Advertisement

2012 yılının tümüne ilişkin işgücü verileri, 2011 yılına göre 2012 yılında işsiz sayısının düştüğünü gösteriyor. 2011 yılında Türkiye genelinde 2 milyon 615 bin kişi işsizken, işsizlerin sayısı geçen yıl 2 milyon 518 bin kişiye geriledi. Yaklaşık 100 bin kişi işsizlikten kurtulurken, aynı dönemde çalışabilir nüfus (15 yaş ve üstü) 1.1 milyon kişi, işgücündeki nüfus 600 bin kişi, toplam istihdam ise 700 bin kişi arttı. Ekonomik büyümenin yüzde 8-9 düzeyinden yüzde 2’lere düştüğü bir yılda işsiz sayısındaki düşüş 2012 yılının istihdam dostu bir yıl olduğunu gösteriyor. Daha önceleri de işsiz sayısında düşüşlerin yaşandığı yıllar görmüştük, ama bu yılların hepsinde ekonomik büyüme yüzde 5’in üzerindeydi.

YAPISAL DEĞİŞİM
Türkiye’de işgücü piyasasında çok ciddi bir değişim yaşanıyor. Aylık verilere dayanarak yapılan analizlerde daha önce işgücü piyasasında “kadının adı yok” iken, son yıllarda kadın nüfusun işgücü piyasasına katılımının hızla artma eğilimine girdiği sıkça vurgulanmıştı. Yıllık bazda derlenen veriler de bu olguyu destekliyor. Kentlerde çalışabilir yaştaki kadın nüfus, 2004 yılından 2012 yılına yaklaşık 1.9 milyon kişi arttı. Buna karşılık, aynı dönemde işgücüne katılan kadın nüfus 1 milyon 925 bin kişi arttı. Yani, kentlerdeki kadın nüfusun bir bölümü daha önce işgücünde olmayıp da bu dönemde işgücüne katılmaya karar verdi. Çalışabilir nüfus içinde 15-21 yaş arasındaki gençlerde okullaşmayı da hesaba katarsak, aslında işgücünde olmayıp da sonradan işgücüne katılmaya karar veren kentlerdeki kadın sayısı daha yüksek. Bu yöndeki yapısal değişim doğal olarak kadın nüfustaki işsiz sayısının azalmasına olumsuz katkı yapıyor. 20042012 yılları arasında kentlerdeki kadın nüfustaki işsizlik 227 bin kişi artmış görünüyor. Ama 2004 yılında işsizlik oranı yüzde 18’e dayanmışken, 2012 yılında yüzde 15.5 oldu. Benzer bir yapısal dönüşüm kentlerdeki erkek nüfusta da var. Ama erkek nüfusun işgücüne katılımı kadınlara göre zaten daha yüksek. Erkeklerde istihdam oranı da yüksek. Dolayısıyla, kentlerdeki erkek nüfustaki yapısal dönüşüm o denli dikkat çekici değil. Toplam görünümü ise düzeltiyor. Kentlerde çalışabilir yaştaki erkek nüfus 2004-2012 yılları arasında 2.1 milyon kişi kadar artmış görünüyor. İşgücüne katılan erkeklerdeki artış bu dönemde 1.8 milyon; istihdam edilenlerin sayısı ise 2 milyon kişiye yakın artmış. Dolayısıyla, kentlerdeki erkek nüfustaki işsiz sayısı bu dönemde 200 bin kişiye yakın azalmış. Toplam nüfus ve çalışabilir nüfustaki artış oranları oldukça yüksek olan bir ülkede bu artışlar küçümsenmemeli. Doğal olarak, kentlerdeki erkeklerde işsizlik oranı da düşüyor. 2004 yılında yüzde 12.5 olan işsizlik oranı 2012 yılında yüzde 9.4 oldu.

İSTİHDAMIN KALİTESİ
Rakamlar gerçekten çok iyi. Ama kentlerde, çıplak gözle bakıldığında, seyyar satıcıların, otoyol satıcılarının, trafik ışığı kırmızı yandığında araba camlarını silmek isteyenlerin ya da kâğıt mendil satmaya çalışanların sayısında küçümsenmeyecek bir artış gözleniyor. İşgücü verilerinin toplanış yöntemini de göz önüne alırsak, istihdamda rakam olarak küçümsenmeyecek gelişmeler yaşanıyor, ama istihdamın kalitesi konusunda benzer bir yargıya varmak zor görünüyor. İstihdam verileri sosyal güvenlik sistemindeki verilerle karşılaştırıldığında kaçak sayısı çok görünüyor. İstihdamda kaçağın yüksekliği belki de istihdamın tanımından kaynaklanıyor olabilir.