Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Babacan: Yeniden yapılandırma, krizin etkilerini gidermek için

Babacan: Yeniden yapılandırma, krizin etkilerini gidermek için

  • Başbakan Yardımcısı Babacan, yeniden yapılandırmaya ilişkin düzenlemenin krizin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için atılan bir adım olduğunu vurguladı

Giriş: 08 Aralık 2010, Çarşamba 15:44
Güncelleme: 08 Aralık 2010, Çarşamba 15:44

ANKARA (A.A) - 08.12.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yeniden yapılandırmaya ilişkin düzenlemenin krizin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için atılan bir adım olduğunu vurgulayarak, ''Sürekli tekrar edilecek bir şey değildir. 'Kayıt içi, kayıt dışı işlerimi şöyle bir kapatayım da temiz bir sayfa açayım' diyecekler için çok önemli fırsat. Bundan sonra bu işler Türkiye'de kolaylaşmayacak, daha zorlaşacak. Yeni, 1.500 tane denetim elemanı alıyoruz'' dedi.

Babacan, 5. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurasında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde ne yapacağını açık bir şekilde ortaya koymasının Türkiye'yi dünya ve Avrupa'dan ayrıştırdığını belirterek, OVP açıklandığı andan itibaren Türkiye'nin risk primlerinin düşmeye, kredi notlarının artmaya başladığını kaydetti.

''Geçen sene Eylül'de açıkladık ve geçen sene Eylül sonuna kadar büyümemiz negatiftir ama ilk çeyrekten itibaren büyümemiz pozitife dönmüştür'' diyen Babacan, şöyle devam etti:

''Ekimden itibaren bankalar kredi kullandırmaya, iç tüketim canlanmaya, yatırımcılar yatırım yapmaya başlamıştır. Güven her şeyin temeli. Bunu oluşturduğunuzda her şey kolaylaşıyor, bu sarsıldığında ne yaparsanız yapın bu mümkün değil. Güvenin sarsıldığı bir ülkede halkın reel gelirini artırmak için vergi indirdiniz ya da ilave bazı harcama imkanları sundunuz. Eğer vatandaş geleceğinden korkuyorsa o parayı harcaması mümkün değil.

Önemli olan insanların gelecek geliridir, bugünkü değil. Gelecek gelirinin devam edeceğinden, işini koruyacağından emin olursa o parayı harcar. Önce güveni, istikrarı sağlayacağız ve arkasından ekonomik büyüme gelecek. Suni tedbirlerle değil, güvene dayalı, doğal olarak ve özel sektör eliyle büyüme gelecek.''

Kriz döneminde sağlam bir bankacılık sektörünün önemli bir rol oynağını ifade eden Babacan, pek çok ülkede ciddi sorunlar yaşayan bankaların Türkiye'de tek tek bünyesinin sağlamlığını koruduğunu söyledi. Babacan, bunun bankacılık sektöründe yapılan reformlarla sağlandığını kaydetti.

-''ASLA REHAVETE KAPILMAMAMIZ GEREKİYOR''-

Reel sektör güven endeksinin aşağı yukarı son 4 yılın, tüketici güven endeksinin de son 2 yılın en yüksek seviyelerinde olduğuna dikkati çeken Babacan, ''Şu anda Türkiye'nin tüm Avrupa bölgesinde hem tüketici hem üretici endeksi, açısından en yüksek ülke olduğunu görüyoruz. Tüm Avrupa bölgesinde en yüksek endeks değerleri Türkiye'de'' dedi.

Şu anda sipariş endekslerinin 2005 yılından bu yana en yüksek değeri gösterdiğini ifade eden Babacan, bugünün siparişinin yarının üretimi, ihracatı, iç piyasa satışı anlamına geldiğini ifade etti. Babacan, ''Bu sipariş endeksleri bize gösteriyor ki önümüzdeki 6 ay boyunca büyüme Türkiye'de inşallah yüksek seyredecek'' diye konuştu.

2010 yılında AB'de ve Avrupa bölgesinde kamu borç stoğunun milli gelirine oran olarak düşen tek ülkenin Türkiye olduğunu, bu oranda 3 puanlık gibi bir düşüş olacağını söyledi.

Yine UlUslararası Çalışma Örgütü üyeleri içerisinde işsizlik oranını en hızlı düşüren ve en çok istihdam üreten ülkenin yine Türkiye olduğunu belirten Babacan, Türkiye'de aynı zamanda istihdam üreten bir büyümenin olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin bulunduğu noktanın kıymetinin bilinmesi gerektiğine işaret eden Babacan, şunları söyledi:

''Bulunduğumuz noktanın kıymetini bilmemiz lazım ve bizi bu noktaya getiren politikaların da kıymetini bilmemiz lazım. Çünkü böyle dönemlerde çok farklı politika önerileri gelebiliyor. Bizim işte böyle dönemlerde ana politikalarda dimdik durmamız gerektiğini ve dimdik duracağımızı özellikle burada açıklamak istiyorum. 8 yıldır Türkiye'yi bugüne getiren bazı ana politikalar vardır. Bunlardan asla taviz olmamıştır ve olmayacaktır.

Geçtiğimiz aylarda Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en düşük faizlerini gördük. İlk defa Hazine 10 yıllık bir borçlanma kağıdı çıkardı. Hem iç hem dış piyasada en düşük risk primlerini gördük. En düşük reel faizleri gördük son geçtiğimiz aylarda.

Geldiğimiz nokta gerçekten 'Allah nazardan saklasın' önemli bir nokta. Ama asla rehavete kapılmamamız gerekiyor. 'Biz bu işi başardık, çok iyiyiz ve biraz dinlenme vakti geldi' diyemeyiz. Tam tersine dünyadaki konjonktür, riskler Türkiye'nin çok daha uyanık dikkatli olmasını gerektiren bir dönemde olduğumuzu bize gösteriyor. Rehavete asla marjımız yok. Çok çok dikkatli bir şekilde politikalarımızı uygulamamız ve bu uygulamalardan asla taviz vermememiz gerekiyor.''

-''BANKALARIN KREDİ HACMİ 500 MİLYAR LİRAYI GEÇTİ''-

Bakan Babacan, bankaların kredi hacmine de değinerek, geçen sene Eylül ayı sonuna kadar 370 milyar lira mertebesinde seyreden kredi hacminin bugün 500 milyar lirayı geçtiğini bildirdi ve toplam kredi hacminin 3'te birinin tüketici, 3'te 2'sinin ise ticari kredilerden oluştuğunu söyledi.

Kredi hacmi artarken kredi takip oranının düştüğüne dikkati çeken Babacan, oranın krizde yüzde 5,4'e çıktığını şu anda ise yüzde 4'e indiğini belirtti.

Babacan, krizin en yoğun olduğu dönemde yüzde 10'a kadar çıkan dönen çek oranının Nisan ayından bu yana yüzde 3'ler mertebesinde olduğunu bildirdi.

-YENİDEN YAPILANDIRMA-

Babacan, yeniden yapılandırmaya ilişkin düzenlemenin şu anda Mecliste alt komisyonda görüşülmeye başlandığını anımsattı.

Bu düzenlemeyle kamu ile vatandaş arasında bütün borç, alacak meselelerinde bir pencere açmayı amaçladıklarını belirten Babacan, ''Özellikle 2009 krizinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak ve artık tamamen bir bakıma etkilerini silmeye çalışmak için attığımız bir adım. Sürekli tekrar edilecek bir şey değildir bu. Üstelik vergi noktasında önemli fırsatlar var. 'Artık şu yarı resmi, yarı gayri resmi, kayıt içi, kayıt dışı, bu karışık işlerimi şöyle bir kapatayım da tam yasal çalışmaya başlayayım' diyecekler için çok önemli fırsat. Yani, 'işimin gerçek durumuyla kayıtlarımı şöyle bir eşitleyeyim, temiz bir sayfa açayım' diyecek işadamlarımız, mükelleflerimiz için çok çok önemli bir fırsat. Bundan sonra bu işler Türkiye'de kolaylaşmayacak, daha zorlaşacak. Yeni, 1.500 tane denetim elemanı alıyoruz.'' şeklinde konuştu.

Vergi oranlarının da artık çok düştüğüne işaret eden Babacan, şunları kaydetti:

''Bundan sonra biraz daha düşer mi? Belki biraz daha, 3-5 seneye yaygın belki biraz daha düşüşler olur. Ama onunda artık sınırına geldik. Üstelik pek çok ülke bütçe dengesinin bozulması nedeniyle vergileri artırırken, Türkiye vergileri artırmayacak bir ülke olacağını ilan etti, bu kolay değildir. Vergi oranlarımızda bir artış söz konusu değil. 3-5 yıl da küçük küçük azalmalar dahi olabilir ama çok ciddi radikal düşüşler bundan sonra çok mümkün görünmüyor. Kurumlar Vergisi dünyanın en düşük oranlarından bir tanesi.

Gelirden aldığımız vergiler halen çok düşük. Bugün beyana tabii gelir vergisi tahsilatı devletin 2 milyar lira civarında. Sadece sigaranın ÖTV'sinden gelen vergi 15 milyar lira. Demek ki gelir vergisi noktasında çok farklı bir noktaya gitmemiz lazım. Gelirden aldığımız vergi iyileşince biz dönüp yüksek ÖTV'leri, 18 KDV'leri de düşürürüz.''

Babacan, şu anda yeniden yapılandırmanın sil baştan yapmak için önemli fırsat olduğunu yineledi.