Advertisement

Cuma günü yapılan AB Liderler Toplantısı Almanların istediği biçimde sonuçlandı.
■ Shengen anlaşmasına benzer şekilde hükümetler arası sözleşme yapılarak "Mali Sıkılaştırma"nın (Fiscal Compact) yapısı kabul edildi. Artık üye ülkelerin bütçeleri Almanların vizesinden geçmeden onaylanamayacak.
■ Uymayanlar için Avrupa Adalet Divanı devreye sokulacak. Mali disiplini ihlal eden başbakanları bile yargılayabilecek bir sistem kurulacak.
■ Ortak bono çıkarımı söz konusu bile olmayacak.
■ "Bazuka" önlemleri yerine Avrupa İstikrar Mekanizması'na 500 milyar Euro, IMF'ye ise 200 milyar Euro verilerek piyasaların ağzına bir kaşık bal sürülecek.
Beklenmedik ve tek sürpriz ise İngiltere'den geldi. İngilizler serbest piyasa ve finans ekonomisinden vazgeçmeme nedenleri öne sürerek, aslında Avrupa'nın Almanlaştırılmasına karşı çıktılar.

ALMANLAŞTIRMAYA ADIM ADIM
Almanlar daha federal bir sistemi ve daha etkin kontrol mekanizmalarını içeren devletlerden oluşan bir AB topluluğu hayal ediyorlar.
Euro kullanan ülkelerin kendilerine benzeyen, değerlerini kabul eden ve istediklerini yapan bir topluluk niteliğine bürünmesine fazla acele etmeden, ancak kararlı adımlarla yaklaşıyorlar. Bu konuda krizi de fırsat bildiler.
Onlar için piyasaların bir önemi yok. "Piyasalar bize baksın" diyorlar. "Almanya'nın gücü her sorunu halleder. Yeter ki dediğimiz olsun" anlayışındalar.
Nitekim krizin başından bu yana reddettikleri tüm çözüm önerilerini istekleri kabul edildikçe yumuşatmaya başladılar. Pamuk ellerini ceplerine attılar.
Cuma günü ulaşılan sonuçlara piyasaların bakışı da ilginçti. Atılan adımları olumlu buldular ancak kuşkuyu da elden bırakmadılar. Hiç olmazsa orta dönemde yeni bir krizi önleyecek mekanizmalara 26 ülkenin evet demesine şükrettiler.
Zaten yapacakları fazla bir şey de yoktu. Almanların isteği doğrultusunda Avrupa Merkez Bankası bankaları sonsuz fonlayacak ve fakat devletlere kredi açamayacaktı.
Bunun anlamı hiçbir banka batmayacaktı. Bu da piyasaları sakinleştirmeye yetti.
Devletleri ise Almanların kurtaracakları için sorun ortadan kalkıyordu.

ŞİMDİ NE OLACAK?
Almanlar istediklerini kopara kopara aldılar.
Buna karşı Avrupa Finansal İstikrar Fonu'na (EFSF) daha önce verilmiş 440 milyar Euro'ya ek olarak, Temmuz 2012'de işe başlayacak Avrupa İstikrar Mekanizması'na (ESM) 500 milyar Euro ve IMF'ye de 200 milyar Euro tahsis etmelerinin piyasaların beklentilerini karşılayacağını düşünüyorum.
Kaynaklarının yüzde 80'ini Avrupa'ya tahsis edecek IMF'nin ise uzun bir süre "Avrupa Para Fonu" gibi işlev göreceğinden piyasaların fazla söyleyecek bir şeyi kalmayacaktır.
Bundan sonra iş artık kolaylaşmıştır. Almanlar istediklerini elde etme yolunda önemli adımlar atıp Avrupa'ya hâkim olmuşlardır.
Gerisi teferruattır.