Ocak-26 Temmuz döneminde açılan yabancı şirket sayısının 2 bin 165 olduğunu anımsatarak, "Bu yıl ise 4 bin 637. Yabancı şirketlerde yüzde 114'lük bir artış var." dedi.

Avdagiç, Türkiye'nin bundan sonra kaliteli büyüme mottosuna dönmesi gerektiğini belirterek, iç tasarrufların artırılması, hem devlet hem de şirketler açısından daha az yabancı kaynak gerekliliğinin ortaya çıkması, üretime yönelik yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti.

Kurun hızının enflasyon oranının üzerinde artmış olmasının iş dünyası için kolay olmadığını anımsatan Avdagiç, şunları anlattı:

"İş dünyasının beklentisinin Türk lirasının Döviz karşısındaki değerinin enflasyon oranıyla yakın bir bantta seyretmesi. Türk lirasının enflasyon oranlarının üzerinde değer kaybetmesi iş dünyasını da zora sokan bir konu. Türk iş dünyası 220 milyar doların üzerinde dış kaynak kullanıyor. Dolayısıyla dövizin fiyatının artmış olması dış kaynak kullanan özel sektörün de yükümlülüklerini ve TL karşılığı olarak ödemesi gereken rakamları yukarı doğru çekiyor. Buna bağlı olarak ikinci konu da finansmana erişim ve finansman maliyeti ile ilgili yaşadığımız süreç, burada da rakamlar yukarı doğru çıktı.

İktisatta gündeme gelen imkansız üçleme denen bir konu vardır, enflasyon, kur ve faizi aynı anda kontrol etmek çok mümkün değil. Buna karşılık sihirli üçleme diye bir paket ortaya koyuyoruz. Üretim, ihracat ve iç tasarruf. Bu paket ile buradaki kıskacı makul bir vadede kontrol altına alabileceğimizi düşünüyoruz. Dövizin geldiği bir seviye var ve bundan çok hızlı ve aşağı iniş beklentisinin çok gerçekçi olmayacağını düşünüyorum. Temel beklentimiz buradaki volatilitenin ortadan kalması. En azından fiyatlama, alım ve satım dengelerinin efektif olarak oluşturulabilmesi anlamında istikrarlı sürecin başlaması bizim en önemli beklentimiz. Yeni hükümet kurulduktan sonra da makul bir banta girdiğimizi görüyoruz."

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz kararına da değinen Avdagiç, "Merkez Bankasının faizleri artırmamış olmasını memnuniyetle karşıladık. Çünkü bunu artırmaya devam ettiğiniz halde ciddi bir faiz sarmalına girecektik. Görüldü ki döviz kurunda yüzde 1 civarında artış oldu, bu da yönetilebilecek bir artış. Faiz artışının yapılmamasını doğru bir adım olduğunu düşünüyoruz. Bundan sonraki beklentimiz ek politikalarla faiz seviyesini aşağı döndürebilecek politikaların devreye girmesi. Piyasanın tabii yapısı içerisinde bu oranların aşağı doğru gelmesi." diye konuştu.

Son dönemde artan global düzeydeki korumacılık önlemlerine ilişkin soruya karşılık Avdagiç, İkinci Dünya Savaşından beri kısa vadede böyle bir yoğun sürecin içerisine girilmediğini, hep liberal dış ticaretin içinde olduklarını söyledi.

Avdagiç, bu sürecin ABD'nin yeni yönetiminin göreve gelmesiyle başladığını kaydederek, ABD ile Çin arasında yaşanan ticari sıkıntılardan bahsetti. Buna karşın ABD ile Japonya'nın, AB ile Çin'in, AB ile ABD'nin özel anlaşmalar yaptığını aktaran Avdagiç, bütün bu kavganın ardından herkesin bir pozisyon aldığını bildirdi.

Türkiye'nin bu süreci iyi analiz etmesi gerektiğini vurgulayan Avdagiç, konuya sadece negatif bakılmaması ve bunun avantaja döndürülmesi gerektiğini ifade etti.

Avdagiç, İTO seçimlerinin üzerinden yaklaşık 100 gün geçtiğini anımsatarak, bu süreçte yaptıklarından ve yapacaklarından bahsetti.

Önemli bir hedeflerinin, "İstanbul'un marka değerini yükseltmek ve girişimci dostun İstanbul imajını oturtmak" olduğunu vurgulayan Avdagiç, İstanbul markasının çok değerli olduğunu, bunu daha da yukarıya taşımak konusunda çalışma yapmak gerektiğini söyledi.

- "İstanbul'un en çok kongre yapılan ilk 10 şehir arasına sokacağız"

Avdagiç, İstanbul'un turizm ve ticari anlamda marka değeri olduğunu belirterek, Türkiye'ye gelen yabancıların büyük kısmının ülkeye İstanbul'dan girdiğini, İstanbul'un çok ciddi sayıda turist çektiğini aktardı.

İstanbul'un bundan birkaç yıl evvel 150'nin üzerinde uluslararası kongre düzenlediğini hatırlayan Avdagiç, algıyı iyileştirme çalışmalarına bağlı olarak bu tip yüksek gelir getirici faaliyetleri devreye sokacaklarını anlatı.

Avdagiç, "2019-2021 döneminde İstanbul'u daha önce olduğu gibi dünyadaki en çok kongre yapan 10 şehrin arasına sokma noktasında çalışmalarımız devam ediyor." diye konuştu.

Komitelerle sürekli görüştüklerini dile getiren Avdagiç, bu üyelerinden ve komitelerden aldıkları talepleri ilgili bakanlıklara ileteceklerini aktardı.

Avdagiç, İstanbul'un Ar-Ge ve start-up noktasında önemli bir merkez olması gerektiğini dile getirerek, İTO kapsamında Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi'nin (BTM) bulunduğunu, burada start-up şirketlerine destek verdiklerini aktardı.

Sadece Tel Aviv'de 4 bin 200 start-up şirketi olduğu bilgisini veren Avdagiç, Türkiye'nin tamamında ise 3 bin 800 start-up şirketinin bulunduğunu, bu BTM'lerde tüm fikirlere destek verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini vurguladı.

Avdagiç, kendilerine 2 binden fazla gencin başvuruda bulunduğunu, bedelsiz yer, ofis verdiklerini, önemli projeler ortaya çıktığını belirterek, "Bunlar yatırımcı çektiler. Mesela bir arkadaşımız projesini sadece 5 yıl kiraya vererek 25 milyon lira yatırım aldı. Başka 4 proje toplam 10 milyon liranın üzerinde yatırım aldı. Onların fiziki mekanizmalarını geliştirdik. Daha çok firmayı bu mekanizmaya katmak için çalışıyoruz." dedi.

Şirket kuruluşunun 7 aşamadan bir aşamaya indiğini anımsatan Avdagiç, artık noter, mali müşavir gibi birçok yere gitmeden randevu alınıp İTO'ya gelinerek şirketin kurulup tescil edilebildiğini aktardı.

- "Türkiye, güneyde tarihi operasyonlar yürütüyor"

Avdagiç, Türkiye'deki Ar-Ge merkezlerinin 700'e ulaştığını, hükümetin bu alanda çok ciddi teşvikleri olduğunu kaydederek, söz konusu merkez sayısının yeni yılın ilk çeyreğine kadar bine ulaşmasını beklediklerini bildirdi.

Ar-Ge kültürünün artmasıyla yüksek teknolojili ürün ihracatının artacağını ve ithalatın azalacağını dile getiren Avdagiç, bu konuda çok güzel adımlar atıldığını, özel sektörün de devreye girmesiyle güzel sonuçlar elde edileceğini aktardı.

Avdagiç, Türkiye ekonomisinin çok ısındığına dair görüşlerin ve ekonomik kriz çığırtkanlarının bulunduğuna dair bir yorum üzerine, bu ülkeye öncelikle vatandaş olarak baktıklarını, sonra iş insanı kimlikleriyle davrandıklarını söyledi.

Türkiye'nin güneyde çok ciddi operasyonlar yürüttüğünü, tarihi süreçler yaşadığını dile getiren Avdagiç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu operasyonlar yapılmasaydı belki çocuklarımız, torunlarımız bize ileride çok ciddi sitemde bulunacaklardı. Bunun da mutlaka bütçesel, kamu anlamında bir karşılığı var. Devletin, süreci yürüten siyasilerin arkasına bakıp askeri tabirle 'Cephanemiz bitti mi' derdine düşmemesi gerekiyor. Bizim iş dünyası olarak onların bu süreçleri efektif, rahat, aktif bir şekilde yapmaları gibi bir vebalimiz var. Bu ülkenin vatandaşı olarak sorumluluğumuz var. Hep isteyen tarafta olmamalıyız. Bizim gündeme getirdiğimiz tüm konular iş dünyasının daha fazla kaynak üretmesi, ülke refahını daha fazla artırması, devlete daha fazla vergi vermesi konusunda. Biz, üzerimize düşen sorumluluğun idraki içerisinde paketleri inceliyoruz."

- "Ekonomiyle ilgili umutluyuz, ümitliyiz"

Avdagiç, ayağı yere basan, aklıselim bir büyüme süreci yürütmek zorunda olduklarını belirterek, biraz daha rakamlara bakan değil makul bir süreç ortaya koymaları gerektiğini bildirdi.

Ekonomi ile ilgili kriz çığırtkanlığı yapanların çok iyi niyetli olmadığını düşündüklerini aktaran Avdagiç, şöyle devam etti.

"Şu anda problemlerimiz yok mu evet var. Ama umutluyuz, ümitliyiz. Önümüzdeki dönemle ilgili çok iyi niyetli, Türkiye'yi daha ileriye götürmeye çalışan bir siyasi iktidar olduğunu görüyoruz. Bu konuda son derece önemli bir kadro başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere yeni kabineden de bu tip mesajları alıyoruz. Biz de bunun karşılığını vererek hep beraber Türkiye'yi kısa zamanda çok daha iyi noktaya taşıma konusunda ümitliyiz, umutluyuz ve motive durumdayız."

- Yerli ve yabancı şirket sayısında ciddi artış

Avdagiç, kurulan şirket sayısına ilişkin bir soruya karşılık, geçen yıl 1 Ocak-26 Temmuz döneminde açılan şirket sayısının 26 bin 960 olduğunu anımsatarak, bu yılın aynı döneminde yüzde 21,4'lük artışla 32 bin 741'e ulaştığını bildirdi.

Geçen yıl 12 bin 825 şirketin kapandığını aktaran Avdagiç, bu yıl söz konusu rakamın 12 bin 678'e düştüğünü aktardı.

Avdagiç, geçen yılın aynı döneminde açılan yabancı şirket sayısının 2 bin 165 olduğunu anımsatarak, "Bu yıl ise 4 bin 637. Yabancı şirketlerde yüzde 114'lük bir artış var. Yine güzel bir şey; Bunlar geliyor, vur kaç mı? Geçen yıl 1 Ocak-26 Temmuz'da sadece 112 şirket kapanmışken bu sene sadece 19 şirket kapanmış. Dolayısıyla hem açılan şirket sayısında artış görüyoruz ama açılan yabancı şirket sayısında 4 kat artış görüyoruz." dedi.

AA