Advertisement
PİYASALAR ABONE OL

İSTANBUL (A.A) - 10.02.2011 - Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Halil Eroğlu, son 5 yılda toplam 7,7 milyar dolarlık yatırımların yarısına finansman sağlandığını, bu yatırımlarla yaklaşık 15 bin kişilik ilave istihdam yaratıldığını bildirdi.

Eroğlu, 2010 yılı finansal sonuçları ve 2011 beklentilerine ilişkin düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, bankanın 7,9 milyar lira aktif büyüklüğe ulaştığını, 2010 yılında likit aktiflerin yüzde 4'lük artışla 2,7 milyar liraya, kredilerin yüzde 23'lük artışla 4,8 milyar liraya ulaştığını kaydetti.

Özkaynakların yüzde 22 büyümeyle 1 milyar 264 milyon liraya, net karın ise yüzde 21 artarak 212 milyon liraya yükseldiğini belirten Eroğlu, 2010 yılında net faiz gelirinin önceki yıla göre yüzde 15 oranında artarak 289 milyon liraya çıktığını vurguladı.

TSKB'nin 5 yıllık performansına bakıldığında 2005-2010 arasında aktiflerin yüzde 138, kredilerin yüzde 175, özkaynakların yüzde 128 ve net karın yüzde 112 arttığının altını çizen Eroğlu, ortalama yıllık artışın aktiflerde yüzde 19, kredilerde yüzde 22 ve özkaynaklarda yüzde 18 olduğunu söyledi.

Halil Eroğlu, önümüzdeki 5 yılda sermaye getirilerinin yüzde 16-17 seviyesinde olmasını, aktif ve kredi büyümelerinin yüzde 15-20'nin altına düşmemesini ve karlılıkta her yıl yüzde 10-15 artış öngördüklerini kaydetti.

Bankanın pasiflerinin yüzde 59'unun ortalama vadesi 10 yıl olan uzun vadeli kaynaklardan oluştuğunu belirten Eroğlu, şöyle devam etti:

''Kurumsal kredilerimiz esasında KOBİ kredileri, finansal kiralama, dış ticaret finansmanı ve gayri nakdi krediler olarak ayrışıyor. Son 5 yılda toplam 7,7 milyar dolarlık yatırımların yarısına finansman sağlanmıştır. Bu yatırımlarla yaklaşık 15 bin kişilik ilave istihdam yaratılmıştır. Proje finansmanı, son 3-4 yıldır gelişen bir alan. Finansman sağlanan enerji projelerinin toplam yatırım tutarı 5,3 milyar dolardır. Bunun 1,6 milyar dolarlık kısmını TSKB finanse etmiştir. Toplamda yaklaşık 3 bin megavat civarında yenilenebilir enerji projesini finanse ettik. Bu projelerden 53 tanesi diğer bankalarla konsorsiyum kurularak finanse edildi.''

Eroğlu, 2011 vizyonlarını alternatif enerji kaynakları finansmanı, satın alma finansmanında daha aktif rol almak ve gayrimenkul sektörü finansmanının oluşturduğunu söyledi.



-''SON 3 YILDA 1,8 MİLYAR DOLARLIK KAYNAK ANLAŞMASI''-



TSKB'nin APEX bankacılığına da değinen Eroğlu, plasmanların yüzde 18'inin APEX kredileri olduğunu, toplam 1 milyar 19 milyon dolar APEX kaynağın 900 milyon dolar ihracat, 219 milyon dolar KOBİ kredilerinden oluştuğunu ifade etti.

Son 3 yılda toplam 1,8 milyar dolarlık kaynak anlaşması yaptıklarını ifade eden Eroğlu, 2010'da 3 firmanın halka arzına aracılık ettiklerini söyledi.

Garantili şemsiye fonuna bağlı ana para garantili alt fonlara değinen Eroğlu, 2 yılda 8 fon ihraç ettiklerini, korumalı/garantili fon piyasa toplamının 3,9 milyar lira, yaşayan fon büyüklüğünün 2,1 milyar lira olduğunu, toplamda 177 fonun halka arz edildiğini, yaşayan fon sayısının 93 olduğunu, 84 fonun ise kapandığını, kapanan 84 fon içinde sadece 19 tanesinin reel getiri sağladığını bildirdi.

TSKB enerji endeksine de işaret eden Eroğlu, ''Bu endeks içinde enerjinin dışında faaliyeti olan şirketler de vardı. Bunların enerji ağırlıklarını alıp yeni düzenleme yapmak için İMKB'nin yaptığı TSKB enerji endeksi hesaplamasını bugünden itibaren değiştirdik. İMKB'nin yaptığı hesaplamanın dışında bizim arzu ettiğimiz ve İMKB'nin de uygun gördüğü bir endeks oluştu. Bu doğrultuda TSKB, 28 Şubat-4 Mart 2011 arasında yüzde 98 anapara garantili enerji fonu ihraç edecek'' diye konuştu.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdürü Halil Eroğlu, bu yıl bankacılık sektörünün kredi büyümesinin yüzde 20'nin altında olmayacağını, bunun cari açık açısından bir problem yaratmayacağı, ancak sektörün karlılığı üzerinde ciddi baskı yaratacağı düşüncesinde olduğunu bildirdi.

Eroğlu, düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, geçtiğimiz yıl bankacılık sektörünün genel anlamda hızlı büyüme yaşadığını, bunun ülkenin hızlı büyümesinden dolayı doğal olduğunu söyledi.

Bu hızlı büyümeden dolayı bankacılık sektörünün, özellikle kredilerin hızla büyüdüğünü, büyümede bireysel ve konut kredilerinin ağırlıkta olduğunu vurgulayan Eroğlu, Merkez Bankası ile bütün ekonomik kamusal birimlerin, bu büyümenin bir müddet sonra cari açığı daha da büyüteceği, bu açık büyümesi nedeniyle ülkenin sıkıntıya girebileceği düşüncesiyle enflasyon korkusu olmadan, faizi artırmadan zorunlu karşılık artırma yoluyla ekonomiyi soğutmaya çalıştığının altını çizdi.

Önce bankacılık sektörü yüzde 30-35 büyüyeceği düşüncesindeyken, zorunlu karşılık oranlarının artırılmasıyla bu büyümenin yakalanamayacağının görüldüğünü kaydeden Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Ama 2011 yılında bankacılık sektörünün kredi büyümesinin yüzde 20'nin altında olmayacağı inancındayım. Bunun da cari açık açısından bir problem yaratmayacağı, fakat sektörün karlılığı üzerinde ciddi baskı yaratacağı düşüncesindeyim. Bu karlılık da ancak hacim artışıyla sağlanabilir. Hacim artışı da karlılığa ne kadar yetebilirse o kadar karlılıkta başarılı olunacak. Ancak 2010'dan daha yüksek karlılık çok kolay gözükmüyor. Kurumsal kredide çok ciddi bir duraklama yok. Ama bireysel kredilerde bir miktar yavaşlama var. Frene bastığınız zaman araba zınk diye durmaz, bir süre içinde durur. Bunu da sektör yavaş yavaş hissediyor.''



-''SOĞUTMAYI YETERLİ GÖRMEDİKLERİNİ ARTIRMAYA DEVAM EDECEKLER''-



Zorunlu karşılıklarda daha fazla artırıma ihtiyaç olup olmadığı sorusuna Eroğlu, ''Kamunun bizden daha çok, ilerideki bilgiye ulaşma imkanı var. Bizde bu bilgiler yok. Ama soğumayı yeterli görmedikleri takdirde zorunlu karşılıkları artırmaya devam edecekler. Zaten böyle bir izlenim var. Yeterli olup olmadığına kamunun kendisi karar verecek'' dedi.

Sektörde tahvillerle bir şeyler yapılmaya çalışıldığını dile getiren Eroğlu, ''Ne yaptık? 1 yılı geçebildik mi? Geçemedik. Çünkü vatandaşımız almıyor, kurumsal yatırımcımız da yeterli değil. 6 ay, 1 yıla geldik. 10 yıl vadeli tahviller çıkarabildiğimizde biz o zaman kurumsal işleri yapabileceğiz'' yorumunu yaptı.

Halil Eroğlu, başka bir soru üzerine de şu anda ellerinde 800 ile 1 milyar dolar bulunduğunu, yılda yaklaşık 600 milyon dolar kendilerine geri ödendiğini, dolayısıyla bunun da bir kaynak oluşturduğunu vurguladı.



-''EMTİADAKİ YÜKSELİŞİN SONU CİDDİ ENFLASYON, CİDDİ FAİZ ARTIŞIDIR''-



Emtia fiyatlarındaki yükselişe de dikkati çeken Eroğlu, ''Emtiada fiyatların bu kadar yüksek olması dünya için ciddi tehlikedir. Bunun sonu ciddi enflasyon, ciddi faiz artışı, ciddi politik dalgalanmalardır. Buğdayın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana tarihi rekorlar kırdığını dikkate aldığımızda, bunlar sağlıklı işaretler değil'' diye konuştu.

Sektörde denetimin öneminin altını çizen Eroğlu, ''Bankacılık ve sigortacılık sektöründe başkasının parasıyla başkasına iş yapıyorsunuz. Bir sorun doğduğu zaman toplumu ilgilendiriyor. Siz beyaz eşyada veya başka sektörde bu kontrolü görüyor musunuz? Hayır. Para tatlıdır, biraz kontrol etmek lazım'' şeklinde konuştu.

Eroğlu, 2011 yılında 3-4 halka arza aracılık etmeyi planladıklarını belirterek, ''Halka arz hafif milli piyango gibi... Son saniye, son dakikaya kadar belli değil. 2011 yılının ilk yarısında adetsel olarak daha çok, ikinci yarıda ise adetsel olarak daha az, ancak hacimsel olarak daha büyük halka arz bekliyorum'' değerlendirmesi yaptı.