Advertisement

Veri açısından bol bir hafta. İşsizlik, aylık bütçe, kısa vadeli borçlar ve uluslararası yatırım pozisyonu (UYP) yayımlandı. Önemli gördüklerimi kısaca ele alacağım.

MAYIS BÜTÇESİ OLUMLU
Harcamalarda yatırımlara yapılan büyük yükleme gözle görülüyor. Büyümeye ivme kazandırmak temel amaç. Yanı sıra seçim ortamında özellikle mahalli idarelere, hanehalkına ve KİT'lere yapılan transferler hızla devam ediyor.
Özellikle gelir tarafındaki gelişmeler ekonomide az da olsa bir canlanmaya işaret ediyor. Dahilde alınan KDV tahakkuku yüksek. Ama tahsilat oranı her zaman olduğu gibi yüzde 44'lerde. Birileri devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmemeye devam ediyorlar. Gelir tarafındaki dikkat çeken gelişmelerden birisi, faiz gelirlerinde görülen yüksek artış. Beş aylık gelir 2.5 milyar lira olmuş. Geçen seneye göre artış oranı yüzde 503. Bu bir muhasebe kaydı. Nakit gelir yaratmayan bir işlem.
Zaten Hazine nakit dengesine bakınca durum net olarak anlaşılıyor. Hazine'ye nakit olarak gelen para Maliye'nin muhasebeleştirdiğinden 6.3 milyar lira daha az. Benzeri bir durum bütçe dengesinde de görülüyor. Yılın ilk beş ayında Hazine nakit dengesi 5.4 milyar lira açık verirken, bütçe dengesi 4.2 milyar lira fazla vermiş.
Yılın kalan dönemini, eğer beklenmedik gelişmeler olmazsa, elektrik dağıtımı başta olmak üzere özelleştirmeler kurtaracak.

KISA VADELİ BANKA BORÇLARI BÜYÜMÜŞ
Nisan ayı itibarıyla Türkiye'nin kısa vadeli dış borç toplamı 122.2 milyar dolar olmuş. Dört aylık artış 22 milyar dolar. Çok hızlı.
Görünen o ki, bankalar dışarıdan döviz getirmeye devam ediyorlar. Toplam kısa vadeli borçları 84 milyar dolara ulaşmış. Dışarıdan getirdikleri dövizi TCMB'ye vererek kaynak yaratıyorlar ve kredi vermeye devam ediyorlar. Büyümeye destek oluyorlar.
Borç rakamlarının en ilginç olanı kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku. Nisan 2013 itibarıyla bir yıl içinde ödenmesi gereken borç miktarı 163 milyar dolar. Bu tutarın 90 milyar doları bankalara, 32.5 milyar doları reel sektöre kalanı hükümete ve Merkez Bankası'na ait.
Veriler TCMB'nin neden dövize bu kadar önem verdiğini ve devamlı finansal istikrar vurgusu yaptığını açıklıyor. Eğer önümüzdeki aylarda döviz girişlerinde bir sıkıntı olursa ilk etkilenecek olanlar bankalar ve şirketler.
Bu rakama birde cari açığın finansmanı için gerekli olacak miktarı ekleyin. Ekonominin döviz ihtiyacının ne kadar çok olduğu daha iyi anlaşılır. Bu bağlamda seçim döneminde tüm adımların titizlikle düşünülerek atılmasında büyük yarar var.

NET UYP AÇIĞI BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR
Kısa vadeli dış borçların artışı doğal olarak ülkenin döviz durumunu gösteren uluslararası yatırım pozisyonu dengelerini bozuyor. Geçen yıl sonunda 418 milyar dolar olan döviz varlıkları ile yükümlülükleri arasındaki fark 451 milyar dolara çıkmış. Türkiye'nin döviz borçları büyümüş.
Yükümlülüklerdeki en büyük artışlar yabancıların hisse senedine yaptıkları 77.4 milyar dolar ve borç senetlerine yaptıkları 122.3 milyar dolarlık yatırımlar. Buna yabancıların 53 milyar dolarlık mevduatlarını ve kısa vadeli kredileri ekleyin toplam sıcak paraya ulaşırsınız. Hesaplarıma göre Türkiye'deki sıcak para stoku yaklaşık 275 milyar dolar, tahmini GSYH'nin yüzde 35'i kadar. Sıcak para çok ürkektir. En ufak bir risk gördüğünde alır başını gider. Dolayısıyla, dışarıda FED'in para musluklarını kısacağının konuşulmaya başlandığı bir dönemde olduğumuzu hatırlamak lazım.