Babacan: Avrupalılar karar almakta geç kaldılar
-
Başbakan Yardımcısı Babacan, "Avrupalılar karar almakta geç kaldılar" dedi
Almanya'nın Kiel kentinde Global Ekonomi Sempozyumuna katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, toplantının düzenlendiği Atlantik Otel'de TRT Haber ve Anadolu Ajansına yaptığı ortak açıklamada Türkiye kadar güçlü ve güçlü iradeye sahip bir kararlı bir hükümetin Avrupa'nın pek çok ülkesinde bulunmadığını ifade ederek, "Sorunlar belli fakat çözümleri gerçekleştirebilecek güçte yönetim maalesef Avrupa'nın başka birçok ülkesinde yok" dedi.
Temmuz ayının ortalarında bu olabileceklere işaret ettiklerini ve riskleri gördüklerini belirten Babacan, "Sorunlara işaret ediyorduk ve bu sorunlar çözülmezse, adımlar atılmazsa problemlerin büyüyeceğini söylemiştik. Avrupalılar karar almakta geç kaldılar. Bugüne kadar aldıkları kararlar yeteri kadar güçlü karalar olmadı, dolayısıyla bu problemler devam ediyor. Gün gelir, akıllar başa gelir. Bu iş gerçekten büyük adımların ve tedbirlerin alınmasını gerektiriyor. Bunların hiçbirisi çözülmeyecek sorunlar değil. Bizimki kadar güçlü, bizimki kadar güçlü iradeye sahip kararlı bir hükümet Avrupa'da olsa o ülkenin sorunları hızlı bir biçimde çözümlenir. Çözümler belli fakat bu çözümleri gerçekleştirebilecek güçte yönetim maalesef Avrupa'nın başka birçok çok ülkesinde yok" dedi.
Doların yükseldiği bir ortamda Merkez Bankasının dolardaki yükselişin önüne geçmek için aldığı önlemlere de değinen Babacan, Avrupa ekonomisinin kritik dönemeçlerden geçtiğine dikkat çekti.
Özellikle gelişmiş Avrupa ülkelerinde de sorunlar çıkmaya başlayınca ister istemez piyasalardaki hareketliliğin arttığına dikkat çeken Babacan şunları söyledi:
-''Türkiye diğer ülkelere göre daha sakin''
"Türkiye'de bütün ülkelerin piyasasındaki hareketliliğe benzer bir hareketlilik var. Bu hareketlilik sadece Türkiye'ye özel bir durum değil. Hatta bu gelişmeler bazı ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'de daha sakin adlandırılabilir.
Genel tabloya baktığımızda özellikle Avrupa merkezli risklerin büyümesi, Avrupa'daki devletlerin kredi güçlerinin sorgulanması ve bankalar sıkıntıya girdiği zaman ''bu bankaların arkasında kim duracak?'' sorusuna cevabın da artık kolay verilememesi bu tabloyu beraberinde getiriyor.
-''Avrupa'da problemin iki kaynağı kamu maliyesi ve bankacılık''-
Problemin kaynağı Avrupa'da kamu maliyesi ve bankacılık. Türkiye'ye baktığımızda her iki alanın çok sağlam olduğu alanlar. Avrupa'da yaşanan bu iki temel problemin kaynağı Türkiye'de yok. Siyah ve beyaz denilecek kadar ayrı bir durumumuz var. Bizim şu anda kamu ve bütçe açığımız Avrupa ortalamalarının üçte biri. Kamu borcumuz Avrupa ortalamasının yarısını aşar. Dolayısıyla Avrupa için risk olarak adlandırılan ne varsa Türkiye'ye baktığımızda çok şükür çaba gösterdiğimiz sağlam alanlar".
Küresel ekonomi ile ilgili sıkıntıların yaşandığı bir dönemde gelişmekte olan ülkelerdeki sıkıntıların etkisinin kısa vadede Türkiye'yi de etkileyebileceğini ancak bunun geçici olacağına inandığını ifade eden Başbakan Yardımcısı Babacan, "Dünyada yaşanan sıkıntıların etkisini kısa vadede görebiliyoruz. Ancak bu etkilerin Türkiye üzerinde geçici olacağına inanıyoruz. Orta ve uzun vadede Türkiye üzerinde bir etkisinin olmayacağına inanıyoruz. Kısa vadede bu tür dalgalanmalar oluyor. Sadece Türkiye'de değil; gelişmekte olan bütün ülkelerde benzer hareketlilik var. Kurlar, Türk lirasının değeri bütün bunlar dünyadaki diğer gelişmelere paralel olarak bir hareketlilik göstermekte. Bize özel bir hareketlilik ya da Türkiye'nin kendi iç yapısı ile alakası değil. Dünyada olup bitenlerle alakalı konular.
Kurumlarımız zamanında iyi tedbirler alıyor, güzel adımlar atıyor. Merkez Bankamız zaten birinci derecede sorumlu kurumumuz. Bankacılık yönünde bakıldığında birçok önemli bir kuruluş, Hazine Müsteşarlığımız büyün olanları yakından takip ediyor. Gerektiğinde gerekli bütün adımlar atılıyor. Bu olanlara zaten hazırlanmıştık. Bütün olanlar bizim için sürpriz değil" dedi.
-"Cari açık konusunda en yüksek seviyeler artık geride kaldı"-
Türkiye'de sari açık konusunda ne gibi programların olduğu yönündeki soruya da Başbakan Yardımcısı Babacan şu şekilde yanıt verdi:
"Cari açık, yüksek enerji fiyatları ve Türkiye'nin yüksek büyüme hızına bağlı olarak yüksek ithalatla birlikte arttı. Ama cari açık konusunda en yüksek seviyeler artık geride kaldı. Bundan sonra trend aşağıya doğru olacak. Biz, önümüzdeki senelerde daha düşük cari açık rakamları bekliyoruz. Burada pek çok faktör var. Kısa vadede etki edebilecek faktörler var. Ama asıl sorunumuz yapısal olduğu için orta- uzun vadede yapısal tedbirlerle cari açık sorunun giderilmesi daha büyük önem taşıyor. Kısa vadede makro ihtiyati tedbirlerle bankacılık sektörü üzerinden atılmış olan adımlar var. Merkez Bankamızın para ve kur politikası ile ilgili atmış olduğu adımlar var. Bunun haricinde ithalatla ilgili spesifik önlemler alınıyor.
Zaman zaman Ekonomi Bakanlığımız tarafından gerekli önlemler alınıyor. Bütün bunlar kısa vadede bir bakıma belli bir sonuçlar verebilir. Ama asıl çözüm yapısal reformları hızlı biçimde uygulamaya koymakla gerçekleşecek. Burada işgücü piyasasıyla ilgili reformlarımız önemli olacak. İstanbul'un bir finans merkezi olması ile ilgili ve Türkiye'deki tasarruf oranlarını artırmayla ilgili yapacağımız reformlar yine son derece önemli olacak. Türkiye'nin yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili atacağımız adımlar son derece önemli olacak. Yeni yatırım teşvik mekanizmamızda özelikle ithalatın çok olduğu ve Türkiye'nin rekabette güçlü olduğunu düşündüğümüz kalemlerdeki teşvik programlarımız yine önemli olacak".
Türkiye'de üzerinde çalışılan eğitim reformunun dahi cari açık sorununun giderilmesine çözüm olabileceğini belirten Başbakan Yardımcısı Babacan, "Üzerinde çalıştığımız eğitim reformu dahi Türkiye'nin cari açığına çözüm bulmak için çok önemli bir konu. Cari açığın çözülmesi fert fert Türkiye'nin daha iyi yetişmiş insan gücü ile mümkün. Günün modern ekonominin gerektirdiği belli bilgilerle donatılmış genç bir nesil ile mümkün. Uzun vadeye doğru baktığımızda eğitim dahi son derece önemli bir alan. Bütün bu konularda çalışmalarımız ve hazırlıklarımız var. Reformlarımız devreye sokulacak. Tabii böyle bir ortamda maliye politikamızda sıkı duruşa devam etmemiz gerekiyor. Para politikalarının günün şartlarına göre çok hızlı uyarlanması gerekiyor. Gün gün, dakika dakika gelişmeleri çok yakından takip edip, gerektiğinde de gerekli adımların atılması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Enflasyon ile ilgili yıl sonu hedefleriyle ilgili olarak da Babacan şunları söyledi:
"Özellikle kurlardaki son gelişmeler enflasyonu geçici olarak bir miktar olumsuz etkileyebilecek gibi görünüyor. Geçici diyorum çünkü bu kurun artışının enflasyona yansıması kuşkusuz var. Ama bu bir defalık bir yansıma oluyor. Sonra toparlanıyor. Enflasyon konusunda bu yıl sonu itibariyle enflasyon rakamımız belki hedeften uzaklaşacak ama gelecek yıl sonu ve daha sonraki hedeflerimiz ile ilgili bir sıkıntı görünmüyor. Orta uzun vadede enflasyon hedeflerimizin üzerinde bugünkü kur hareketlerinin çok ciddi bir etkisinin olmasını beklemiyoruz. 2012 ve 2013 açıklamış olduğumuz enflasyon hedeflerimiz hala geçerlidir''
-"Türkiye ekonomisi ile birçok ülkeye örnek'"-
Global krizin Türkiye'ye yansımaları ile ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye'nin büyüyen ekonomisi ile bölgede birçok ülkeye örnek olduğunu belirtti.
Türkiye'nin zamanında pek çok zor reformu tamamlamış olan bir ülke olduğuna dikkat çeken Babacan, şu anda reform ihtiyacı olan alanların konuşulduğunu belirtti ve şunları söyledi:
"Avrupa'da kur alanındaki reformların hepsini biz Türkiye'de zamanında yaptık. Örneğin bankacılık reformu. 2004-2006 yılları arasında bankacılıkla ilgili adımlarımızı attık. İşler iyi iken ekonomimiz, canlı iken biz bu tedbirleri aldık. Çünkü işler kötüye gitmeye başladığı zaman tedbir almak zorlaşıyor. Aldığınız tedbirler zaten kötü olan durumları daha da kötüleştiriyor, dolayısıyla iyi zamanlarda zor tedbirlerin alınması gerekiyor. Biz bunu yaptık. İşler iyi iken denetim düzenleme çerçevemizi sıklaştırmış olduk. Dolayısıyla bugün geldiğimizde herkes problem yaşarken Türkiye yaşamıyor. Örneğin sosyal güvenlik, sağlık reformu, kamu maliyesi ile ilgili reformların hepsini Türkiye yapmış durumda. Şu an Avrupa'da tartışılan ne varsa Türkiye bunların hepsini önceden gerekli tedbirleri almış durumda. Onun için Türkiye başarı örneği olarak anılıyor. Büyüme hızı gibi pek çok gösterge alanına baktığımızda Türkiye'nin performansı Avrupa'ya göre çok çok daha iyi".