Advertisement

Dün üç önemli veri seti açıklandı. Bunları kısaca yorumlayalım.

İŞSİZLİK ORANI DÜŞÜYOR
Birincisi nisan ayına ilişkin işgücü ve işsizlik verileriydi. Gördük ki nisan ayında işsizlik yüzde 10 oranının altında, yüzde 9.9 olarak gerçekleşmiş. İstihdama katılım oranındaki yüzde 1 puanlık artışa rağmen işsizliğin yüzde 9.9 oranına düşmesinin nedenleri şöyle sıralanabilir:
Büyüme oranının ve ekonomideki ısınmanın beklenenden yüksek olması,
Bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yaratılan 1.4 milyon kişilik yeni istihdam olanağının 1 milyonunun tarım dışındaki sektörlerde gerçekleşmesi,
Yaz aylarına yaklaşmanın sonucu mevsimsel etkilerin artması,
Ekonomide geleceğe yönelik belirsizliğin azlığı. Tüm bu faktörler ekonominin istihdam yaratma kapasitesini yükselterek işsizlik oranını kriz öncesi düzeye taşımış. Unutmayalım; bu kadar yüksek büyüme performansına karşılık işsizlik oranımız hâlâ çok yüksek. Genç nüfusta bu oran yüzde 17.9.

ÖZEL KESİMİN DIŞ BORCU ARTIYOR
İkinci veriyi Merkez Bankası açıkladı. Özel sektörün dolar cinsinden uzun vadeli dış borç rakamlarının mayıs ayında ne durumda olduğunu öğrendik. Türkiye’nin toplam dış borcunun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan özel kesimin bir yıldan uzun vadeli borçları mayıs ayı sonunda 124.5 milyar dolara ulaşmış. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla 8 milyar dolarlık bir artış var. Bunun ne kadarının kur değişimlerinden kaynaklandığını bilmiyoruz. Bildiğimiz, özel sektörün bu borcunun yüzde 60’ının finans dışı kesim tarafından alındığı. Türkiye’deki firmalar, dışarıdan fon bulabilen en önemli oyuncu olma konumlarını koruyorlar. Ne var ki, mayıs ayı sonundaki 78.7 milyar dolarlık borcun ne kadarının dışarıdaki kendi varlıkları ile ilişkili olduğu konusunda bilgimiz çok az. Bankalardan 3 misli fazla borçlanabilen, kamunun dışarıdan yaptığı borçlanmalara eşit düzeyde olan bu borçların detaylı analiz edilmesi gerektiği kanısındayım.

BÜTÇENİN PERFORMANSI İYİ
Üçüncü veriyi Maliye Bakanı açıkladı. Bu yılın ilk altı aylık dönemine ait bütçe verileri beklenildiği gibi olumlu geldi. Geçen yılın ilk altı ayında 5.4 milyar TL açık veren bütçe bu yılın aynı döneminde 3.1 milyar TL fazla ile bitirdi. Hazine nakit bütçesindeki gelişmeler benzer sonuçları zaten işaretliyordu. Bu iyileşmenin nedenleri şöyle sıralanabilir:
Büyüme ile kamu gelirleri arasındaki yakın ve yapısal ilişki bu yıl güçlü şekilde gözlendi. Büyüme artınca gelirler de arttı.
Mali aftan gelen 8 milyar TL ek gelir bütçenin performansını yükseltti.
Reel ve nominal faiz oranları Türk ekonomi tarihinin en düşük düzeyine inince bütçenin faiz harcamaları da azaldı.
Seçim öncesi artan harcamaların, gelirlerdeki yüksek performans ile perdelenmesi resmin iyi görünmesini sağladı. Bütçenin bu performansında iki noktanın açığa kavuşması gerekiyor. Birincisi tüm kamu sektörünün verilerinin birlikte ortaya konulması, ikincisi ise sosyal güvenlik sisteminin açığının yapısal olarak artış eğilimi içine girmesinin nedenlerinin kamuoyuyla paylaşılması.

Tehdit ve şantajla bir yere varılmaz
Hepimiz 13 şehidimize ağlıyoruz. Uzun zamandır unuttuğumuz bu acıların tekrar ortaya çıkmasından çok ama çok üzgünüz. Olayın nedeni belli. Bir grubun bu tür tehdit ve şantajlarla istediklerini yaptırma girişimi. Eğer bir ülke böyle korkutmalara ve şantajlara boyun eğiyorsa, yok olmaya mahkûmdur. Bu böyle biline.