ING Bank/Abay: Banka satın alabiliriz
-
ING Bank GM Abay, 'Elbette ki önümüzdeki 3 ila 5 yıllık vizyonumuz içinde başka satın almalar da olabilir" dedi
ING Bank Türkiye Genel Müdürlüğüne atanan Pınar Abay, bankaya dair üç hayali bulunduğunu, kısa vadede Türkiye'de daha güçlü bir rakip, uzun vadede de seçtikleri alanlarda neredeyse rakipsiz bir banka olma hayali olduğunu kaydetti.
ING Bank Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Wilfred Nagel'in ING Grubu Risk Yönetimi Başkanı olarak atanması, Abay'ın da ING Bank Türkiye Genel Müdürlüğüne getirilmesi dolayısıyla basın toplantısı düzenlendi.
Abay, toplantıda yaptığı konuşmada, 1977 Ankara doğumlu olduğunu belirterek, ''Ben, iki tarafı da gayet Kayserili olan bir ailenin kızıyım. Dolayısıyla nerelisiniz diye sorsaydınız 'Kayseriliyim' diye cevap alırdınız. Diğer taraftan Adanalı aileye gelin gitmiş bir Türk kızıyım. Bakacak olursanız, genlerimde hayatta hep birşeyler yapma azmini belki bulabilirsiniz'' diye konuştu.
Üniversiteden mezun olduktan sonraki iş yaşamını anlatan Abay, hem Türkiye'nin büyümesinde rol almak, hem de iki çocuğunu Türkiye'de büyütmek istemesinden dolayı yurt dışında çalıştıktan sonra ülkeye dönmeye karar verdiğini söyledi.
Aileyi ve çocukları çok önemsediğini vurgulayan Abay, ''Kariyerim de öncelikli oldu, ama eşim ve çocuklarım da en az onlar kadar öncelikli oldu. Çok şanslıyım. Çünkü hayatımda her şeyime destek olan eşim ve ailem var'' dedi.
Türkiye'de özellikle yabancı sermayenin hızla girdiği dönemde birçok kurumla çalıştığını, ayrıca ING'nin Oyakbank'ı satın almasından sonraki süreçte Türkiye'deki çalışmaları yürüten ekibin lideri olduğunu, danışmanlık kariyeri süresince ING Grubu ve ING Bank'ı yakından takip ettiğini vurgulayan Abay, ING'nin Türkiye'deki vizyonu ile kendi vizyonu çok örtüştüğü için gelen teklifi kabul ettiğini belirtti.
-''ÇALIŞMAK İÇİN EN ÇOK TERCİH EDİLEN KURUM OLMA...''-
Bundan sonraki dönem için ING Bank'ta çalışma ekibiyle birlikte hayata geçirmeyi düşündüğü üç hayali bulunduğunu dile getiren Abay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Birinci hayalim; Türkiye'de çalışmak için en çok tercih edilen kurum olacağız. Türkiye'deki yeteneklerin en çok çalışmak için tercih ettiği kurum ING Bank olacak. Bununla ilgili çok ciddi çalışmalar yapacağız. Bizim Türkiye'deki stratejimiz, kısa vadede önce rakiplerimize daha da güçlü bir rakip olmak. Ama uzun vadede ING'nin global bilgi birikiminin çok olduğu, müthiş deneyimleri olduğu alanlarda neredeyse rakipsiz olmak. Dolayısıyla biz kısa vadede daha güçlü bir rakip olacağız. Ama uzun vadede de seçtiğimiz alanlarda Türkiye'de neredeyse rakipsiz bir banka olma hayalimiz var. Üçüncü olarak; biz yaptığımız işlerde, Türkiye'nin geleceği için önemli olan alanlarda hep finansman desteği sağlayan banka olacağız. Büyüyen Türkiye'nin bir parçası olma vizyonumuza katkı sağlayacak şekilde, ülkenin büyümesine katkı sağlayacak her alanda ING Bank'ı görüyor olacaksınız. Bunu yapmak için de birçok alanda ciddi yatırımlar yapacağız. Çok iddialı olduğumuz alanlar var. Örneğin operasyonel verimliliğimizi çok ciddi artıracağız. Burada ben Türkiye'de değil Avrupa'da bile örnek gösterilen bir yapı kurabileceğimizi düşünüyorum.''
-''3 İLA 5 YILDA BELLİ ALANLARDA ÖNDE OLACAĞIZ''-
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Abay, kısa vadede ING Bank Türkiye'de yapılması gereken çok fazla iş ve iyileştirilmesi, daha iyi olmaları gereken alanlar bulunduğunu ifade etti.
Pınar Abay, Türkiye'de tasarrufun büyümesini çok önemsediklerini, dolayısıyla Türkiye'nin lider tasarruf bankalarından biri olmayı istediklerini belirterek, ''Ayrıca KOBİ'leri çok önemsiyoruz. Çünkü Türkiye'nin girişimciliği ve ilerideki büyümesinin KOBİ'lerden geçeceğine çok inanan bir bankayız. ING'nin DNA'larında KOBİ bankacılığı var. DNA'larındaki KOBİ bankacılığını Türkiye'ye çok iyi işliyor olacağız. Bankamızın önceliği, KOBİ'lere tam destek olacak'' şeklinde konuştu.
Türkiye'de 3 ila 5 yılda belli alanlarda daha da önde olacaklarına dikkati çeken Abay, bulundukları konum ve ölçek itibariyle büyük bankaların belki de yapmayacağı veya yapmaktan çekineceği alanlarda olacaklarını söyledi.
-''İLGİ ALANIMIZ, ORTA VE BÜYÜK ÖLÇEKTEKİ BANKALAR OLACAK''-
Satın almalara ilişkin Abay, Türk bankacılık sektörünün geçtiğimiz dönemde rüşdünü ispat ettiğini, bundan sonraki dönemde Türkiye'de yabancı yatırımların, yurt dışındaki krize rağmen, büyüyeceğine inandığını belirterek, ''ING Bank Türkiye'de büyümeyecek olsaydı beni burada göremezdiniz'' dedi.
ING Bank'ın Türkiye'deki büyümesinin büyük kısmının organik büyümeden geleceğinin altını çizen Abay, şöyle devam etti:
''Elbette ki önümüzdeki 3 ila 5 yıllık vizyonumuz içinde başka satın almalar da olabilir. Bu, bizim gelecekteki Türkiye büyüme vizyonumuza paralel bir adım... 3 ila 5 yıl içinde Türkiye'de bu tip fırsatların çıkabileceğini düşünüyorum. Bu tip fırsatlar çıktığında, gerek kamu gerek özel bankalar, ING Bank mutlaka değerlendirecektir. Biz burada büyümek istiyoruz. Büyümenin getireceği ortamda önümüze çıkan fırsatları değerlendireceğiz. Dolayısıyla hem organik, hem inorganik fırsatları değerlendiriyor olacağız.''
Pınar Abay, ''Türkiye'de ne ölçekte banka alınmalı'' diye sorduklarında, buna ''orta veya büyük ölçekte olmalı'' yanıtını vereceğini, bundan dolayı da ING Bank'ın önümüzdeki yıllarda ilgi alanının bu büyüklükteki bankalar olacağını vurguladı.
-''SADECE TEPEDEKİNİN SESİNİ DİNLEMEYECEĞİZ''-
Kurum içinde sadece tepedekinin sesini dinleyen bir banka olmayacaklarının altını çizen Abay, iki hafta içinde sahadaki şube müdürleriyle tek tek tanışacağını ve ING Bank'ın bulunduğu yerleri ziyaret edeceğini söyledi.
Bankaya son bir yılda katılan üniversiteden yeni mezun olmuş çalışanlarla da sohbet toplantısı gerçekleştireceğini anlatan Abay, çok katılımcı bir yönetim anlayışında olacaklarını vurguladı.
Abay, bir gazetecinin, ''ING Bank Türkiye'de çok sık Genel Müdür değişti'' şeklindeki yorumu üzerine, ''Benim planım burada uzun kalmak. Daha önce çalıştığım kurumda 10 yıl gibi bir süre çalıştım. Ayrıca önüme koyduğum hedefleri bırakıp gitmek gibi bir yaklaşımım yok'' dedi.
Bir bankada çalışma deneyimi olmadığı için dünyada ve Avrupa'da yaşanan sorunların kendisini zorlayıp zorlamayacağı şeklindeki bir soruya ise Abay, ''Geçmişteki iş deneyimim içinde aslında sadece bankacılıkla uğraştım. Dolayısıyla uygulama esnasında birçok şeyi gördüm. İyi yapılanları da kötü yapılanları da gördüm. Bu kadar vaka görme bende inanılmaz tecrübe yarattı'' yanıtını verdi.
ING Grubu Risk Yönetimi Başkanlığına atanan Wilfred Nagel, siyasilerin hala popülist kararlar vermeleri nedeniyle dünyadaki ekonomik durumun biraz daha kötüleşeceği, sonra iyileşeceğini düşündüğünü belirterek, ''Ancak kriz, ikinci dip yaptığı zaman siyasetçiler anlayacak. İkinci dip kaçınılmaz gibi... Bu olduğu zaman toparlanma başlayacaktır'' dedi.
Nagel, yeni göreve atanmasının ardından Pınar Abay'ın ING Bank Türkiye Genel Müdürü olarak göreve başlaması dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, özellikle Türk bir yönetici, Türk bir Genel Müdür istediklerini ve ''en iyisini'' bulduklarını düşündüklerini söyledi.
Bundan sonra ING'yi Amsterdam'da daha üst düzeyde temsil edeceğini dile getiren Nagel, ''Birçok şeyi bitirdik. Hala yarıda kalan birşeyler olsa da ING'yi emin ellerde bıraktığım için çok mutluyum'' diye konuştu.
ING'nin Türkiye'yi dünyanın önde gelen gelişen pazarlarından biri olarak gördüğünü belirten Nagel, Türkiye'nin önde gelen tasarruf bankası olmanın en önemli hedeflerinden birini oluşturduğunu, ayrıca KOBİ ve ticari bankacılık ile yapılandırılmış finansmana da büyük önem verdiklerini söyledi.
İlk çeyrekte bireysel TL mevduatının sektörde ortalama yüzde 10 büyürken, ING Bank Türkiye'nin yüzde 40 büyüdüğünü, bireysel TL mevduatında pazar paylarını 2010 yıl sonuna göre yüzde 2,2'den 2,8'e çıktığını anlatan Nagel, KOBİ kredilerinde 2012'de yaklaşık yüzde 35 büyümeyi hedeflediklerini, Eylül 2011 itibariyle KOBİ müşterilerine 3,6 milyar liralık fon ayırdıklarını bildirdi.
Yılın başından bu yana farklı sektörlerde 1 milyar doların üzerinde yapılandırılmış finansman sağladıklarına dikkati çeken Nagel, ING grubu'nun 2012 için doğru altyapı projelerine 200-300 milyon avro civarında finansman ayırmaya hazır olduğunu ifade etti.
-''KAPİTALİST SİSTEMDE İSTER İSTEMEZ KRİZLER YAŞANACAK''-
Soruları da yanıtlayan Nagel, dünyada ikinci bir dip olup olmayacağı yönündeki soru üzerine, sorunların bir süreden beri biriktiğini, sadece 2 yılda sorunların çözüleceğini düşünmenin biraz ''naif'' bir yaklaşım olacağını söyledi.
Nagel, ''Benim görüşüm, önce durumun biraz daha kötüleşeceği, sonra iyileşeceği yönünde... Çünkü siyasiler hala popülist kararlar veriyorlar. Ya karar veremiyorlar, ya da popülist kararlar veriyorlar'' dedi.
Kapitalist sistemde ister istemez krizlerin yaşanacağının altını çizen Nagel, bankaların bu krizlere karşı ne şekilde tampon olacağının çok iyi bilinmesi gerektiğini kaydetti.
Wilfred Nagel, ''Bankalar bir sonraki krize hazır mı? Bence değil. Ancak kriz, ikinci dip yaptığı zaman siyasetçiler bunu anlayacak. İkinci dip kaçınılmaz gibi... Bu olduğu zaman toparlanma başlayacaktır diye düşünüyorum'' yorumunu yaptı.
Böyle bir ortamda Türkiye'nin zaaflarından birinin belki ikinci dipte bir avantaj sağlayabileceğine işaret eden Nagel, Türkiye ekonomisinin ihracata çok fazla bağımlı olmaması ve yerli talebin güçlü olmasından dolayı ikinci dip olması halinde bundan çok fazla etkilenmeyeceğini söyledi.
Satın almalara ilişkin bir soru üzerine de Nagel, ''Türkiye'de 44-45 banka var. Örneğin Hollanda'da çok daha az banka var. Dolayısıyla Türkiye'de konsolidasyon için çok iyi fırsat olduğunu düşünüyoruz'' diye konuştu.
-''PSİKOLOJİSİ VE BU TİP KRİZLERE TEPKİSİ ONU KURTARACAK''-
ING Bank Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı John McCarthy ise konuşmasında, Genel Müdür olarak atanan Pınar Abay'ın Türkiye'de şu anda pozitif olan herşeyi temsil ettiğini ve 6 bin kişilik bir ekibi yöneteceğini vurguladı.
McCarthy, ''Türkiye, dünyada ikinci dip olursa bundan nasıl etkilenir'' şeklindeki soruyu, ''Türkiye, ikinci dip yaşanırken bunu güçlü bir şekilde karşılıyor olacak. Tamam hastalığı kapabilir, ama bundan çekmesi ihtimali diğer ülkelere göre çok daha düşük. İkinci dipten toparlanma hızı, diğer ülkelere göre daha iyi olacaktır'' şeklinde yanıtladı.
Türkiye'deki özel sektörün ne kadar güçlü olduğu ve kaç tane kriz atlattığının rahatlıkla görülebildiğinin altını çizen McCarthy, ''Tabii ki ikinci dip etkisi Türkiye'de hissedilecek. Ama genel olarak Türkiye'deki insanların ve şirketlerin psikolojisi, Türkiye'nin bu tip krizlere tepkisi yine onu kurtaracaktır'' dedi.
John McCarthy, bankanın bundan sonraki dönemine ilişkin de ''Hep istiyoruz ki en iyi yetenekler bize gelsin. Üniversitelere gideceğiz. Türkiye'den yurt dışına gidip okuyan varsa, onları buraya, memleketlerine getirmek istiyoruz. Türkiye'yi güçlü kılan da asıl ülkesine dönen kişilerdir. Biz sıradan yetenekli insanları alıp sıradışı, olağanüstü birşeyler yapmak istiyoruz'' diye konuştu.