Geçenlerde Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke Amerikan hisse senedi piyasasında fiyatların çok şiştiği konusunda ellerinde bir kanıt olmadığını dile getirdi. Amerika'da Borsa endeksleri 2007 yılı sonu düzeyini aştı. Geriye bakıp o dönemde hisse fiyatlarında balon oluştuğu söylenmişti. Şimdi, hisse fiyatları daha da yükseldi. "Balon yok" deniyor. Yoksa, Amerikan ekonomisi 2007 yılı sonundan daha mı iyi durumda?
Para otoriteleri hiçbir piyasada balon oluştuğunu düşünmezler. Düşünseler dahi, bu görüşü kamuoyuyla paylaşmazlar. Paylaşsalar dahi, balonu söndürmek ya da patlatmak için hiçbir şey yapmazlar. O nedenle,eski FED Başkanı Alan Greenspan "Merkez bankaları piyasalarda oluşan balonu patlatmazlar, balon patladıktan sonra ortaya dökülen pisliği temizlemeye çalışırlar" demişti. 2008 yılında gerçekten de öyle oldu.

DURUM DAHA MI İYİ?
Genellikle, varlık fiyatlarındaki artışlar olumlu, mal ve hizmet fiyatlarındaki artışlar olumsuz karşılanır. Mal ve hizmet fiyatları artış eğilimi gösterdiğinde "enflasyon" yükseliyor kaygısı artar. Merkez bankaları göreve çağrılır. Varlık fiyatları arttığında ise, ekonomiye ve uygulamadaki ekonomi politikalarına güven olduğu söylenir. "Fiyat istikrarı" kavramı mal ve hizmet fiyatlarındaki istikrarı tanımlar, varlık fiyatlarını dışarıda bırakır.
Para otoritelerinin en azından 2008 yılına kadar yaptığı en büyük hata buydu. Bernanke'nin söylediklerini genelleyecek olursak, bu hatayı yapmaya da devam edecek gibi görünüyorlar.
2007 yılı ortasında Amerika'da konut kredilerinde sorunlar olabileceği konuşulup 2008 yılının ikinci yarısında büyük bir yatırım bankası batınca "Piyasalar çok şişmişti. FED balonun şişmesine seyirci kaldı, hatta düşük faiz politikası uygulayarak balonun şişmesine katkıda bulundu" yorumları yapıldı. O dönemde, Amerika'da varlık fiyatları uçup gidiyordu. Ekonomi yüzde 3-5 arasında reel olarak büyüyordu. İşsizlik yüzde 5 ya da altındaydı. Yıllık enflasyon yüzde 5'e kadar dayanmıştı. FED varlık fiyatlarındaki artıştan çok mal ve hizmet fiyatlarındaki artışa odaklanmıştı.
"Balon yok" denen bugünlerde Amerikan ekonomisi reel olarak yüzde 2 ya da daha altında büyüyor. Geçen yılın son 3 ayında büyüme sıfır oldu. İşsizlik oranı yüzde 7'nin üzerinde. Yıllık enflasyon ise yüzde 2 civarında.
FED yine varlık fiyatlarındaki artışa arkasını dönüp ekonomiyi canlandırma peşinde. Bu süreçte konut dışındaki varlık fiyatlarındaki artışa dahi olumlu bakılıyor. Çözüm balonda aranıyor.

BİZDE DE AYNI
Bizde de durum farklı değil. Amerika'da "balon var mı yok mu" diye tartışılırken, bizde böyle bir konu gündeme dahi gelmez. "Varlık fiyatlarındaki artışlar herkesin yararınadır" anlayışı hâkimdir. Zaten bu konudaki deneyimimiz de fazla değildir. Hisse senedi piyasası 1985 yılında faaliyete geçti. Hazine serbest piyasada borçlanmaya 1986 yılında başladı. Konut fiyatları endeksi daha yeni oluşturuldu. Yani, sistematik olarak varlık fiyatlarının artıp artmadığı konusunda düzenli bilgi edinmemiz daha çok yeni.
Türkiye'de de hisse senedi ve bono piyasaları coştu. İMKB-100 endeksi 80 bini aştı. Hazine bonosunda reel faizler eksiye geçti. Ülkenin her köşesinde konut yapılırken, konut fiyatları yükselmeye devam ediyor, en azından düşmüyor. Kriz öncesinde ekonomi reel olarak yüzde 8 civarında büyüyordu. Şimdi, yüzde 2 civarına düştü. Türkiye ekonomisi küresel kriz öncesinden şimdi daha mı iyi?
İyi ya da kötü, balon yok! Varsa da, "Bunu çok seslendirmek doğru değil" diye düşünülüyor galiba.

Advertisement