Advertisement
PİYASALAR ABONE OL

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye-Rusya ilişkilerine ilişkin, "Bu kriz bize orta ve uzun vadede Türkiye'nin mutlaka alternatif kaynakları da devreye sokarak enerji güvenliğini daha da ciddi oranda garantiye alması gerektiğini gösterdi" dedi.

Işık, AK Parti Kocaeli İl Koordinasyon Toplantısı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir basın mensubunun "Rusya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Işık, yaşanan krizin yönetilmesinin önemli olduğunu belirterek, Rusya'nın krizde gerilimi azaltmamaya yönelik tavrı bulunduğunu söyledi.

Bakan Fikri Işık, bu krizin her geçen gün soğuması gerektiğini, krizin bir an önce aşılmasını arzu ettiklerini kaydetti.

Dün iki ülke dışişleri bakanları arasında yapılan teması önemsediklerini aktaran Işık, "Bunun hem Türkiye'nin hem de Rusya'nın ekonomisine olumsuz etki yapmaması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz, hükümet ve Türkiye Cumhuriyeti olarak. Aynı anlayışı Rusya'dan da bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"Rusya, şu ana kadar sanayi ürünlerinde kısıtlamaya gitmedi"

Işık, ilişkilerin bir anda normale dönmesini de beklemediklerine dikkat çekerek, şöyle konuştu:

"Her geçen gün bu krizin soğumaya alınması ve belli bir süre sonra da ilişkilerin normalleşmesini bekliyoruz, buna yönelik çalışmalarımızı yapıyoruz. Bizim gerek KOSGEB, TÜBİTAK, Türk Patent Enstitüsü aracılığıyla ve organize sanayi bölgeleriyle ilgili Rusya ile ikili bazı çalışmalarımız vardı, ama bunlar Türkiye-Rusya ilişkilerinde belirleyici noktada değiller. Burada bir duraksamanın Türkiye ekonomisine kısa vadede bir etki yapmasını düşünmüyoruz. Türkiye'nin ihracatının yüzde 93'ü sanayi ürünü ihracatı, dolayısıyla Rusya'yla ticaretimizin azalmasının az da olsa olumsuz etkisi olacağını söylemek kehanet olmaz. Çünkü ihracatın önemli kısmının sanayi ürünü olması böyle bir sonucu doğurur. Fakat daha çok Rusya tarım ürünlerinin bir kısmına sınırlama getirmeye niyetinde şu ana kadar sanayi ürünlerinde bir kısıtlamaya gitmedi. Dileriz bundan sonra da gitmez."

Işık, "Doğalgaz konusunda Katar ve Azerbaycan'la yapılan görüşmeler iç piyasaya nasıl yansır" sorusu üzerine de yapılanların orta vadeli çalışmalar olduğunu vurguladı.

Kısa vadede Türkiye'nin enerji güvenli konusunda yoğun bir çalışma yaptığını anlatan Işık, her ihtimale karşı hazırlıklı olmak istediğini söyledi.

Işık, ilgili bakanlığın en kötümser senaryoya bile hazır olmak için çalıştığına işaret ederek, "Arzumuz Rusya'nın kendi verdiği taahhütlere sadık kalması ve doğalgaz sevkiyatında problem yaşanmaması. Bu kriz bize orta ve uzun vadede Türkiye'nin mutlaka alternatif kaynakları da devreye sokarak enerji güvenliğini daha da ciddi oranda garantiye alması gerektiğini gösterdi. Buna yönelik de son günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın Katar'da yaptığı anlaşma, Azerbaycan'da yapılan anlaşma inşallah Kuzey Irak doğalgazının bizim sisteme entegre olması gibi çalışmalar enerji arz güvenliğimizin teminat altına alınması için son derece önemli çalışmalar" değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye uluslararası meşruiyete değer veren bir ülke"

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Rusya Savunma Bakanlığının iddialarını yalanlamasına ilişkin soru üzerine Işık, bunun Rusya'nın iç politikalarına yönelik bir kampanya olarak değerlendirdiklerini belirtti.

Işık, uluslararası camiada bunun bir karşılığının olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Uluslararası camia Rusya'nın bu yöndeki açıklamalarını ciddiye almıyor. Hatta dün ve önceki gün ortaya çıkan belgeler, DAEŞ petrolünün Rus iş adamları aracılığıyla sisteme sokulduğunu ve dünya piyasalarına Rus iş adamları aracılığıyla sevk edildiğini, hatta DAEŞ'in en büyük müşterisinin de Esed rejimi olduğunu belgeleriyle ortaya koydular. Aslında Rusya bu hamlesiyle kendi ayağına kurşun sıkmış oldu. Uluslararası camiada Türkiye'yi zor durumda bırakayım derken bu kirli ilişkilerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Her olan da bir hayır var. Sayın Putin iç kamuoyuna mesaj vermek isterken bazı kirli ilişkilerin deşifre olmasına sebep oldu. Türkiye'de bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Biz Türkiye olarak bugüne kadar gerek uluslararası hukuk, gerekse vicdani noktada hiçbir zaman vicdana ve uluslararası hukuka aykırı iş ve işin içinde olmadık. Türkiye uluslararası meşruiyete değer veren bir ülke. Bugün etrafımızdaki karışıklığa rağmen Türkiye hiçbir şekilde bu meselelerden dolayı sıkıntı yaşamıyorsa zamanında bu konularda attığı dikkatli adımlar sayesinde oldu. Türkiye, uluslararası meşruiyeti ihlal eden hiçbir adım atmamasının rahatlığını yaşıyor. Yoksa bunlar ciddi iddialar olabilir, Türkiye'nin başını ağrıtabilirdi."