Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Uluslararası Para Fonu (IMF), gelişmekte olan ekonomilerde mali görünümün daha elverişli olduğu fakat bunda yüksek varlık ve emtia fiyatlarının, düşük faiz oranlarının yanı sıra güçlü sermaye girişlerinin kuvvetli rüzgarının da etkili olduğunu, bu rüzgarın tersine dönmesinin mali pozisyonu birçok durumda olumsuza çevirebileceğini bildirdi.

IMF'nin ''Nisan 2011-Mali İzleme Raporu''nda, bazı bölgelerdeki ilerlemenin diğerlerindeki mali konsolidasyon gecikmeleriyle gölgelendiği için mali sürdürülebilirlik risklerinin hala yüksek olmaya devam ettiği belirtilerek, birçok gelişmiş ekonominin bu yıl mali açıklarını düşürdüğü, ancak ABD'de düzeltmenin beklemede olduğu, Japonya'da ise mali uyumun depremden önce dahi ertelendiği, depremin ek mali maliyetler içereceği ifade edildi.

Borç oranlarının hala birçok gelişmiş ekonomide arttığına ve finansman ihtiyacının tarihi seviyelerde olduğuna dikkatin çekildiği raporda, piyasa koşulları birçoğunda şu an elverişli olsa da piyasaların geçmişte geç hareket ettiği ve aniden koşulların bozulduğu belirtildi.

Raporda, gelişmekte olan ekonomilerde mali görünümün daha elverişli olduğu, fakat bunda yüksek varlık ve emtia fiyatlarının, düşük faiz oranlarının yanı sıra güçlü sermaye girişlerinin kuvvetli rüzgarının da etkili olduğuna işaret edilerek, bu rüzgarın tersine dönmesinin mali pozisyonu birçok durumda olumsuza çevirebileceği bildirildi. Bu ekonomilerden bazılarının aşama aşama aşırı ısınabileceğine de dikkat çekildi.



-ABD'DE BORCUN DÜŞÜRÜLMESİ İÇİN ÖNLEMLER HIZLANDIRILMALI-



Gelişmiş ekonomiler için şu an başlayan sağlam ilerlemenin, borç rasyolarını orta vadede ihtiyatlı seviyeye taşımasının önemli olduğu belirtilen raporda, gelişmekte olan ekonomilerin de gelirlerini mevcut elverişli koşullarla birlikte yakın dönemde harcamalarını artırmaktansa mali alanı yeniden yaratmak için kullanmaları gerektiği kaydedildi. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerin, büyümeyi artırmak için yapısal reformlarda ilerleme sağlaması gerektiği belirtildi.

ABD'nin, borç rasyosunun düşürülmesi için önlemlerin uygulanmasının hızlandırılmasına ihtiyaç duyduğu belirtilen raporda, Japonya'da felaketin toplam maliyeti hesaplandığında, bunun yakın dönemde mali uyumlaştırma için planlara dahil edilmesinin zorunlu olacağı ifade edildi.

Bütün gelişmiş ekonomilerde, büyümenin, nisan ayı Dünya Ekonomik Görünümü Raporu'nda yer alan baz senaryodaki büyüme rakamından hızlı olması durumunda ek gelirin tasarruf edilebileceğini ortaya koyduğuna işaret edilen raporda, birçok gelişmiş ekonomide, emeklilik ve özellikle sağlık harcamaları konusundaki orta ve uzun vadede harcama baskısının ele alınabileceği kaydedildi. Raporda, gelişmekte olan ekonomilerde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da açıkların düşeceğine işaret edildi.



-TÜRKİYE-



Mali İzleme Raporu'nda Türkiye'ye ilişkin olarak da ''güçlü büyümenin muhtemelen Türkiye'nin bütçe açığını planlanandan daha hızlı düşüreceğine'' işaret edildi.

Raporda, mali projeksiyonların, yetkililerin 2011-2013 Orta Vadeli Program'da belirlenen bütçe dengesi hedeflerine bağlı kalacağını varsaydığı ifade edildi.

Mali İzleme Raporu'nda, Türkiye'nin 2010 yılında genel kamu dengesi, gayri safi yurtiçi hasılaya oranı itibariyle yüzde 2,6 açık verirken, bu açığın bu yıl yüzde 1,7 olması öngörülüyor. Türkiye'nin geçen yıl faiz dışı genel kamu dengesinin GSYH'ye oranı yüzde 0,5 iken, bu oranın ise bu yıl yüzde 0,7 olacağı tahmin ediliyor.

Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 34,8 olan genel kamu harcamalarının GSYH'ye oranının, bu yıl yüzde 34,6 olmasının beklendiği belirtilen raporda, Türkiye'nin genel kamu gelirlerinin GSYH'ye oranı 2010'da yüzde 32,2 iken bu yıl bu oranın yüzde 32,9'a çıkmasının öngörüldüğü bildirildi.

Rapora göre, Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 41,7 olan genel kamu borcunun GSYH'ye oranı, bu yıl yüzde 39,4'e gerileyecek, geçen yıl yüzde 35 olan genel kamu net borcu da bu yıl yüzde 32,7'ye düşecek.