Geçen cuma günkü yazımızda, Coface toplantısından ve Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'ndan Türk ekonomisine yönelik değerlendirmeler çerçevesinde Moody's ve S&P'nin Türkiye'nin uluslararası derecelendirme notunu yükseltmek konusunda tereddüt etmelerine anlam veremediğimizi belirtmiştik. Bu nedenle de, eğer Moody's'in zihni karışık ise Türk ekonomisine yönelik pek çok platformda dile getirilen değerlendirmelerin yararlı ve yardımcı olabileceğini söylemiştik.
Moody's dünkü resmi açıklamaları ve gerçekleştirdiği telekonferans çerçevesinde, Türkiye'nin notunu yatırım yapılabilir ülke düzeyine çıkarmak için henüz koşulların oluşmadığını belirtti. Yani, uluslararası platformlarda Türk ekonomisiyle ilgili pozitif ve güçlü algının kendisi için yeterli olmadığına işaret etti. İlgimi çeken husus, Moody's'in "Türkiye'nin cari açığının azalması ve rezervlerinin artması halinde not artırımını masada tutmakta olduğunu" belirtmesi. Ancak, söz konusu not artışı için cari açığın inmesini bekledikleri sihirli bir oran veya çıta olmadığını da belirtiyor Moody's. Moody's'in ekonomiyi hem öven, hem de aynı ölçüde tereddütlere işaret eden açıklamaları bizim de zihnimizi karıştırdı.
MERKEZ POLİTİKALARININ TESTİ HENÜZ TAMAMLANMADI
Moody's'in açıklamalarındaki ilginç noktalardan birisi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın "yumuşak iniş" süreci doğrultusunda uygulamaya geçirdiği politika araçlarının etkinliğinden söz etmenin henüz erken olduğunu ifade etmesi. 1 yıl içerisinde Türkiye'nin cari açığı 78 milyar dolardan neredeyse 53 milyar doların altına gerilemiş, yani 35 milyar dolar iyileşmiş. Enflasyon ise 2012 yılını, yıl içinde bir ara gördüğü oranın neredeyse yarısı düzeyinde tamamlamış. Moody's söz konusu para politikası araçlarının etkinliğini daha hangi parametrelere göre ölçmeyi düşünüyor ve henüz değerlendirme için erken olduğunu belirtiyor, ben idrak edemedim.
Hem Merkez Bankası'nın rezervinin gelmesi gereken seviye, hem de cari açık için sihirli bir oran olmadığından söz edip, ardından cari açık üçte birin üzerinde ve enflasyon da yüzde 80 oranında iyileşirken, bu düzelmenin neden yeterli olmadığından söz etmek karışık bir matematiksel denklem. Moody's TCMB'nin uluslararası rezervinin benzer ülkelerin düzeyine göre zayıf kaldığına da işaret ediyor ki, bu konuda ben de bu noktaya bir boyutuyla katılıyorum. Ama ne yazık ki, bir dönem TCMB üst yönetimine yazılarımızla rezervi daha tempolu bir şekilde artırmamızın gereğini izah edemedik.
MOODY'S KIRILGANLIKLARIN AZALDIĞINA İKNA OLMAMIŞ
Moody's'in değerlendirmelerinden, Türk ekonomisi için dillendirilen, kısmen makro boyutta, kısmen de mikro, örneğin bankacılık sektörü boyutunda ifade edilebilecek kimi kırılganlıkların henüz etkisinin azalmadığı görüşüne işaret edildiğini görüyoruz. Ayrıca, cari açığın finansman kalitesiyle ilgili sıkıntılara da işaret edilmiş.
Bununla birlikte, Türkiye'nin AB üyeliği, AB üyesi ülkeler açısından, Türkiye tüm teknik noktaları tamamlasa da, siyasi bir kararsa, Moody's için de not artırımı, bir noktadan sonra bir ekonomi-politik karar. Moody's, Türkiye için kuvvetli bir şekilde yürüyen yol haritasına rağmen, o "ekonomi-politik" cesareti gösterememiş gözüküyor.