Advertisement
HABERLER ABONE OL

ABD'nin New York kentinde yapılan Birleşmiş Milletler 73. Genel Kurulu'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Bu yılki Genel Kurulumuzun tüm dünya halkları için hayırlı olmasını diliyorum. Bu toplantıyı 1. Dünya Savaşı'nın bitmesinin 100. yılında gerçekleştiriyoruz. BM, 73 yılda hiç de küçümsenemeyecek çalışmalar yürütmüştür. Ancak BM'nin zaman içinde insanlığın beklentilerini karşılamaktan uzaklaştırmıştı.

Geçmişte Ruanda'da, Somali'de hala Filistin'de yapılan katliamlar BMGK izlerken gerçekleştirmiştir. Tüm dünya arkasını dönse bile Türkiye olarak biz mazlum Filistnililerin yanında durmaya devam edeceğiz. Böyle önemli bir yapının adı sürekli başarısızlıklarla anılan bir kurum haline gelmesine bizim gönlümüz rıza göstermiyor. Bu nedenle BM'nin yapısında kapsamlı bir reforma gidilmesi gerektiğini söylüyoruz. Dünya 5'ten büyüktür diyoruz. Dünya 2. Dünya Savaşı sonrasındaki gibi değil. Ne için 194 ülkenin tamamı daimi üye olma konumuna gelmesin. Sadece 5 üye ve diğerleri geçici ve onların da orada hiçbir inisiyatifi yok. 

Dünyanın geleceği için çok önemli olarak gördüğüm bu kurumun güvenlik ve sosyal eşitlik alanlarında etkinliği artmadır. Türkiye olarak, BM vasıtasıyla yapılabilecek çok önemli işler olduğunu görüyoruz. Dünyanın kurtuluşunu ve mutluluğunu sağlayacak olan adalettir. Bugün dünyamızın siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarsılıkların pençesinde olmasının nedeni adaletsizliktir.

Bugün dünyanın en zengin 62 kişisinin mal varlığı, toplam nüfusun yarısına denk ise burada bir sorun var demektir. Dünyada 821 milyon insan her gece aç bir şekilde uykuya dalarken, 621 milyon kişiye obezlik teşhisi konuyorsa burada bir sorun var demektir. 68 milyon kişi yerlerinden ediliyorsa burada bir sorun var demektir. Hz. Mevlana adaleti bir şeyi yerli yerine koymak olarak tanımlıyor. Gelin bu dünyada her şeyi yerli yerine koymak için BM'yi adaletin sözcüsü haline getirelim. Gelin gelecek nesillere umut aşılayacak bir küresel yönetim şekli kuralım. Yine Hz. Mevlana'ya göre, zalim üzerine düşen görevleri yerine getirmeyen kişidir. 

Değerli delegeler, hala uyguladığı küresel insani diplomasiyle adil bir dünya için elinden geleni gösteriyor. 4 milyon mülteciyi misafir ediyoruz. Sadece Suriyeli sığınmacılar için harcadığımız tutar 32 milyar doları bulmuştur. Ayrıca Suriye'de kontrol altına aldığımız bölgelerde her türlü insani yardımı yapıyoruz. Vatandaşlarımıza verdiğimiz ilaçlar dahil, tüm sağlık hizmetlerinden sığınmacılar faydalanabiliyor. Buna karşılık dışardan aldığımız destek, uluslararası kuruluşlardan 600 milyon dolar, AB'den ise 1.7 milyar euro düzeyindedir. AB'nin 3+3 milyar euro destek vaadi yeteri kadar etkin şekilde kullanılmamaktadır. Halbuki biz sığınmacılara verdiğimiz desteği her gün devam ediyoruz. Dünyanın mülteci akınına uğramamasını sağlayan Türkiye'ye daha etkin ve daha esnek yardım bekliyoruz. Bugün itibariyle Türkiye, toplam kalkınma yardımlarında 6. sırada, insani yardımlarda ilk sırada bulunmaktadır.

Değerli delegeler, dünyamızın barışçıl, eşitlikçi toplumlar için sorumluluğa daha fazla ihtiyacı var. Halen dönem başkanlığını yürüttüğümüz İİT bünyesinde çok ciddi adımlar attık. Açlıkla boğuşan Somali için kalkınma programı uyguluyoruz. Körfez krizinin çözümü için samimi çaba sarf ettik. Irak'ta tüm tarafları teşvik ediyoruz. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı gibi konularda gayret gösteriyoruz. Suriye'deki gelişmeler karşısında da aktif tutum içerisindeyiz. Gerek Cenevre ve Astana süreçlerine verdiğimiz destekle, gerekse sahadaki varlığımızla Suriye'de huzur oluşturmaya çalışıyoruz.

Son olarak Rusya ile birlikte imzaladığımız, Soçi mutabakatıyla rejimin İdlib'e yönelik kanlı saldırılarının önüne geçtik. Daha önce yaşanan katliamların İdlib'de yaşanmasını engelleyerek Suriye'de siyasi çözüm yolunu açık tuttuk. Hedefimiz Suriye topraklarının tamamını teröristlerden temizlemektir. Terör örgütlerine karşı ilkeli bir yaklaşım geliştirilmesini istiyoruz. Terör örgütlerini silahlarla donatanlar, gelecekte bunun acısını mutlaka çekeceklerdir.

Gelin Suriye, Irak, Yemen, Afganistan, Ukrayna, Libya gibi fiili, Balkanlar, Kafkasya, Doğu Akdeniz gibi potansiyel sorun alanları için daha samimi çabalar ortaya koymalıyız. Terör örgütlerinin hepsi tüm güçlerini silahlı yöntemlerden almıyor. Ülkemizi 15 Temmuz gecesi darbe gecesi vatandaşlarımızı öldüren FETÖ böyle bir örgüttür. Peki bunun başı nerdedir? Bunun başı Amerika'dan dünyanın 160 ülkesine terör ihraç etmektedir.

 

devam edecek...