Advertisement


"Başkanlık yarışı" başlığı ile 18 Ağustos'ta çıkan yazımda Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanlığı için iki adayın önde olduğunu vurgulamıştım: Larry Summers ve Janet Yellen. Geçen hafta başında Larry Summers adaylıktan çekildiğini açıkladı. Piyasalar coştu. Piyasaların tepkisi Summers açısından hoş olmadı diyebiliriz. Belli ki, kendisini seven çok değil. Zaten, adaylıktan çekilmesinin nedeni de buydu.

Bugünlerde Amerika'da serbest piyasa taraftarı olmak çok prim yapmıyor. Özellikle finansal sektöre yönelik serbest piyasa taraftarı olmak hiç prim yapmıyor. Kişilik sorunları bir tarafa, Larry Summers'ın liberal görüşleri tutucu olarak bilinen Cumhuriyetçiler arasında dahi taraftar bulmakta zorlandı. Yarıştan çekilmesi herkes açısından olumlu oldu.



KURULU YOK SAYAMAYIZ



Yarışta tek isim kalmış gibi bir hava yaratılıyor. FED Başkanı Ben Barnenke'nin vekili (Başkan Yardımcısı) durumunda olan Janet Yellen'in şansının arttığı söyleniyor. Bu doğru, Yellen şimdi bir adım önde. Yellen ile birlikte başka kişilerin de isimleri geçiyor; örneğin, Yellen'dan önce aynı görevi yapan Donald Kohn ile Alan Greespan döneminde aynı görevde bulunan Roger Ferguson. Bütün hu adaylar FED Başkanlığı yapabilecek bilgi, görgü ve tecrübeye sahip. Hepsi geçmişte yaptıkları işlerde başarılı olmuş kişiler.

İki hafta önceki yazımın sonunda bizlerin de yakından tanıdığı İsrail Merkez Bankası eski Başkanı "Stan Fisher neden olmasın?" demiştim. Geçenlerde kulislerde Fisher'ın da adının geçtiğini öğrendik. Bernanke'nin görev süresi gelecek yılın ocak ayında bitiyor. Demek ki, ekim ya da en geç kasım ayı içinde Obama FED Başkanlığı için adayını açıklayacak. Piyasalar seçimi merakla bekliyor. Bernanke başkanlığındaki FED'in politikaları devam edecek mi, etmeyecek mi? Aynı soru Greenspan görevden ayrılıp Bernanke seçilmeden önce de soruluyordu. Bernanke göreve geldikten sonra krize kadar her şey eskisi gibi devam etti. Kriz her şeyi değiştirdi.

Şimdi de böyle olacak. Bernanke'den sonra kim gelirse gelsin, bugün gündemde olan para politikası, sürpriz bir gelişme olmadığı takdirde, aynen devam edecek. Bu yargıdan Başkan'ın önemsiz olduğu izlenimi çıkmasın. Başkan çok önemli. Tüm yönetim kurullarında olduğu gibi, başkanın zımnen iki oyu vardır. Başkan, yönettiği kurulun üyelerini kendi görüşleri doğrultusunda ikna edebilir, ikna edebilmelidir. Ama, bir başkan değişti diye FED'in politikalarının değişeceğini beklemek de FED'in Açık Piyasa İşlemleri Komitesi'nin (FOMC) diğer üyelerini hiçe saymak olur. Bu kurulda kararlar oy çokluğu ile alınır.



ORASI BURASI DEĞİL



FOMC'de (toplam 11 üye) 12 yıl görev yapmak üzere seçilen 6 Kurul üyesi (governor) var. Bu komitenin diğer üyeleri New York FED Başkanı (FOMC'nin Başkan Yardımcısı) ve yerel yönetimler tarafından seçilen dört yerel Merkez Bankası başkanından oluşur. Yerel başkanlar dönüşümlü olarak görev yaparlar. Tüm üyeler kendi görüşleri doğrultusunda, temsil ettikleri bölgenin ihtiyaçlarını göz önüne olarak tartışmaya katılırlar ve oy kullanırlar. Görev süreleri uzundur ve FED Başkanı hariç, görev süreleri bittiğinde yenilenmeleri söz konusu değildir. Dolaysıyla, oy kullanırken, kimsenin gözüne girmek zorunda değiller.

Bernanke'nin görev süresinin dolmasıyla on iki kişilik FOMC'de yalnızca bir üye değişmiş oluyor. FED'in iletişim tarzı değişebilir. Yeni başkanın üzerinde durduğu konular farklılaşabilir. Ama, FED'in üzerinde yürüdüğü politika patikası, yeni bir gelişme olmadığı takdirde, değişmez. Orası burası değil.