Advertisement

Hafta başında SPK kaynaklarına dayanılarak Bloomberg HT'de, Türkiye'de tek bir Borsa olacağı, bu borsanın İMKB bünyesinde kurulacağı, VOB ve İAB'nin bu çatı altına gireceği ve adının da büyük ihtimalle Türkiye Borsası olacağı yönünde bir haber yayınlandı. Önce adından başlamak lazım. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde, önemli borsaların neredeyse hepsi bulundukları şehir ile anılıyor. İstanbul bir dünya markasıdır ve borsa unvanının içinde mutlaka İstanbul ismi geçmelidir.
Gerek VOB gerekse İAB'nin kurulmaları baştan hatalıydı. Her iki borsanın fonksiyonları İMKB çatısı altında gerçekleştirilebilirdi. Özellikle VOB'da finansal ürünler haricinde emtia, mal, kıymetli madenlere ağırlık verilecek bir türev piyasa kurulacağı söylenerek ve iddia edilerek bu borsa İzmir'de kurulmuştu. Ancak kuruluşundaki amaç bir türlü yerine getirilemedi ve VOB tam anlamıyla finansal ürünlere, İMKB'nin ürünlerine dayalı bir yapı üzerinde gelişti, büyüdü, değeri arttı. Tamamen finansal ürünlere dayalı faaliyet gösteren borsanın ortaklık yapısı ve yönetimi ne yazık ki, bugün itibarıyla finansal piyasayı temsil etmiyor. Bu yapı zaten sürdürülemez bir yapı ve bir şekilde çözüme kavuşmalı.
Öte yandan, altın piyasasını, özellikle Kapalıçarşı işlemlerini kayıt altına alıp izleyebilmek ve altın ithalatını gözlemleyebilmek için Altın Borsası kuruldu. Altının uluslararası fiyatı olduğu ve herkes bu fiyatı esas aldığı için borsada yeni bir fiyatlama mekanizmasına ihtiyaç yoktu. Bu nedenle ne işlemleri toplayabildi ne de tescil merkezi ötesine geçebildi. Sonuçta her iki borsa, ekonomi için bir masraf ve gider kapısı haline geldi.
VOB ve İAB anonim şirket şeklinde örgütlenmiş borsalar. Bu yapılarıyla İMKB ile birleşmeleri, İMKB'ye katılmaları mümkün değil. Öncelikle İMKB'nin şirketleşmesi gerekiyor. Hatta şirketleşme dahi yetmeyebilir. İMKB'nin ileride ciddi finans kaynağına ihtiyacı olacağı için ancak özelleştirildikten sonra diğer borsaları satın alarak bünyesine katması mümkün olabilir. İMKB'nin şirketleşmesine ilişkin yasa da ancak seçim sonrası gündeme gelebileceği için Türkiye için tek borsa hedefi yakın vadede söz konusu olamaz.
Ancak eninde sonunda, İMKB'nin diğer borsaları bünyesine katması kaçınılmaz olacak. Çünkü dünya borsaları arasında müthiş bir rekabet var ve bu rekabet en büyük borsaların bile birbirleriyle birleşmesine neden oluyor. Borsaların gelirlerinin düşmesi, giderlerin artması, yeni teknolojiye uyum için sürekli yatırım yapılması borsaların işini giderek zorlaştırıyor. İMKB şu anda böylesine bir rekabeti hissetmese de yakın vadede bundan kaçamayacak. Bu yüzden mali yönden güçlü, ürün bazında çeşitliliği sağlamış, teknolojik olarak son sistemlere yatırım yapmış bir hale gelmek zorunda. Bunun için Türkiye'de tek borsa olması da yetmeyebilir. Bölgesel gücünü koruması ve artırması için çevre ülke borsalarını da bünyesine katmasını zorlayabilir. Bu nedenle İMKB'nin şimdiden bu gelişmelere açık olması gerekiyor. İMKB'nin güçlü hale gelmesi için, belki de atılacak ilk adım şu anda gündemde olan opsiyonların durumunun netleşmesidir. İMKB'nin % 40'ın üzerinde pay sahibi olacağı ve yönetiminde hâkim duruma geleceği VOB'a opsiyonların verilmesi ilk adım açısından önemli olacaktır.