Kasım ayında cari işlemler açığı 5.2 milyar dolar oldu. Ağustos ve ekim aylarından sonra en düşük açık kasım ayında gerçekleşti. Kasım ayında net dış kaynak girişi 7 milyar doları aştı. Mart, nisan, mayıs ve haziran aylarından sonra en fazla net dış kaynak girişi kasım ayında oldu. Mart ve nisan aylarından sonra net dış kaynak girişinin cari işlemler açığından daha fazla olduğu üçüncü ay kasım ayı oldu.
Ödemeler dengesi açısından kasım ayı çok olumlu geçti. Yılın diğer aylarında net dış kaynak girişinden daha fazla cari işlemler açığının oluşması, önemli ölçüde kaynağı bilinmeyen döviz girişlerinin (net hata ve noksan) yardımıyla, döviz rezervleri üzerine fazla bir baskı yaratmamıştı. O dönemlerde dahi, Merkez Bankası döviz rezervlerini artırmıştı. Ağustos ayından sonra net hata ve noksanın cari işlemler açığını finanse etme boyutu azaldı. Net dış kaynak girişinin sınırlı olması döviz rezervleri üzerine baskı yarattı.
Kasım ayı bu açılardan diğer aylardan çok farklı oldu. Net dış kaynak girişinin kasım ayında cari işlemler açığından yaklaşık 2 milyar dolar daha fazla olması hem döviz rezervlerinin artmasına neden oldu hem de ay içinde döviz kurları üzerindeki baskıyı ortadan kaldırdı. Kasım ayında aylık ortalama kurlarla, döviz sepeti bir önceki aya göre yüzde 1.7 düştü.
Kasım ayı verileri ödemeler dengesinde yeni bir eğilimin başlangıcını mı gösteriyor?

BÜYÜME
Bu sorunun yanıtı büyük ölçüde iki önemli parametrenin önümüzdeki dönemde nasıl bir şekil alacağına bağlı: Yurtiçinde ekonomik büyüme ve yurtdışındaki şartlara bağlı olarak Türkiye ekonomisinin dış kaynak çekebilme kabiliyeti.
Ekonomik büyüme düşüyor, ama düşüş çok yavaş. Dolayısıyla, ekonomik büyümeden kaynaklanan ithalat talebi devam ediyor. Veriler ekonomik büyümenin henüz cari işlemler açığında bir kırılma yaratabilecek boyutta düşmediğine işaret ediyor. Kaldı ki, Türkiye ekonomisi bu yıl orta vadeli programın öngörüleri paralelinde yüzde 4 dahi büyüse, daha düşük bir hızda da olsa, ithalat talebinin nominal olarak büyümesi kaçınılmaz olacak. Ekonomik büyüme olduğu sürece, dış ticaret açığı nominal olarak büyümeye devam edecek.
Cari işlemler dengesinin daha düşük hızda büyümesini sağlayabilecek tek gelişme dış ticaret açığı dışındaki cari işlemler dengesinde (görünmeyen kalemler) verilen fazlanın artması. 2011 yılı bu açıdan iyi bir yıldı. 201 0 yılın ilk on bir ayında 9.7 milyar dolar olan dış ticaret dengesi dışındaki cari işlemler dengesi fazlası 2011 yılının aynı döneminde 1 2.5 milyar dolar oldu. Bu artışın devam etmemesi için hiçbir neden yok. Özellikle turizm gelirlerindeki artışla, ekonomik büyümeden kaynaklanan dış ticaret açığındaki artışın bir bölümü görünmeyen kalemlerdeki gelirlerin artmasıyla dengelenebilir.

DIŞ KAYNAK GİRİŞİ
201 2 yılında dış kaynak girişinin boyutunu tahmin edebilmek çok daha zor bir iş. Euro Bölgesi'nin sorunları ve Avrupa bankalarının içinde bulunduğu koşullar bizim gibi ülkelere dış kaynak girişini sınırlayan etkenler.
Türkiye ekonomisinin 201 2 yılındaki performansı büyük ölçüde dış kaynak girişindeki gelişmelerle şekillenecek gibi görünüyor. Uluslararası sermaye 2009 yılının ikinci yarısı ile 2010 yılındaki gibi cömert olduğu takdirde, Türkiye ekonomisinin büyümesinde bir yavaşlama dahi olmayabilir. Türk Lirası değer kazanır, döviz rezervleri artabilir.
Ama, dış kaynak girişi, özellikle geçen yılın ikinci yarısının büyük bölümündeki gibi sınırlı kalırsa, hatta yabancı sermaye çıkışı yaşanırsa, Türkiye ekonomisi yüzde 4'lük bir büyümeyi dahi kaldıramayabilir. Kurlar ve döviz rezervleri üzerine baskılar devam edebilir.
Bu belirsizliklerle kasım ayı verilerinin ödemeler dengesinde yeni bir eğilimin başlangıcını gösterdiğini iddia edebilmek bu aşamada çok mümkün görünmüyor.

Advertisement