Advertisement
PİYASALAR ABONE OL

İSTANBUL (A.A) - 21.04.2011 - Akbank Genel Müdür Vekili Hakan Binbaşgil, ''Bugün dünya standartlarında, göğsümüzü gere gere övünebileceğimiz bir bankacılık sektörümüz var'' dedi.

Binbaşgil, ''Forum İstanbul 2011''de yaptığı konuşmada, Türkiye'nin global krizden sonra çok iyi bir noktaya geldiğini, bunun herkes adına mutluluk verici bir durum olduğunu ifade etti.

Binbaşgil, ''İstikrarı yakalayan, inşallah yakın bir gelecekte özellikle kredi derecelendirme kurumları tarafından yatırım yapılabilir bir ülke konumuna gelecek. Hedefi, geleceği açık bir Türkiye... Bu hepimiz açısından mutluluk verici bir tablo. Yavaş yavaş 2023'e kilitleniyoruz. Burada da kendimize bir vizyon koyduk; 2023'de dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında olacağız. Bu bir hayal değil'' şeklinde konuştu.

Bugün aşağı yukarı 740 milyar dolarlık bir ekonomiyi konuştuklarını, Türkiye'nin 2023'de ilk 10'a girmek için 2 trilyon civarında bir büyüklüğe ulaşması gerektiğini belirten Binbaşgil, ''Demek ki bugün ile 2023 arasında, önümüzdeki 12 yıl zarfında, yaklaşık yüzde 8'ler civarında bir büyüme hızını yakalıyor olmamız lazım. Bu Türkiye açısından yapılamayacak bir şey gibi durmuyor. Bugün Türkiye'nin avantajlarına baktığınız zaman bize has bazı özellikler var'' dedi.

Demografik özellikler ile çalışan ve genç nüfusun önemine işaret eden Binbaşgil, Türkiye'nin teknoloji kullanımında ve mobilitede çok iyi bir yerde olduğunu, 23 milyon facebook ve 3 milyon twitter kullanıcısı bulunduğunu ve ülkenin jeopolitik konumunun önemini vurguladı.

Binbaşgil, şöyle devam etti:

''Türkiye'nin bu vizyona ulaşması için sağlam bir finans sektörüne sahip olması çok önemli bir özellik. Bugün dünya standartlarında, göğsümüzü gere gere övünebileceğimiz bir bankacılık sektörümüz var. Birçok ülkede, gelişmiş, gelişmekte olan ülkede, birçok bankada sermaye sıkıntıları yaşanırken, bugün Türkiye'de yüzde 18 civarında sermaye yeterliliği olan bir bankacılık sektöründen bahsediyoruz. Bu çok önemli bir özellik. Yüzde 18 civarında karlılık rasyosu, özkaynak karlılığı var. Likiditesinde bir problem yok. Kredi kullanımı düşük, hala büyüyebilir. Bankacılık sektörünün kalifiye çalışan kesimi var. Bütün bunları değerlendirdiğimiz zaman Türkiye'nin büyümesini destekleyebilecek bir finans sektörünün ülkede olduğunu söylemek mümkün.''



-''TÜRKİYE'Yİ 600-700 MİLYAR DOLARLAR CİVARINDA İHRACAT SEVİYESİNE ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR''-



Hakan Binbaşgil, ilk 10 arasına girme ve her yıl yüzde 8 büyümenin çok kolay olmadığını, bu konuda herkese ev ödevi düştüğünü, Türkiye'nin dünya ticaretindeki yerini daha da sağlamlaştırmak ve yukarılara çıkarmak gerektiğini ifade ederken, ''Türkiye'yi 600-700 milyar dolarlar civarında bir ihracat seviyesine hep birlikte çıkarmamız gerekiyor. Bunu katma değeri olan, daha teknolojiye dayanan ürünlerle sağlamamız gerekiyor'' dedi.

KOBİ sektörüne daha fazla eğilmeleri gerektiğini de vurgulayan Binbaşgil, ''2023... İlk 10'a girmek zor bir şey ama Türkiye için hayal edilemeyecek bir şey değil. İş zaten hayal etmekle, inanmakla başlıyor. Bunu yapabilecek güçte bir ülkeyiz. Yeter ki inanalım. Nereye gideceğimiz konusunda hepimizin net bir aksiyon planı olsun. Sorumluluklarımızı bilelim ve hep birlikte ilerleyelim'' şeklinde konuştu.



-''(İHRACATTA) BU YIL ÇOK İYİ BİR TEMPODA GİDİYORUZ''-



Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de Forum İstanbul'un ilk başladığı 2002'den bu yana Türkiye ve dünyanın değiştiğini ifade ederek, 2002'de 36 milyar dolar olan Türkiye ihracatının geçen yıl 114 milyar dolara yükseldiğini, bu yıl da çok iyi bir tempoda gittiklerini ve yıl sonunda 132 milyar doları geçeceklerini bildirdi.

Büyükekşi, 2023 için 500 milyar dolar ihracat hedeflediklerini, bu amaçla ''2023 Türkiye İhracat Stratejisi'' çalışmasını hayata geçirdiklerini hatırlatarak, ''Türkiye'nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde yer almasını hedefliyoruz. Bunun için de 2023 yılında ihracat gelirini 500 milyar dolara çıkarmamız gerektiğini düşünüyoruz'' dedi.

Strateji çalışmasını çok yakında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de sunacaklarını bildiren Büyükekşi, bu projenin siyaset üstü bir çalışma olduğuna inandıklarını, projenin tüm Türkiye'nin ortak projesi olduğunu, ancak birlikte çalışarak bu projeyi hayata geçirebileceklerini söyledi.