İş gücü piyasasında doğru çalışan deneyimi rekabet avantajı sağlıyor
Pandemi sonrası dönem başta İK departmanları olmak üzere şirketler için zorlayıcı bir hal alırken araştırmalar bu konuda doğru teknolojik çözümleri tek bir çatı altında toplayarak çalışanlarına sunan firmaların önemli bir rekabet avantajı elde ettiğine işaret ediyor.
Pandemi sonrası dönemde gittikçe daha da benimsenen uzaktan veya hibrit çalışma modelleri şirketleri kaliteli çalışan işe alımı veya bünyesinde tutmak konusunda farklı çözümler sunmaya itiyor. Şirketlerle çalışanlar arasındaki bağı yürüten ve çalışan memnuniyeti açısından en önemli birimlerden insan kaynakları departmanları bu çalışmalarda başı çeken birimler olarak öne çıkıyor.
Microsoft’un 3 binden fazla çalışan olan 157 kurum dahil olmak üzere binden fazla çalışan sahip kurumlardan 250 İK lideri ile yapılan anketine göre İK departmanlarını en çok sorun yaşadığı konular arasında işe alım yüzde 16 ile başı çekerken, çalışanı şirket bünyesinde tutmak yüzde 14 ile ikinci, eğitim ve geliştirme yüzde 13 ile üçüncü sırada geliyor.
Kurumların çalışan deneyimi teknolojisini (EXP) ve bunun nasıl uygulanacağını anlamasına yardımcı olmayı amaçlayan ankete göre İK liderlerinin yüzde 72’si tümleşik bir platformu tercih ettiklerini söylerken yüzde 47’si böyle bir uygulama için adım attığını ve yüzde 21’i tam olarak tümleşik çalışan deneyimi platformuna sahipler.
İK liderlerinden yüzde 18’i ise çeşitli İK araçlarına sahip olduklarını ancak tümleşik bir çalışan deneyimi platformu planları olmadığını belirttiler.
EXP kaliteli iş gücü açısından rekabet avantajı yaratıyor
Anket bulgularını özetleyen rapor incelendiğinde EXP kurulumunun öncüsü kurumların iş gücünün ihtiyaç ve beklentilerine uygun bir çalışan deneyimi sunma fırsatı elde ettikleri ve kaliteli iş gücü açısından rekabet avantajı yarattıkları değerlendiriliyor.
Anket sonuçlarına göre İK liderlerinin büyük çoğunluğu yeni bir çalışanı işe almanın mevcut bir çalışanı tutmaktan daha maliyetli olduğunu bildiğini belirtse de EXP liderleri çalışanların elde tutma oranının iyileştirilmesine diğer katılımcılara oranla belirgin şekilde daha fazla önem veriyor.
Bu kapsamda EXP liderleri mevcut iş gücünün ihtiyaçlarına odaklanmaya paralel olarak diğerlerinden yüzde 10 daha yüksek oranlarda öğrenme, işbirliği ve aidiyet sağlama yeteneklerinden oldukça memnun olduklarını kaydediyorlar.
EXP liderlerinin yüzde 60'ı somut sonuçlar elde edildiğine inanıyor
Ankete katılan EXP liderlerinin yüzde 60’ı, tümleşik bir platformun ölçülebilir sonuçlar sağladığına kesinlikle katıldıklarını belirtiyorlar.
İK liderlerinden tam tümleşik sisteme sahip EXP liderlerinden yüzde 47’si kârlılığın arttığını belirtirken bu oran uygulamanın erken aşamalarında bulunan EXP liderlerinde yüzde 25 planlama aşamasında bulunanlarda yüzde 14 planı olmayanlarda ise yüzde 28 olarak ortaya çıkıyor.
İK liderlerinin önem verdiği bir diğer konu olan çalışan verimliliğinin artması konusunda ise tam tümleşik sisteme sahip EXP liderlerinin yüzde 61’i verimliliğin arttığını düşünürken uygulamanın erken aşamalarındaki İK liderleri arasında bu oran yüzde 38, planlama aşamalarındakiler için yüzde 39 ve planı olmayanlar arasında yüzde 17 olarak gerçekleşti.
Aynı şekilde çalışanları bünyesinde tutma konusunda tam tümleşik sisteme sahip liderler yüzde 47 ile EXP’nin iyileştirme sağladığı konusunda görüş bildirirken uygulamanın erken aşamalarındaki liderler arasında bu oran yüzde 26, planlama aşamasındakiler arasında yüzde 28 ve planı olmayanlar arasında yüzde 36 olarak ortaya çıkıyor.
Pandemi sonrası doğru İK teknolojileri hayati öneme sahip
Sonuç olarak uzaktan ya da hibrit çalışma nedeniyle çalışanlarla iletişimin kayda değer derecede kısıtlı olduğu ve kaliteli iş gücünün bünyesine katmanın ve şirket içinde tutmanın kritik bir maliyet kalemi haline dönüştüğü pandemi sonrası dönemde doğru teknolojilerle çalışanların ihtiyaçlarına cevap vermek firmalar için hayati bir önem kazanmış durumda.
Çalışmalar bunları sağlayabilmek için doğru teknolojileri bir araya getirerek tümleşik platformlara sahip olan kurumların, personeline doğru çalışan deneyimini sağlayarak ölçülebilir pozitif sonuçlar elde etmesinin yanında çalışan memnuniyetini geliştirerek önemli bir İK avantajı elde edebileceğini gösteriyor.