Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Çağlayan, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2010 yılı GSYİH rakamları ve Şubat 2011 dış ticaret rakamlarını değerlendirdi.

Bakan Çağlayan, Türkiye'nin bu performansı ile küresel kriz öncesi seviyeye döndüğünü, gerek ihracat artışının, gerekse büyüme performansının bunun kanıtı olduğunu ifade etti.

Çağlayan, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2010 yılı büyüme rakamının ve 2011 yılı Şubat ayı dış ticaret rakamlarının, Türkiye'nin ekonomik büyüme ve ihracatta vites büyüttüğünü gösterdiğini vurguladı.

Türkiye ekonomisinin, 2010 yılının tamamında yüzde 8,9 oranında büyüyerek gerçek potansiyelini gerçekleştirdiğini ve 2010 yılında sadece yüzde 1,7 büyüyebileceği ortaya çıkan AB-27 ile kıyaslanamayacak bir performans yakaladığını belirten Çağlayan, şunları kaydetti:

''Son açıklanan büyüme rakamı ile 2010 yılında, Avrupa'nın ve dünyanın en dinamik ekonomisinin Türkiye olduğu ortaya çıkmıştır. Büyüme performansı açısından, AB ülkeleri arasında krizden en az etkilenen Polonya'nın dahi 2010 yılında yüzde 3,8 büyüdüğü göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin başarısı bir kez daha netleşmektedir.

2010 yılı büyüme rakamı, Türkiye'nin tüm dünyayı saran küresel krizden ne kadar hızlı çıktığını da göstermektedir. 2009 yılında ekonomisi yüzde 5'den fazla daralan ülkeler arasında yer alan Letonya, Slovenya, Macaristan, Hırvatistan, İsveç, Litvanya, Bulgaristan, Danimarka gibi ülkeler ve krizden en az etkilenen Norveç, Fransa gibi ülkelerin dahi 2010 yılı büyüme rakamları yüzde 5,5'in üzerine çıkamamıştır.''

Bakan Çağlayan, 2002 yılından başlayarak kriz öncesi dönemi büyüme rakamlarına bakıldığında Türkiye'nin, AB-27 ortalamasının 1,5 katı ile 5 katı arasında değişen bir büyüme performansı sergilediğini, Türkiye'nin, 2010 yılında yüzde 8,9 büyüme oranıyla Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi ve G-20'nin en hızlı büyüyen üçüncü ekonomisi olduğunu ifade etti.

Çin Halk Cumhuriyeti'nin 2010 yılında yüzde 10,3, Arjantin'in yüzde 9,2 ve Türkiye'nin yüzde 8,9 büyüme gerçekleştirdiğine dikkati çeken Çağlayan, Türkiye'nin 2010'da G-8 ülkelerinin tamamından daha fazla büyüme gerçekleştirdiğini, ABD'nin yüzde 2,9, Japonya'nın yüzde 3,9, Almanya'nın yüzde 3,5, Rusya'nın yüzde 4, İngiltere'nin yüzde 1,5, Fransa'nın yüzde 1,5, Kanada'nın yüzde 3,1 ve İtalya'nın yüzde 1,3 büyüme kaydettiğini hatırlattı.

Bakan Çağlayan, Türkiye'nin 2010 yılında elde ettiği büyüme performansının aslında, 2002 yılından bugüne kadar sürdürülebilen başarı hikayesine küresel kriz nedeniyle ''verilen ara''nın sona ermesi olduğunu bildirerek, şöyle devam etti:

''Elbette büyüme rakamının bu denli yüksek olmasında makro dengelerin sağlanması, alınan önlemlerin etkisi gibi faktörlerle birlikte, 2010 yılının genelinde yüzde 11,5 oranında artan ihracatımız büyümenin en büyük destekçisi olmuştur. 2010 yılının son çeyreğinde GSYİH yüzde 9,2 oranında büyürken, ihracat büyümesi 2009 göre Ekim 2010'da yüzde 12,4, Kasım 2010'da yüzde 5,4 ve Aralık 2010'da yüzde 18,1 oranında olmuştur.

2011 yılının ilk üç ayında gerçekleşen ihracat artışı geçen yılın aynı dönemine göre ocak ayında yüzde 22,1, şubat ayında yüzde 22,2 ve İhracatçı Birlikleri kayıtlarına göre mart ayında yüzde 23 civarında olacaktır.

Bu veriler ışığında, Haziran 2011 ayı sonunda açıklanacak olan 1. çeyrek büyüme rakamlarında 2011 yılının ilk üç ayında ortalama yüzde 20'nin üzerinde gerçekleşen ihracat artışının büyümeye katkısının daha fazla olacağını görebileceğiz.''

Çağlayan, TÜİK'in açıkladığı 2011 yılı Şubat ayı verileri de Türkiye ekonomisinin performansının sürekli yükseldiğinin göstergesi olduğunu ifade etti.

''TÜRKİYE EKONOMİSİ YENİ BİR BÜYÜME HİKAYESİ YAKALADI''

Türkiye ekonomisinin yeni bir büyüme hikayesini yakaladığını anlatan Çağlayan, küresel krize kadar kesintisiz 27 çeyrek büyüyen Türkiye ekonomisinin son 5 çeyrektir üst üste büyüme göstererek 2010 yılı için beklentilerin üzerinde bir büyüme gerçekleştirdiğini belirtti.

Çağlayan, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

''2010 yılında kişi başına gelirimizin 10 bin 79 dolara ulaşması, GSYİH'nın 736 milyar dolar olarak gerçekleşmesi Türkiye'nin küresel kriz öncesi rakamlara döndüğünün kanıtıdır. Nasıl 2010 yılı 2009 yılından her açıdan daha iyi olduysa, 2011 yılı da 2010 yılından daha iyi olacak, gerek ihracatta, gerek büyümede ve diğer makro ekonomik dengelerde Orta Vadeli Program hedefleri tutturulacaktır.

2011 yılı Ocak- Şubat TÜİK rakamları ve 2011 Mart ayı İhracatçı Birlik rakamları gösteriyor ki, 2011 yılında Orta Vadeli Program hedefi olan 127 milyar dolar ihracat rakamını aşacağız.''