Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Westerwelle: Türkiye'yi kaybetmek Avrupa'nın zararına

Westerwelle: Türkiye'yi kaybetmek Avrupa'nın zararına

  • Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi açıdan, birkaç yıl önce çoğu kişinin mümkün görmediği bir noktaya ulaştığını söyledi

Giriş: 04 Temmuz 2011, Pazartesi 13:07
Güncelleme: 04 Temmuz 2011, Pazartesi 14:37

(A.A) "Die Welt" ve "Berliner Morgenpost" gazetelerine konuşan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, dünyadaki dengelerin gittikçe değiştiğini belirterek, "Türkiye günümüzde, ekonomik ve siyasi açıdan, birçok kişinin birkaç yıl öncesine kadar mümkün görmediği bir noktaya ulaştı. Türkiye'nin bakış açısının Avrupa'ya yönelik olmasında hepimizin çıkarı var. Bu nedenle Avrupa'da hepimiz Türkiye'ye saygıyla yaklaşmalı ve onu eşit partner olarak görmeliyiz. Avrupa'nın Türkiye'ye olan ilgisinin, Türkiye'nin Avrupa'ya olan ilgisinden çok daha fazla olduğu bir noktaya gelebiliriz. Bu dengenin bozulmasını önlemek istiyorum" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na "Dostum Ahmet" diye hitap ettiğinin hatırlatılması ve Türkiye'de kendisini iyi hissettiğinin görüldüğü yorumunun yapılması üzerine de Westerwelle, "Bu doğru, gençliğimden beri Türkiye'yi düzenli olarak ziyaret ederim. Dışişleri Bakanı olarak Ahmet Davutoğlu'nu güvenilir bir meslektaş olarak görüyorum. Ancak çok daha önemli olan, Türkiye'nin stratejik bir ağırlığa sahip olması ve dünyadaki yeni güç merkezlerinden biri haline gelmesi" dedi.

Türkiye'nin kaydettiği ekonomik büyümeye işaret eden ve birçok AB ülkesinin bunu gerçekleştirmek istediğine dikkati çeken Westerwelle, bazı şeyler henüz Avrupa kriterleri düzeyinde olmasa da Türkiye'de takdir ettiği bir reform sürecinin yaşandığını, Türkiye'nin İslam dünyasına bir köprü oluşturması dolayısıyla da Avrupa ve Türkiye arasındaki ortaklığın sadece Türkiye'nin değil, özellikle Avrupa'nın çıkarına olduğunu kaydetti.

Westerwelle, Türkiye'nin, "Neo-Osmanlı" düşüncesiyle Avrupa'ya sırt çevirerek, daha çok Balkanlar ve Arap ülkeleriyle ilgilenebileceğine ilişkin görüşlerin hatırlatılması ve bunu ne kadar gerçekçi gördüğünün sorulması üzerine de "Osmanlı Devleti'nin tarihi nedeniyle bu tür düşünceler var. Ancak ben Avrupa'da, Türkiye ile yakınlaşma sürecinin, sanki bu ülkeye yönelik bir lütufmuş gibi görülmesi konusunda uyarıda bulunmak istiyorum. Bu daha çok ekonomik, komşuluk ve siyasi-stratejik çıkarlardan kaynaklanıyor. Türkiye'de kimse bizden, Türkiye'nin AB üyesi olacağı ya da ne zaman olacağı yönünde bir açıklama beklemiyor. Ama daha önce anlaşmaya varıldığı gibi, haklı olarak, ucu açık bir müzakere süreci bekliyor" diye konuştu.

Almanya'da Türkiye'nin AB üyeliği konusunda yapılan tartışmalarda, Türkiye'nin üyeliği sanki çok yakın bir tarihte gerçekleşecekmiş gibi bir izlenim edindiğini belirten Westerwelle, müzakere sürecinde şu ana kadar başlıkların yarısından azının açılmış ve sadece bir başlığın sona erdirilmiş olduğunu hatırlattı.

Türkiye'ye sadece iç politik hesaplar nedeniyle kapıların kapalı tutulması durumunda, Türkiye'nin Avrupa'ya sırt çevirebileceğini ifade eden Westerwelle, "Bu Avrupa'nın zararına olacaktır" dedi.

Kendisini "Türkiye'nin en iyi avukatı" olarak nitelendirdiğinin hatırlatılması üzerine de Westerwelle, "Türkiye'nin en iyi değil, ama en adil avukatıyım. Türkiye, örneğin çevre ve gıda güvenliği gibi iki başlığın açılması konusunda ilerleme sağladığında, ben de sonuç almak için gerekli olan katkıyı sağlıyorum. Yaklaşık 1 yıldan beri yeni bir başlığın açılmamış olması, her iki tarafın da zararına olan bir durgunluk. Her iki taraftan da kaynaklanan bu durgunluğu aşmak istiyoruz. Bu rekabet başlığının açılmasıyla mümkün olabilir. Bunun için Türk tarafının görevi, Ankara Protokolü'nü uygulamak" dedi.

Almanya ve Türkiye'nin Suriye konusunda ve Arap dünyasındaki gelişmelerle ilgili olarak da çok iyi işbirliği yapabileceği yönünde yorum yapılması üzerine de Westerwelle, şöyle konuştu:

"Almanya ve Türkiye birlikte bir şeye karar verirse, bunun büyük bir ağırlığı olur. Almanya, Arap dünyasında ve Kuzey Afrika'da üç nedenden dolayı takdir görüyor. Sömürgeci bir geçmişimiz yok, siyasi açıdan güvenilir görülüyoruz, ekonomik açıdan başarılıyız ve askeri müdahalelerden yana değiliz. Yani biz siyasi müzakerelerle çözümlere inanıyoruz. Bizde gizli çıkarlar olduğuna inanılmıyor. Açık, adil ve güvenilir politika yapıyoruz. Bu da takdir görüyor. Türkiye, Arap dünyasına bir köprü konumunda, birçok Arap devleti için örnek teşkil ediyor ve olağanüstü başarılı bir ekonomik gelişmeye sahip."

BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'ye yönelik yaptırım kararı alınıp alınmayacağı sorusuna da Westerwelle, hem Türkiye'nin hem de Almanya'nın, Suriye hükümetiyle görüşme kanallarını henüz kesmediğini, ancak Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a gerekli sert mesajları verdiğini ifade ederek, diğer Avrupa ülkeleriyle birlikte Suriye'de yaşananların açıkça kınanacağı bir karar tasarısı hazırlamak istedikleri yanıtını verdi.