Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

İngiltere Başbakanı David Cameron, sokaklarda korku kültürünün var olmasına izin vermeyeceklerini belirterek, polisin gerekirse tazyikli su kullanabileceğini söyledi.

Cameron, Londra'da hafta sonu başlayan ve İngiltere geneline yayılan yağma, kundaklama ve şiddet olaylarıyla ilgili bugün ikinci kez yapılan acil kabine (COBRA) toplantısının ardından açıklama yaptı.

İngiltere sokaklarında dünden bu yana daha fazla polisin görev yaptığını, dolayısıyla daha fazla insanın gözaltına alındığını ya da tutuklandığını kaydeden Cameron, dün akşam Londra sokaklarında yaklaşık 16 bin polisin güvenliği sağladığını ifade etti.

Olayların başladığı geçen Cumartesi gününden bu yana Londra'da yaklaşık 750 kişinin gözaltına alındığını belirten Cameron, 160'dan fazla kişinin de tutuklandığını söyledi. Cameron, mahkemelerin dün akşam açık olduğunu, bu akşam da açık kalacağını bildirdi.

David Cameron, "Olaylara, karşı koymamız gerekiyordu ve karşı koyuyoruz da. İngiltere'nin en kötü halini gördük, ama aynı zamanda en iyi halini görüyoruz. Milyonlarca insan Facebook'a girerek, polisi destekledi. Toplumlar temizlik operasyonları için bir araya geliyor" diye konuştu.

Birmingham, Manchester ve Nottingham gibi şehirlerde dün akşam Londra'dakine benzer şiddet olaylarının yaşandığına dikkati çeken Başbakan Cameron, "Devam eden bu şiddet kabul edilemez ve durdurulacaktır. Sokaklarımızda korku kültürünün var olmasına izin vermeyeceğiz" dedi.

Polise gerekli olan tüm kaynakların sağlandığını ve sağlanacağını, "sokaklarda düzeni yeniden sağlamak için her türlü önlemin alınacağını" vurgulayan Cameron, bu çerçevede her türlü ihtimalin göz önünde bulundurulduğunu belirtti. Cameron, İngiliz polisine plastik mermi kullanımı yetkisinin verildiğini anımsatarak, bugünkü kabine toplantısında gerekirse polisin tazyikli su kullanılabileceği kararının alındığını kaydetti.

"Ülkemizde çetelerle ilgili büyük bir sorunumuz olduğu açıktır" diyen Cameron, sözlerini şöyle sürdürdü:

"12-13 yaşlarında çocukları yağmalarken, insanların yaralı bir gence yardım ediyor gibi yapıp, eşyalarını çalarken gördüğümüzde bunlar, toplumda bazı şeylerin çok kötü olduğunu ortaya koyuyor."

Cameron bu tür davranışları "bencilce ve sorumsuzca" olduğunu, daha sıkı yaptırımların şart olduğunu vurguladı.

-Londra sakin, Liverpool ve Birmingham'daki olaylar büyüdü

İngiltere'deki kundaklama ve yağmalama olaylarının ardından başkent Londra sakin bir gece geçirirken, aralarında Manchester, Liverpool ve Birmingham'ın da yer aldığı 7 şehirde olaylar yaşandı.

Londra'nın Tottenham semtinde hafta sonu siyahi bir gencin polis tarafından vurulmasının ardından başlayan şiddet olaylarının dördüncü gecesi, toplam 16 bin polisin görevlendirilmesinin de etkisiyle başkentte sakin geçti.

Ancak Manchester, Salford, Liverpool, Wolverhampton, Nottingham, Leicester ve Birmingham şehirlerinde şiddet olayları yaşandı. Manchester ve Salford'da gençlerden oluşan kalabalığın bazı binaları ve araçları ateşe verdiği ve olaylarda şimdiye kadar 47 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Liverpool'da isyancılar ve polis arasında çatışma çıkarken, Birmingham şehir merkezinde bir grup genç mağazalara zarar verdi.

Olaylarda şimdiye kadar ülke genelinde 525'den fazla kişi gözaltına alındı.

-Aşırı sağcılar sokaklara dökülmeye hazırlanıyor

İngiltere'de aşırı sağcılar, ülkede yüzlerce gencin katıldığı gösterileri bastırmak için sokaklara dökülmeye hazırlanıyor.

Aşırı sağcı örgüt İngiliz Savunma Ligi'nin lideri Stephen Lennon, Associated Press ajansına yaptığı açıklamada, örgütün bin kadar üyesinin, örgütün merkezi olan Luton'da ve Manchester dahil olmak üzere kargaşanın yaşandığı diğer bölgelerde sokaklara dökülmeyi planladığını söyledi.

Lennon, örgütün bazı üyelerinin, şimdiden göstericileri dağıtmaya çalışmak için gruplar halinde gezdiklerini ifade ederek, yüzlerce kişinin bugün ilerleyen saatlerde kendilerine katılacağını kaydetti.

Stephen Lennon, "Ayaklanmaları durduracağız, polis bununla baş edemiyor" dedi.

İngiliz Savunma Ligi'nin, Norveç'te 22 Temmuz'da başkent Oslo ve Ütoya Adası'ndaki kanlı saldırıları düzenlediğini itiraf eden Anders Behring Breivik'e ilham kaynağı olduğu belirtiliyordu.