Advertisement

Ekonomik büyüme geçen yılın son üç ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yavaşladı. Yavaşlama beklentinin altında. İmalat sanayii üretim endeksi geçen yılın son üç ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 5.8 arttı.
Çeşitli veriler milli gelirin geçen yılın son üç ayında yüzde 4'ün üzerinde arttığına işaret ediyor. Dolayısıyla, 2011 yılının tümünde Türkiye ekonomisinin yüzde 8'in üzerinde büyümüş olabileceği olasılığı çok yüksek. Gelir artışı ve istihdam açısından büyüme rakamları çok sevindirici. Büyümenin getirdiği dış açıklar da doğal olarak yüksek. Cari işlemler açığının milli gelire oranı büyük bir olasılıkla geçen yıl yüzde 10 civarında gerçekleşti.

YAVAŞLAMA BİR EĞİLİM OLMAYABİLİR
Sanayi üretim endeksinin alt kalemleri arasında en dikkati çeken gelişme, neredeyse bütün kalemlerde üretimdeki büyüme ciddi bir biçimde düşerken, yatırım malları ve dayanıklı tüketim malları üretimlerindeki artışın göreli olarak çok yavaş düşmesi.
Yılın son üç ayında yatırım malları üretimindeki artış bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13 oldu. Benzer bir gelişme dayanıklı tüketim malları üretiminde de gözleniyor. Dayanıklı tüketim malları üretimindeki artış geçen yılın son üç ayında yüzde 12.6 oldu.
Ekonomideki yatırım talebindeki artış geçen yılın ilk dokuz ayına göre yılın son üç ayında yavaşladı. Ama, yavaşlama fazla değil. Toplam tüketimdeki artışın yavaşlama hızı daha fazla gibi görünüyor. Ara malları üretimindeki artış yılın ilk üç ayından sonra zaten yavaşlama eğilimine girmişti. Son üç ayda da ara malları üretimindeki artış yüzde 5'in altında kaldı. Aynı şekilde, yılın son üç ayında dayanıksız tüketim malları üretimindeki artış yüzde 4'ün altında gerçekleşti. Bu rakamlarda baz etkisi de önemli rol oynuyor.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış imalat sanayii endeksi geçen yılın son üç ayında, yılın üçüncü üç ayına göre yüzde 3 arttı. Bir önceki yılın aynı dönemleri ile yapılan karşılaştırmalarda yavaşlayan üretim büyümesi bir eğilime işaret etmeyebilir. Dolayısıyla, bu yıl için belli şartlarda ekonomik büyüme konusunda iyimser olmak daha ağır basıyor.

BÜYÜME HIZLANABİLİR
Geçen yılın son üç ayında görülen eğilimlere bakarak ekonomik büyüme konusunda 2012 yılının tümüne yönelik bir tahmin yapmak hatalı olur. Özellikle son üç ayda yurtdışından kaynak girişlerinin oldukça kısıtlı olduğu, döviz kurlarının hızla arttığı bir dönem yaşadık. Doğal olarak bu gelişmeler ekonomik büyümenin yavaşlamasına katkı yaptı. Bundan sonra ekonomik büyümenin nasıl şekilleneceği, uygulanan ekonomi politikalarından çok, büyük ölçüde uluslararası sermaye hareketlerindeki gelişmelere bağlı olacak.
Ocak ayı ve şubat ayının başında Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere uluslararası sermaye akımları yakın geçmişe göre oldukça güçlüydü. Bu eğilimler devam ettiği sürece Türk Lirası üzerinde bir baskı oluşmaz. Merkez Bankası'nın izin verdiği bir düzeye kadar döviz kurları düşebilir. İç talep artışı yeniden canlanma eğilimine girebilir. Artan dış kaynak girişiyle ekonomik büyümenin gerektirdiği dış açıklar da rahatça finanse edilebilir. Bu arada, Merkez Bankası da geçen yılın sonlarında kaybettiği döviz rezervlerinin bir bölümünü geri alabilir. Bu senaryo olasılığı düşük bir senaryo değil.
Son dönemde yaşananlar geçici bir olgu ise elbette durum farklı olabilir. O takdirde, ekonomik büyüme yüzde 4'ün de altında kalabilir. Bu olasılık şimdilik daha zayıf görünüyor.
Not: Türkiye İstatistik Kurumu sanayi üretimi endeksini 2011 yılının tüm aylarına yönelik olarak ciddi bir biçimde güncelledi. Düzeltme gereği herhalde son ay gelen verilerden doğmadı. Bu çeşit güncellemeler yıl sonunda bir defada yapılacağına, yeni bilgi geldikçe daima yapılması eğilimlerin yıl içinde daha doğru saptanması açısından yararlı olur.