Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Avrupa Merkez Bankası, geçtiğimiz yılki u-dönüşlerinin ardından yine itibarını korumak için sıkı bir şekilde çalışmak durumunda kalıyor. Yunan bankalarının fonlama mekanizmaları kapsamından çıkarılması kararıyla karşılaşmak zorunda kalırsa, AMB önümüzdeki haftalarda bir kredibilite sınavından daha geçmek zorunda kalacak.

Vadesi dolan ya da yaklaşan Yunan tahvillerinin süresinin uzatılması, kredi derecelendirme kuruluşlarınca aynı şekilde temerrüde düşme olarak algılanabilir. Bu durum da merkez bankasını iki arada bir derede bırakıyor. Kredi derecelendirme kuruluşunun tahvillerinin vadesinin uzatılması konusundaki yaklaşımının olumsuz olması hâlinde, AMB, Yunan tahvillerinden desteklerini çekeceklerini açıkladı. AMB'nin kredileri, Yunanistan'daki bankalar için hayati önem taşıyor.

Diğer yandan Avrupa Merkez Bankası'nın bankacılık sistemini kurtarmak için kararını bir kez daha değiştirmesi de bankanın itibarına ve bankanın siyasi baskı altında kaldığına ilişkin ciddi sorun olabilir.

Wall Street Journal gazetesinde yer alan makalede, analistlerin durum değerlendirmelerine yer verildi.

Londra'daki Open Europe düşünce kuruluşu Raoul Ruparel, "U-dönüşlerinin AMB'ye ilişkin soruları artırdığını" belirterek,  insanların bunu akıllarından çıkarmayacaklarını söyledi.

Gazete, AMB'nin şu an için ani bir değişiklik yapmak yerine, önceki kararlarını sürdürmesinin daha mantıklı olacağını belirtiyor. Avrupa Merkez Bankası şu an Yunanistan'daki bankalara ait 10 milyonlarca euroluk teminatı elinde bulunduruyor. Bu teminatın geri çekilmesi, Yunanistan'ı temerrüde sürükleyebilir.

Avrupa Merkez Bankası, Yunanistan'da tasarruf ve özelleştirme paketlerinin uygulanmasının en doğru seçenek olduğunu savunuyor ve özel sektörün zorunlu bir şekilde kurtarma paketine dahil edilmesine karşı çıkıyor. Ancak AMB, Yunan tahvillerinin vadesinin gönüllü olarak uzatılması konusunda ise açık kapı bırakıyor.

Euro Bölgesi'nin merkez bankası, geçtiğimiz Mayıs ayında da hükümet tahvillerini satın almayacağını söylemiş, ancak "bu durumun söz konusu olamayacağını" savunmasının yalnızca 4 gün sonrasında Yunanistan'ın hazine tahvillerini satın alacaklarını açıklamıştı. Bu durum da Avrupa Merkez Bankası'nın siyasi baskılardan bağımsız olduğuna ilişkin şüpheleri artırmıştı.