Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

(A.A) - Dünya enerji talebinin 2035 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 1,4 artması beklenirken, Çin'in, dünyanın en fazla enerji tüketen ülkesi olması öngörülüyor.

Hindistan'ın, 2035 yılında, sırasıyla Çin, ABD ve AB'nin ardından, dördüncü büyük enerji tüketicisi olması bekleniyor. Söz konusu dört büyük tüketicinin, 2035 yılında dünya toplam enerji arzının, yüzde 55'ini tüketeceği tahmin ediliyor.

-DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 20'Sİ ELEKTRİK KULLANAMIYOR-

Elektrik Üretim Anonim Şirketi'nin (EÜAŞ) Elektrik Üretim Sektör Raporu'ndan derlenen bilgilere göre, günümüzde dünya nüfusunun yüzde 20'sinden fazlasını teşkil eden 1,4 milyar insan halen elektriğe kavuşmuş değilken, dünya nüfusunun yüzde 40'ı olan 2,7 milyar insan ise yemek pişirmek için, geleneksel yöntemlerle biyokütle enerjisinden yararlanıyor.

Uluslararası Enerji Ajansı projeksiyonları bu durumun uzun dönemde de devam edeceğini ve 2030 yılında yüzde 87'si kırsal bölgede yaşayan 1,2 milyar insanın elektriksiz yaşamaya devam edeceğini gösterirken, bu insanların büyük kısmı Orta ve Güney Afrika, Hindistan ve gelişmekte olan Asya ülkelerinde (Çin hariç) yaşıyor olacak.

Bu ülkelerdeki açlık ve yoksullukla mücadelenin başarılı olması, enerjiye erişim konusunda önemli ilerlemeler kaydedilmesine bağlı olup, bu ilerlemelerin sağlanması için, 2030 yılına kadar ilave yıllık 36 milyar dolar harcama yapılmasına ihtiyaç bulunuyor.

Yapılan projeksiyon çalışmaları, mevcut enerji politikalarının devamı halinde, 2035 yılına kadar dünya enerji talebinin, ortalama yıllık yüzde 1,4'lük artışlarla, 2008 yılına göre yüzde 47 daha fazla olacağına işaret ediyor. Talep artışının yüzde 89,7'sinin, 2008-2035 döneminde ekonomik büyüme oranları yüksek (yıllık ortalama yüzde 4,6) öngörülen ve hızlı nüfus artış oranına sahip Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) dışı ülkelerde (özellikle Çin ve Hindistan'da), yıllık ortalama yüzde 2,2'lik bir değerle, oluşacağı hesaplanıyor.

Aynı dönemde yıllık gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) artış ortalaması yüzde 1,8 olarak öngörülen OECD ülkelerinde ise yıllık ortalama yüzde 0,3'lük artışlar bekleniyor.

-EN BÜYÜK TÜKETİCİ ÇİN-

Çin'in, dünyanın en fazla enerji tüketen ülkesi konumunda olacağı, 2035 yılında Hindistan'ın sırasıyla Çin, ABD ve Avrupa Birliği'nin ardından dördüncü büyük enerji tüketicisi olması öngörülüyor. Söz konusu dört büyük tüketici, 2035 yılına gelindiğinde dünya toplam enerji arzının yüzde 55'ini tüketecek.

Bu talep artışının sürdürülebilir koşullarda karşılanabilmesi için ise enerji sektöründe yaklaşık 32,8 trilyon ABD Doları (2009 rakamlarıyla) değerinde yatırım yapılmasına ihtiyaç duyulduğu hesaplanıyor.

-ELEKTRİK ENERJİSİ-

Tüm dünyada son 25 yılda, özellikle elektrik enerjisine talebin yoğunlaştığı gözlemleniyor. Elektriğin 2035 yılına kadar en hızlı büyüyen (yüzde 2,5) son kullanıcı enerji formu olması, nihai enerji tüketimindeki payının 2020'de yüzde 20'ye, 2035'te ise yüzde 23'e çıkması bekleniyor.

Uluslararası Enerji Ajansı tarafından hazırlanan senaryo çalışmasına göre, tüm dünyada elektrik enerjisi kurulu güç kapasitesinin 2035 yılına kadar brüt 4,160 GW artacağı tahmin ediliyor.

Bu bağlamda elektrik sektörünün, Uluslararası Enerji Ajansı tarafından hazırlanan Yeni Politikalar Senaryosu'na göre, 2010-2035 döneminde yapılması beklenen 32,8 trilyon dolarlık enerji yatırımlarındaki payının tek başına 16,6 trilyon dolar (2009 rakamlarıyla) olacağı öngörülüyor.

Geriye kalan 8 trilyon dolarlık yatırımın petrol, 7,1 trilyon dolarlık yatırımın doğal gaz ve 0,7 trilyon dolarlık yatırımın ise kömür sektöründe yapılacağı hesaplanıyor. Bu yatırımların yüzde 64'ünün, talep ve üretimin en hızlı arttığı OECD-dışı ülkelerde (tek başına Çin 5,1 trilyon dolar) yapılması bekleniyor.

-PETROL YERİNİ, KÖMÜRE BIRAKACAK-

Enerji kaynakları açısından incelendiğinde, birincil enerji arzında, petrol, doğal gaz ve kömürden oluşan fosil kaynaklı yakıtların ağırlıklı konumunun önümüzdeki yıllarda da devam etmesi beklenirken, enerji talebindeki artışın (2008-2035 dönemi) yüzde 75,7'lik bölümünün bu kaynaklardan karşılanması öngörülüyor. Biyokütle ve çöp için bu oran yüzde 8,5, diğer yenilenebilirler için yüzde 6,6, nükleer için yüzde 6,4, hidrolik için ise yüzde 2,8 olacağı kaydediliyor.

2020 yılında birincil enerji arzındaki en büyük paya (yüzde 29,8) sahip olacağı hesaplanan petrolün, 2030 ve 2035 yıllarında ilk sıradaki yerini kömüre (sırasıyla yüzde 29,1 ve yüzde 29,3) bırakacağı düşünülüyor. Doğal gazın ise elektrik üretimindeki payını koruması (yaklaşık yüzde 21,4) bekleniyor.

-TÜKETİM-

Tüketim tarafına bakıldığında mevcut politikaların devamı halinde, en hızlı artışın hidrolik-dışı yenilenebilir enerji kaynaklarında (yüzde 3,6) olacağı hesaplanıyor. Doğal gaz tüketiminin ortalama yıllık yüzde 1,7'lik artışlarla 2035 yılında 2008 yılına göre, yüzde 55,6, petrol tüketiminin ortalama yüzde 0,8'lik artışlarla yüzde 23,8 ve kömür tüketiminin ise yüzde 1,7'lik artışlarla yüzde 59,3 artacağı öngörülüyor. Bu dönemde fosil yakıt fiyatlarının yüksek seyredeceği ve hükümetlerin fosil yakıtlara alternatif enerji kaynaklarına yöneliminin artacağı tahmin ediliyor.

Dünya enerji tüketiminde kömürün payının 2035 yılında yüzde 29'lara ulaşması bekleniyor. Kömür tüketimindeki bu artışın tamamının sorumlusunun OECD-dışı ülkelerin (Çin, Hindistan ve Endonezya) olacağı ve kömürün elektrik üretimindeki payının ise yüzde 2035'de yüzde 43'e yükselmesi bekleniyor.