Advertisement

Her yıl ekim ayının ikinci yarısında, Kalkınma Bakanlığı (eski Devlet Planlama Teşkilatı) tarafından bir sonraki yıl için hazırlanan ekonomik program açıklanır. Programda, içinde bulunulan yılın tümü için tahminlere ve ileriki yıllar için projeksiyonlara yer verilir.
2012 yılı sonunda hazırlanan ekonomik programda 2012 yılının tümü için yapılan özel kesim tasarruf oranı, tahmini yüzde 13.9 olmuştu. Gerçekleşme ise tahmini yüzde 13.7 oldu. Aynı programda 2013 yılında özel kesim tasarruf oranının yüzde 15.1'e çıkacağı tahmin edilmişti. Yılın ilk dokuz ayı bittikten sonra, bu oranın şimdi yüzde 11.5 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. 2014 yılı programında bu
tahminin dahi yüksek kaldığını görebiliriz.
Hazırlanan ekonomik programlardaki ileri yıllara yönelik projeksiyonlar, genellikle tahminden çok siyasi otoritenin görmek istediklerini yansıtır. Örneğin, bir sonraki yıl enflasyonun artacağını öngören bir programa rastlamak zordur. Aynı şekilde, bir yıl sonra cari işlemler açığının milli gelire oranının daha da artacağını öngören bir programa da pek rastlanmaz. Cari işlemler açığının düşmesini sağlayabilmek için özel kesim tasarruf oranının artacağı, tahminden çok, varsayılır. Neden artacağından ise pek söz edilmez.

TÜKETİM, İTHALATI ARTIRIYOR
Özel kesim tasarruf oranının artması doğal olarak özel kesim tüketim oranının düşmesini gerektirir. Özel kesimin tüketmediğinin ihraç edileceği varsayılarak ekonomik büyümeden de feragat edilmemiş olunur. Programda yapılan varsayımlar tutmayınca, ekonominin genel dengesi de programda öngörülmeyen bir biçimde şekillenir.
2012 yılında yapılan programda 201 3 yılında özel kesim tasarruflarının yüzde 15.1'e çıkacağı varsayılıp şimdi gerçekleşme tahmininin yüzde 11.5 civarında olacağı söyleniyor. Özel kesim daha az tasarruf edip daha fazla tüketim yaptığına göre, ekonomik büyümenin daha yüksek gerçekleşmesi beklenebilir. Ama, ekonomik programda 201 3 yılındaki büyümenin yüzde 3.6 olacağı tahmin ediliyor. Halbuki, 2012 yılında yapılan ekonomik programda 201 3 yılı ekonomik büyümesinin yüzde 4 olması
olması öngörülüyordu.
Nasıl oldu da özel kesim, gelirinin daha büyük bir bölümünü tüketime tahsis ettiği halde, ekonomik büyüme daha düşük oldu? Bu sorunun yanıtı net ihracatta yatıyor. İthalat öngörülenden daha fazla artarken, ihracat tahminlerden daha yavaş arttı. Yani, artan tüketim yurtiçinde yaratılan katma değere değil, yurtdışına gitti.

ÇÖZÜM, ZORUNLU TASARRUF
2013 yılı için yapılan tahminlerde özel kesim tasarruf oranının geldiği düzey korkutucu. Geçen yıla göre özel kesimin toplam tasarruflarının bu yıl nominal olarak gerilediği tahmin ediliyor. Geçen yıla göre, nominal olarak özel kesim kullanılabilir gelirinin bu yıl yüzde 9.4'e yakın arttığı tahmin ediliyor. Buna karşılık, özel kesim tasarruflarının nominal olarak yüzde 7.9 düştüğü öngörülüyor. Özel kesimin yarattığı tasarruf açığının bu boyutlarda olması maliye politikaları yoluyla açığın kapatılabilmesini çok büyük ölçüde sınırlıyor.
Çözüm, özel kesim tasarruflarının artması. Bunun yolu miktara yönelik önlemlerle ne mevduatı teşvik etmek ne de kredileri sınırlamak. Çözüm, özel kesimi zorunlu tasarrufa yöneltmek. Bireysel emeklilik sistemini gerçekten bir emeklilik sistemi haline getirmek ve kıdem tazminatı fonunu benzer bir biçimde şekillendirmek, özel kesimi zorunlu tasarrufa yöneltmek açısından çok önemli fırsatlar yaratabilir.