Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, munzam karşılıkların artırılmasıyla ilgili olarak, ''Belki başka tedbirler de gelecek seçimden sonra ama, bir ekonomi sürekli olarak gayri safi milli hasılasına oranla yüzde 7 cari açık veremez. Hükümet doğru yapıyor birtakım tedbirler alarak, ama munzam karşılığa bir miktar faiz verilebilir'' dedi.

Özyeğin, Türkiye'nin büyüdüğünü, bu nedenle makro ekonomik açıdan yatırım ortamını çok iyi gördüğünü söyledi.

Gelişen, ekonomisi yüzde 7-8 büyüyen bir ülkede her zaman yeni fırsatların doğduğunu ifade eden Özyeğin, ''Yeni alışveriş merkezleri yapılıyor, gidiyorsunuz, hepsinde kalabalık var. İstanbul'da 2 tane alışveriş merkezi vardı 15 sene önce Galeria, Akmerkez. Şimdi İstanbul'da 100 tane alışveriş merkezi var. Yenileri de açılıyor. Ben şimdiye kadar da hiçbirini çok boş görmedim. Ekonomi büyüdüğü için oluyor bu, insanların gelir düzeyi arttığı için oluşuyor'' diye konuştu.

Özyeğin, buna karşılık Türkiye'nin, daha fazla üretip ihraç etmesi gerektiğini, cari açık sorununu böyle çözebileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Aynı zamanda da ürettiği ürünün daha fazla katma değeri olması lazım. Bir ton demiri ihraç ederseniz bin dolar alırsınız, bir ton computer ihraç ederseniz çok farklı bir rakam alırsınız. Inovasyonlu ürünlere girmemiz lazım. Daha çok Ar-Ge yapıp, daha çok katma değer yaratmamız lazım. Aynı Japonya'nın, Kore'nin 30-40 yıl önce yaptığı gibi. Çin de başta ihracatını oyuncak ve tekstil gibi çok az katma değeri olan ürünlerle başlattı, ama şimdi kömür santralleri, türbinleri ihraç ediyor. Türkiye de ithal ediyor bunu. Ciddi sanayi ürünleri ihraç ediyor. Yakında uçak imal etmeye başlayacak, Çin kendi uçağını imal ediyor. Türkiye de neden bu yolu izlemesin...''



-MUNZAM KARŞILIKLARIN ARTIRILMASI-



Türkiye'nin cari açık sorununun bulunduğunu, bunun için belli tedbirler alması gerektiğini ifade eden Özyeğin, munzam karşılıkların artırılmasının da o tedbirlerden birisi olduğuna inandığını söyledi. Özyeğin, şunları kaydetti:

''Belki başka tedbirler de gelecek seçimden sonra ama, bir ekonomi sürekli olarak gayri safi milli hasılasına oranla yüzde 7 cari açık veremez. Hükümet doğru yapıyor birtakım tedbirler alarak, ama munzam karşılığa bir miktar faiz verilebilir. O şekilde bu telafi edilebilir. Bazı ülkelerde yapılıyor bu, her ülkede merkez bankasına yatan munzam karşılıklar faizsiz olmuyor. Tabii dolayısıyla bunun çözüm şekilleri var.''

Özyeğin, munzam karşılıkların artırılmasının tüketici ve iş dünyasına faiz olarak yansımasının az olacağını, önemli ölçüde yansımayacağını ifade ederek, ''Biz bankacılar olarak Türkiye'de -eski bankacılar olarak diyelim- 30, 40, 50 faize alıştığımız için aslında faizlerin 8'den 10'a çıkması ve yahut da 10'dan 12'ye çıkmasını olabilecek şeyler diye görüyoruz. Daha faizler yeni buraya indi çünkü, daha 2 senedir bu seviyede'' diye konuştu.

Genel seçimlerin ekonomiye etkisine de değinen Özyeğin, ''Seçimin ekonomiye etkisi sanki yok gibi. Bunu siyasi iktidar ve ekonomik istikrara bağlıyorum. Siyasette de ekonomide de belirsizlikler az'' dedi.



-''ÜNİVERSİTELER REKLAM BİLE VERMEYE BAŞLADILAR, KALİTE SÜREKLİ ARTIYOR''-



Özyeğin, Türkiye'de bugün 160 üniversite bulunduğunu, bu alanda ülkenin her yerine yayılmış ve çok önemli bir altyapının oluştuğunu ifade ederek, Türkiye'nin hem Ortadoğu hem de Rusya'yı da kapsayan orta Avrupa bölgesinde eğitim üssü olabileceğini belirtti.

Üniversiteler arasında ciddi bir rekabet oluştuğuna da değinen Özyeğin, şunları kaydetti:

''Hatta üniversiteler, reklam bile vermeye başladılar, son 2 senede bilhassa yoğunlaştı. Dolayısıyla kalite sürekli artıyor. 10-15 yıl evvel İngilizce eğitim veren sadece Bilkent, Boğaziçi, Ortadoğu ve birkaç üniversite vardı. İngilizce uluslararası bir lisan. Bu bir kere çok önemli bir altyapı. İkincisi de İstanbul, zaten hükümetimizin de başarılı çalışmalarıyla bölge içinde lider konumuna doğru ilerliyor. Yani bugün Ortadoğu'da birçok ülke Türkiye'yi örnek alma zorunluluğunu hissediyor. Türkiye'nin laik demokratik bir ülke olmasından kaynaklanıyor bu. Görüyorsunuz Kuzey Afrika'da, Ortadoğu'da olan olayları, İstanbul bir kültür başkenti. Bu gelişmeler oluyor. Dolayısıyla üniversitelerin de burada çok önemli bir rolü var. Çünkü ABD'de okumuş bir öğrenci, Türkiye'ye döndüğü zaman mutlaka Amerikan firmalarıyla iş yapıyor. Aynı şekilde Türkiye'de okumuş bir Rus, Azeri öğrenci mutlaka Türkiye'de dostlukları, ilişkileri olacak, Türkiye ile ilerde ticaret yapacak veya ilişkisi olacak. Bu kültürel birlik beraberlik ileride ülkelerin daha uluslararası, daha küresel olmasının temelini oluşturuyor.''