Ankara'da kritik Suriye zirvesi
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve beraberindeki ABD heyeti, Türk yetkililerle görüşmelerde bulunmak üzere dün Ankara'ya gelmişti. Bugün gerçekleşen görüşme yaklaşık 2 saat sürdü.
ABD Başkanı Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton başkanlığındaki Beyaz Saray Heyeti, İsrail’in ardından Türkiye’ye geldi.
Beyaz Saray Ulusal Danışmanı John Bolton ve ABD heyeti ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın görüşmesi sona erdi. Görüşme yaklaşık 2 saat 10 dakika sürdü.
ABD'sen yapılan son dakika açıklamasında, Kalın ile Bolton'un Suriye'den çekilme konusunda verimli bir görüşme gerçekleştirdiği ifade edildi. Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü: "Verimli bir görüşme oldu. Diyalog için daha fazla konu başlığı belirlendi" dedi.
Türkiye'ye gelen Amerikalı heyette, ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ve Brett McGurk'ün yerine Küresel Koalisyon Özel Temsilcisi olarak atanan James Jeffrey de bulunuyor.
HARİTAYLA GELDİLER
Amerikan basını, ABD heyetinin Ankara'ya bir haritayla geldiğini yazdı. Wall Street Journal gazetesi, James Jeffrey'nin 'renklendirilmiş Suriye haritası' hazırladığını, bu haritada Türk askerinin girmesine karşı çıkılan yerlerin işaretlendiğini öne sürdü.
BOLTON'DAN TANSİYONU YÜKSELTEN AÇIKLAMALAR
Bolton, Türkiye ziyareti öncesi, tepki çeken açıklamalar yaptı. YPG/ PKK terör örgütünü "Kürt savaşçılar" diye tanımladı. "Amerika’nın Suriye’den çekilmesi Kürtleri koruyacak bir anlaşma yapmadan gerçekleşmeyecek" dedi.
KALIN'DAN SERT YANIT
Bolton’un bu açıklamalarına Ankara’dan sert tepki geldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin Kürtleri hedef aldığı iddiasının akıl dışı olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin hedefinin DAEŞ ve PKK/PYD/YPG terör örgütleri olduğunun altını çizdi.. Türkiye’nin PKK ve Suriye’deki uzantılarıyla mücadelesinin amaçlarından birinin de Kürtleri terör örgütünün zulmünden kurtarmak olduğunu söyledi.
AKAR: MÜCADELEMİZ TERÖRİSTLERLEDİR
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da Bolton'un sözlerine dün açıklamada bulunarak, "TSK'nın mücadelesi yüzyıllardır aynı coğrafyayı, aynı ekmeği paylaştığımız Kürt kardeşlerimizle değildir. Mücadelemiz Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimiz ile tüm etnik ve dini topluluklar için tehdit teşkil eden PKK/YPG ve DEAŞ’lı teröristlerledir" dedi.
MÜNBİÇ MUTABAKATININ NETİCELENDİRİLMESİ
Türk ve Amerikalı yetkililer arasında ele alınacak konuların başında Münbiç geliyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın Amerikan askerlerini Suriye’den çekme kararından sonra çekilmenin koordinasyonu önem taşıyor. Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde ABD'nin çekilmesiyle bir güç boşluğu oluşmasını istemiyor. Oldubittilerle karşılaşmak istemeyen Türkiye, çekilmenin ABD ile koordinasyon içinde yapılması gerektiğini savunuyor.
Türk tarafı ayrıca, çekilme için takvim görmek istiyor ve iki ülke arasındaki Münbiç mutabakatının ABD askerleri çekilmeden tamamlanmasını talep ediyor.
Ankara, rejimin ilçeye örgütü himaye edeceği bir senaryoya karşı Washington'ı uyarmıştı. Rejimin, ABD'nin hamlesinden kısa süre sonra ilçeye girdiğini ve bayrağını astığını iddia etmesi, Ankara'nın haklı olduğunu göstermişti.
Terör örgütü YPG/PKK’ya ABD'nin sağladığı silahların geri alınması sözünün tutulması da Ankara'nın öncelikleri arasında bulunuyor. Türkiye, ABD’nin tahkim ettiği cephaneliklerin ve üslerin YPG’ye bırakılmaması gerektiğini vurguluyor.
DEAŞ İLE MÜCADELE BELİRSİZLİĞİ
Bolton'ın Suriye'den güçlerin çekilmesinin DEAŞ'ın yenilmesi şartına bağlı olduğunu söylemesi, DEAŞ ile mücadeleye ilişkin bir belirsizliği de beraberinde getirdi.
DEAŞ, Suriye'de biri iki ayrı bölgede varlık gösteriyor. Bunlardan biri, Deyrizor'da Fırat'ın doğusunda, YPG/PKK'nın çatıştığı iki belde ve diğeri ise Fırat'ın batısında rejim kuşatmasındaki çöl bölgesinde bulunan küçük bölge.
Bolton'ın DEAŞ'ın yenilmesinden kastının Deyrizor'daki iki bölge olup olmadığı merak ediliyor. Kasıt, rejimin kontrolündeki bölgeyi de içeriyorsa, o durumda da oradaki DEAŞ ile kimin mücadele edeceği sorusu beliriyor.
FETÖ İLE MÜCADELEDE KARARLI DESTEK TALEBİ
Terör örgütü FETÖ ile mücadele de Türk tarafının görüşmelerde önem vereceği bir başka konu olacak.
ABD Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) örgütle ilgili yürüttüğü bir soruşturma olduğu biliniyor. Örgütün ABD’deki yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturmaların hızlandırılması, Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesine daha kararlı şeklide destek verilmesi Ankara'nın önceliklerini oluşturuyor.
Fetullah Gülen başta olmak üzere örgütün elebaşlarının iadesi de Türkiye'nin görüşmelerde gündeme getireceği konular arasında yer alıyor.
PATRIOT SATIŞI
İki ülke heyetleri arasındaki konulardan birinin de ABD'nin uzun menzilli hava savunma sistemi Patriotların Türkiye'ye satışı olması bekleniyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 3,5 milyar dolar değerindeki Patriot sistemlerinin Türkiye'ye satışına 19 Aralık'ta onay vermiş, Bolton'dan önce Ankara'ya gelen bir ABD heyeti de geçen hafta Türkiye'ye Patriot sistemleri için satış teklifini sunmuştu.
Türkiye, Rusya ile daha önce anlaşması yapılan S-400 füze sistemini alımından vazgeçmeyeceğini açıklamıştı. Türk yetkililer, S-400'lerin Patriot satışının ön koşullarından biri olmasına da karşı çıkıyor.
PKK İLE MÜCADELE
Terör örgütü PKK ile mücadele de Türk ve Amerikalı yetkililer arasındaki konulardan birini oluşturacak.
ABD yönetiminin, PKK elebaşlarından Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan'ın kimlik ya da yer tespiti için bilgi sağlayacak kişilere ödül vereceğini açıklamasından sonra Türk tarafı, terör örgütü ile mücadelenin daha kararlı yürütülmesini istiyor.
Sözde örgüt yönetiminin, "başına ödül konulanlar" listesine alınmasındaki anlayışın güçlendirilmesini isteyen Türkiye, anlık istihbarat akışı yapılmasının önemine vurgu yapıyor.
EKONOMİK İLİŞKİLERİN CANLANDIRILMASI İSTENİYOR
Türk ve Amerikalı heyetin görüşmelerinde ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi de ele alınacak.
Amerikalı rahip Andrew Brunson'un Türkiye'deki tutukluluğu nedeniyle yaşanan gerginlikten ekonomik ve ticari ilişkiler de etkilenmişti. ABD yönetimi, Brunson'un tutukluğu nedeniyle 10 Ağustos'ta Türkiye'den yapılacak alüminyum ve çelik ithalatında gümrük vergilerini ikiye katlayarak sırasıyla yüzde 20 ve yüzde 50'ye çıkarmıştı.