Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Türk bankacılık sektörünün Mart 2011 yılı itibariyle dönem net karı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13,2 azalarak 5 milyar 466 milyon lira oldu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ''Türk Bankacılık Sektörü Genel Görünümü-Mart 2011'' raporunu yayımladı.

Buna göre, sektörün karlılığı 2011 yılının ilk çeyreğinde azaldı. Bankacılık sektörü dönem net karı, önceki yılın aynı dönemine göre 833 milyon lira (yüzde 13,2) azalarak Mart 2011 döneminde 5 milyar 466 milyon liraya geriledi.

Türk bankacılık sektöründe şubeleşme ve istihdam artışı devam ederken, bankaların yurt dışı şubeleşme faaliyetleri de sürdü. Yılın ilk çeyreğinde personel sayısı 1675 kişi arttı ve 192 bin 855'e yükseldi. Şube sayısı ise 144 artarak 10 bin 210'a ulaştı. Söz konusu dönemde kamu bankaları 3, özel bankalar ise 1 yeni yurt dışı şube açtı.

Sektörün toplam aktifleri yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,9 artışla 1 trilyon 46,4 milyar liraya ulaştı.

Türk bankacılık sektörünün Mart 2011 itibariyle sermaye yeterliliği rasyosu (SYR) yüzde 18 seviyesinde gerçekleşti.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ''Türk Bankacılık Sektörü Genel Görünümü-Mart 2011'' raporunu yayımladı.

Rapora göre, sektörün aktif toplamı yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,9 oranında artarak, 1 trilyon 46,4 milyar lira seviyesine ulaştı. Sektör, krediler ve Merkez Bankasından alacaklar kaleminden kaynaklanan aktif büyümesini, sınırlı mevduat artışının yanı sıra, repo işlemlerinden sağlanan fonlar, yurt dışı bankalara borçlar, ihraç edilen menkul kıymetler gibi alternatif kaynaklar ve menkul değerler portföyündeki azalma ile fonladı. Öte yandan, repo işlemlerinden sağlanan fonlarda, zorunlu karşılık oranlarındaki artışa bağlı fon ihtiyacı nedeniyle 2010 yıl sonuna göre yüzde 14,7 oranında (8,5 milyar lira) artış gerçekleşti. Söz konusu artışta repodan sağlanan fonların maliyet avantajıyla mevduata göre daha düşük zorunlu karşılık oranlarına tabi olmasının da etkili olduğu değerlendirildi.

Kredilerdeki büyüme devam etmekle birlikte bir önceki çeyreğe göre artış hızı yavaşladı. Bankacılık sektörü toplam aktifleri içindeki payı yüzde 53,9'a yükselen krediler 2011 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7,3 artarak 564,3 milyar liraya ulaştı. Yıllık bazda yüzde 35,4 artış gösteren kredilerin reel büyümesi ile yüzde 23 seviyesinde gerçekleşti. Bir önceki çeyrekte yüzde 10,6 büyüyen krediler, 2011 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7 büyümekle birlikte önceki yılın aynı dönemine göre artış hızı 1,1 puan daha yüksek gerçekleşti.

Sektörün aktif kalitesindeki iyileşme ve kredi genişlemesine bağlı olarak takibe dönüşüm oranı azalmaya devam etti. Aralık 2009 itibarıyla 21,9 milyar lira en yüksek seviyesine ulaşan takipteki alacaklar, sonrasında başlayan düşüş eğilimi neticesinde Aralık 2010'da 19,9 milyar liraya, Mart 2011'de de 18,9 milyar lira seviyesine geriledi. Rapora göre, ekonomik krizin etkilerinin en fazla gözlendiği KOBİ kredileri Mart 2011 itibarıyla yüzde 3,8 il en yüksek takibe dönüşüm oranına sahip olmakla birlikte 2011 yılının ilk çeyreğinde 0,7 puan ile takibe dönüşüm oranı en fazla azalan kredi türü oldu.

Menkul değerlerin toplam aktifler içindeki payının azalışı devam etti. Sektörün menkul değerler portföyü 2011 yılının ilk çeyreğinde kaynak yaratma ve kar realizasyonuna bağlı olarak yüzde 3,2 oranında (9,3 milyar lira) azalarak 278,6 milyar lira düzeyine geriledi. Sektörün toplam aktifleri yüzde 3,9 oranında büyürken menkul değerler portföyünün küçülmesi menkul değerlerin bilanço içindeki payının yüzde 26,6'ya gerilemesine sebep oldu.



-MEVDUAT ARTIŞI SINIRLI DÜZEYDE KALDI-



Rapora göre, 2011 yılının ilk çeyreğinde mevduat artışı sınırlı düzeyde kaldı. Pasif toplamı içindeki payı 1,2 puanlık azalışla yüzde 60,1'e gerileyen mevduat bankacılık sektörünün temel fon kaynağı olmaya devam etti. Toplam mevduat yüzde 2 oranında (12,3 milyar lira) artarak, Mart 2011 itibarıyla 629,3 milyar liraya yükseldi. Merkez Bankasının TL zorunlu karşılık oranlarını, mevduat ve katılım fonlarının vade yapısına göre farklılaştırması Türk bankacılık sektöründe mevduat ve katılım fonlarının vadesinin sınırlı da olsa uzamasını sağladı. Yurtdışı şubeler nezdinde toplanan mevduat, özellikle Bahreyn'deki toplumsal olayların etkisiyle yılın ilk çeyreğinde yüzde 31,7 oranında (14,9 milyar lira) azalarak 32,2 milyar liraya geriledi.

Bankaların yurtdışından sağladıkları fonlar artmaya devam etti.

2010 yılının son çeyreğinde başlayan özel bankaların menkul kıymet ihraçları bu yılın ilk çeyreğinde katlanarak arttı. Mart 2011 itibarıyla 7,1 milyar lira bakiye arz eden ihraç edilen menkul kıymetlerin yüzde 94,6'sı dört özel bankanın yurt içi ve uluslararası piyasalarda ihraç ettiği bono ve tahvillerden, kalanı ise kalkınma ve yatırım bankalarının tahvil ihraçlarından oluştu.



-SERMAYE YETERLİLİĞİ RASYOSU YÜZDE 18-



Bu yılın ilk çeyreğinde sektörün sermaye yeterliliği rasyosu yüzde 18 olarak gerçekleşti. Ana sermayenin 2010 yıl sonuna göre yüzde 3,3 oranında, kredi riskine esas tutarın ise aynı dönemde yüzde 7,2 oranında arttığı görüldü.

Bankacılık sektörü dönem net karı, önceki yılın aynı dönemine göre 833 milyon lira (yüzde 13,2) azalarak, Mart 2011 döneminde 5 milyar 466 milyon liraya geriledi. Son bir yıllık dönemde kalkınma ve yatırım bankaları ile yabancı bankaların net dönem karları artarken, özel bankalar, katılım bankaları ve kamu bankalarının net dönem karları azaldı.

Sektörün aktif ve özkaynak karlılığı önceki yılın aynı dönemine göre azaldı. Bu dönemde sadece yabancı bankaların özkaynak ve aktif karlılığında artış oldu.

Raporda, söz konusu dönemde Türk bankacılık sektörüne ilişkin şu değerlendirmede bulunuldu;

''2011 yılının ilk çeyreğinde Türk bankacılık sektörü beklendiği ve önceki raporlarda ifade edildiği üzere geçen yılın gerisinde kalmış olmakla birlikte karlılığını sürdürebildi. Önümüzdeki dönemde, varlık kalitesindeki iyileşmenin dönem net karına olan olumlu katkısının önceki dönemlere göre azalması, marjlardaki gerilemenin görece hız kaybetmesi ile bankacılık sektöründe aşağı yönlü ve daha durağan bir karlılık seyri izleneceği değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, kredi talebinde canlılık ve sektör payı rekabeti kredi büyümesini desteklemeyi devam ettirmektedir. Alınan politika tedbirlerinin krediler üzerindeki etkisinin önümüzdeki dönemlerde görüleceği ve kredilerdeki büyümenin daha ılımlı bir seyir göstereceği beklenmektedir.''