Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Babacan: BDDK banka bazında uygulamalar yapabilir

Babacan: BDDK banka bazında uygulamalar yapabilir

  • Bloomberg HT Ekonomi Direktörü Kerem Alkin'in sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı Ali Babacan, bundan sonra daha farklı kurumların farklı enstrümanlarla devreye girebileceğini söyledi

Giriş: 07 Haziran 2011, Salı 12:54
Güncelleme: 07 Haziran 2011, Salı 14:52

Ekonomiden sorumlu devlet bakanı ve Başbakan yardımcısı Ali Babacan, canlı yayında Bloomberg HT Ekonomi Direktörü Kerem Alkin'in sorularını yanıtladı. Babacan, finansal istikrar, cari açık, tedbirler ve denetimlere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Devlet Bakanı Ali Babacan, Bakanlar Kurulu yapısında değişiklik öngören Kanun Hükmünde Kararname üzerinde uzun süredir çalıştıklarını, bir çok farklı alternatif üzerinde durduklarını belirtti. Çalışmanın devlet bakanlıklarının kaldırılması düşüncesiyle başlatıldığını ancak süreç içinde hükümetin yeniden yapılandırılmasına döndüğünü anlatan Babacan, ''Açıkçası ben sona yaklaşıldığını düşünüyorum. Yakın bir zamanda, bir kaç gün içerisinde dahi neticelendirilip açıklanacak bir aşamada. Sayın Başbakanımızın zaten tercihi bunu seçimlerden önce açıklamak, ki seçimlerden sonra kurulacak yeni hükümeti yeni kadroyu da bu yeni yapı üzerine kurgulamak'' dedi.

Yeni kurulacak bakanlıkların isimlerine yönelik bazı alternatiflerin sıralanması üzerine de Babacan, konuşulanların daha önce üzerinde çalışılmış alternatifler olduğunu, ''nihai şeklin çok daha farklı olabileceğini, sürprizlerin görülebileceğini'' dile getirdi. Babacan, tüm yapının derli toplu biçimde Başbakan tarafından açıklanacağını belirterek, konuya ilişkin detay vermedi.

''KOMİTEDEKİ KURUMLARIN, BAĞIMSIZLIĞINA ÖZEN GÖSTERİLECEK''

Babacan, Finansal İstikrar Komitesinin kurulma çalışmalarıyla ilgili olarak da komitenin yapısının Kanun Hükmünde Kararnameyle düzenleneceğini belirtti.

Komitenin süreçte 2 aşamada sorumluluklar üstleneceğini ifade ederek, ilk aşamada testi kırılmadan önce yapılması gerekenlerle ilgili önleyici tedbirler alınacağını, ayrıca sıkıntılı bir tablo ortaya çıktığında sürecin yönetiminde de komitenin önemli yetkileri bulunacağını söyledi.

Komitede, SPK, BDDK, TMSF, Merkez Bankası gibi bağımsız kurumların yer alacağını, Hazine'nin de bulunacağını kaydeden Babacan, bağımsız kurulların kendi bağımsız fonksiyonlarını da devam ettireceklerini ancak koordinasyonun da bu noktada önem taşıdığını kaydetti.

Söz konusu kurumların bağımsızlığının ortadan kalkabileceği yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine de Babacan, ''Buna özen gösterecek şekilde Finansal İstikrar Komitesi'nin yetkilerini düzenledik'' dedi.

Babacan, komitenin kurulmasıyla ilgili dünya örneklerini incelediklerini de belirterek, evrensel standartlara uygun bir yapı üzerinde çalıştıklarını kaydettii.

''İLK ÇEYREK BÜYÜME TAHMİNLERİ YÜZDE 9-11 ARALIĞINDA''

Merkez Bankasının cari açıkla ilgili önlemleri hakkında bir soruyu yanıtlarken de Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 8,9 büyüdüğünü, bu yılın ilk çeyreği için de tahminlerin yüzde 9-11 aralığında olduğunu belirterek, bu hızlı büyümede iç tüketimin payının çok yüksek olduğunun altını çizdi.

Babacan, konuya ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

''Hem devlet dışındaki dış tahminlere hem de bizim kendi iç tahminlerimize baktığımızda yüzde 9-11 gibi bir aralık var. Şimdi bu tabii çok hızlı bir büyüme oranı ve bunda da iç tüketimin payı çok yüksek. İç tüketim, hele hele bir de kredi ağırlıklı bir iç tüketim olursa, yani halkımız daha cebine girmeyen parayı, kazanmadığı parayı kredi çekip harcıyorsa, bunun bir ölçüsü olması gerektiğini düşünüyoruz. İlerde olabilecek hem sosyal sıkıntıları baştan önleyebilme adına hem de ekonomimizi daha sürdürülebilir bir büyüme çizgisine oturtmak adına bunun mutlaka tedbir alınması gereken bir tablo olarak görüyoruz.''

Babacan, özel sektörün yatırım harcamalarının da bir önceki yıla göre büyük artış gösterdiğini ancak geleceğin üretimi anlamına gelen bu kalemde fazla endişe etmediklerini, iç tüketime ise daha dikkatli bakmak gerektiğini vurguladı.

Bakan Babacan, 2010 Kasım ayından itibaren alınmaya başlanan tedbirlerin, kredi yoluyla iç tüketimi ağırlıklı olarak frenlemeye yönelik olduğunu kaydederek, satış vergisi gibi farklı yolların da izlenebileceğini ancak tercih etmediklerini çünkü bunun enflasyon ve zincirleme olarak faiz beklentileri üzerinde etkisinin görüleceğini anlattı.

''KREDİ ARTIŞ HIZI YÜZDE 25'İ AŞARSA, CARİ AÇIĞI YÜKSEK ETKİLER''

Babacan, kredi artışının kesilmesini değil, artış hızının yavaşlamasını amaçladıklarının altını çizerek, ''2010 sonundan 2011 sonuna kadar 12 aylık dönemdeki artış hızı yüzde 25 civarında olursa bu bizim genel dengelerimizi fazla etkilemez. Bunun üzerine çıktığında, bunun kısa dönemdeki cari açık üzerindeki etkisi oldukça yüksek'' dedi.

Yatırıma yönelik kredi kullanımının uzun vadede cari açık üzerinde olumlu etkisinin görülebileceğini ancak kısa vadede etkinin aynı olduğunu kaydeden Babacan, ''Kısa vadede sonuç hiçbir şekilde değişmiyor kredi hacmi ne kadar artarsa cari açık da o kadar artıyor. Çok güçlü bir ilişki var orada. Dolayısıyla bizim bu bankacılıkla ilgili aldığımız tedbirlerden geri adım atmamız, taviz vermemiz, gevşememiz asla mümkün değil'' şeklinde konuştu.

Babacan, Merkez Bankası kararlarının alınma tarihi ile uygulamaya konulma tarihi arasında zaman farkı bulunduğuna da işaret ederek, fiili uygulamaya geçildikten sonra da uygulamanın cari açık üzerindeki etkisini ölçmek için zamana ihtiyaç bulunduğunu kaydetti ve tedbirlerin sonuç vereceğine dair olumlu sinyaller aldıklarını söyledi.

''27 MAYIS İTİBARİYLE KREDİ ARTIŞ HIZI, YÜZDE 12-13 DOLAYINDA''

Seçimden sonra daha sert tedbirlerin gelebileceği beklentisiyle krediye yönelme olduğunun ifade edilmesi üzerine de Babacan, ''27 Mayıs itibariyle kredi artış hızı yüzde 12-13 olarak görünüyor, yaklaşık 5 aylık dönemde. İlk aylarda biraz daha hızlı olması normal'' dedi.

Babacan, Merkez Bankasının attığı asıl büyük adımın nisan ayı sonunda yürürlüğe girdiğini de anımsatarak, bunun üzerinden henüz 1,5 ay geçtiğine dikkati çekti.

''FARKLI KURUMLARIN, FARKLI ENSTRÜMANLARLA DEVRE GİRMESİ SÜRPRİZ OLMAMALI''

Babacan, cari açıkla mücadele konusunda bilgi verirken, kısa ve orta vadede sürecin yönetilmesi, uzun vadede ise enerji, işgücü piyasası, AR-GE gibi alanlarda yapısal reformlarla çözüm üretilmesi gerektiğini anlattı.

Cari açıkla mücadele sürecinde BDDK'nın yeterince kullanılmadığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Babacan, şöyle konuştu:

''Merkez Bankamızın uygulamaları, ağırlıklı olarak sektörün tümüne yönelik ve genel uygulamalar. Banka bazındaki uygulamalar için bizim iki kurumumuz var; BDDK ve TMSF. Dolayısıyla şu ana kadar, her ne kadar makro ve genel uygulamalar yaptıysak da bundan sonraki dönemde BDDK'nın bir miktar daha aktif ve banka bazında uygulama yapmaya başlaması kimseyi şaşırtmamalı. Bunlar olabilecek gelişmeler.''

Önceliğin Merkez Bankası uygulamalarına verildiğini dile getiren Babacan, geçen hafta ilgili kurumlarla iki kez konjonktür toplantıları yaptıklarını anlattı.

Bu arada ''daha özel uygulamalar olacak gibi gözüküyor'' değerlendirmesine karşılık da Babacan, ''Bundan sonra daha farklı kurumlarımız, daha farklı enstrümanlarla devreye girerse, bu hiç kimse için sürpriz olmamalı. Çünkü bu iş ciddi'' yanıtını verdi.