Advertisement

Enflasyonun içerisinde ağırlığı en yüksek olan gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki yıllık değişim 8 ay sonra ilk kez düşüşe geçerek yüzde 14,34'e geriledi. Mevsimin etkisi ile bu fiyat düşüşlerinin devam etmesi bekleniyor.

AA muhabirinin, Türkiye İstatistik Kurumundan derlediği bilgilere göre, gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki fiyat artışları 2012'de yüzde 3,9 iken, 2013'te yüzde 9,67'ye, 2014'te yüzde 12,73'e çıktı. Söz konusu gruptaki yıllık TÜFE 2015'te yüzde 10,87 olurken, 2016'da yüzde 5,65 olarak gerçekleşti.

Geçen sene ekim ayından bu yana yüksek oranda artışlar yaşanan gıda fiyatlarının etkisiyle gıda ve alkolsüz içecekler grubunun yıllık enflasyonu ocakta yüzde 7,77, şubatta yüzde 8,72, martta yüzde 12,53, nisanda yüzde 15,63, mayısta da yüzde 16,91'e yükselirken, 8 aydan sonra ilk kez haziranda bir önceki aya göre 2,57 puan azalarak yüzde 14,34'e geriledi.

Haziranda gıda ve alkolsüz içecekler grubunda işlenmemiş gıda fiyatlarında aylık bazda yüzde 2,47 düşüş olurken, yıllık bazda yüzde 21,21 artış dikkati çekti. Bunda en çok yüzde 26,65 ile taze sebze ve meyveler grubundaki yıllık artış etkili oldu. İşlenmiş gıdalara bakıldığında, aylık 0,33, yıllık da yüzde 8,53 artış yaşandı, bu grupta da ekmek ve tahıl fiyatlarındaki yüzde 7,97'lik artış başı çekti.

Önceki ay Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi toplantılarının ardından yaptığı açıklamalarda, gıda enflasyonunun ateşini düşürecek ilave tedbirleri yakın zamanda devreye sokacaklarını belirtmiş, bazı tarımsal ürünlerde ithalat başta olmak üzere çeşitli yöntemlerle gıda arzının artırılacağını ifade etmişti.

Şimşek'in açıklamalarının ardından Bakanlar Kurulu kararıyla karkas et, canlı hayvan ithalatı ile bazı tarımsal ürünlerin ithalatında gümrük vergisi düşürüldü. Söz konusu düzenlemelerin etkilerinin gelecek günlerde piyasalara yansıması beklenirken, mevsimselliğin sebze ve meyve ürün arzını artıracağı ve fiyatların düşüşünde etkili olacağı öngörülüyor.

- Gıdalar arasında en yüksek fiyat artışı yüzde 68,8 ile patateste oldu

Haziranda geçen yılın aynı dönemine göre gıda ürünleri arasında en yüksek fiyat artışı yüzde 68,8 ile patateste görüldü, bu ürünün fiyatı 1,73 liraya çıktı. Gıda enflasyonunda patatesi yüzde 55,5 ile nohut, yüzde 52,6 ile leblebi, yüzde 49,8 ile karpuz, yüzde 44,9 ile elma takip etti.

Fiyatı en çok artan ürünler arasında bakliyatlar dikkati çekerken, nohutun yanı sıra kuru fasulyede yüzde 33,3, kuru barbunyada yüzde 32,9, pirinçte yüzde 14,3, bulgurda yüzde 5,5 artış yaşandı.

TÜFE'deki ağırlıkları en yüksek gıda maddeleri arasında yer alan ve gündemi meşgul eden dana eti fiyatları da bir yılda yüzde 14,4 artış göstererek, kilogram fiyatı 43,5 liraya yükseldi. Söz konusu maddeler arasındaki tavuk etinin fiyatı yüzde 19,5 artarak 9,9 liraya, domatesin fiyatı yüzde 24 artarak 2,09 liraya, ekmeğin kilogram fiyatı ise yüzde 7 artarak 4,1 liraya çıktı.

Söz konusu dönemler kıyaslandığında ise sadece 10 maddenin fiyatında azalış görüldü. En yüksek düşüş yüzde 8,8 ile limonda gerçekleşti. Bu ürünü yüzde 7,7 ile kuru kayısı ve yüzde 4,9 ile yeşil soğan takip etti.

- "Sonbahardan sonra yaz dönemi fiyatlarını beklemek gerçekçi olmaz"

Ankara Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özçelik, gıda ve alkolsüz içecekler grubunun TÜFE'deki ağırlığının yüzde 21,77 olduğuna dikkati çekerek, buradaki değişimlerin yıllık enflasyonu yüksek oranda etkilediğinin altını çizdi.

Gıda fiyatlarının değişiminde öncelikle mevsim etkilerinin görüldüğüne dikkati çeken Özçelik, "Tarla ürünlerinin piyasaya çıkması ve genel arzın artması nedeniyle sebze ile meyve fiyatlarında düşüşler başladı. Bu fiyatlardaki düşüş arza bağlı olarak sonbahara kadar sürecektir, enflasyonu da aşağı yönde etkileyebilecek değişmeler olacaktır. Türkiye'de artık 12 ay sebze ve meyvelerin tazesi bulunabiliyor. Ancak bahçe, tarla üretiminden örtü altına geçtiğimizde hem arzda düşüş yaşıyoruz hem de maliyette artış oluyor. Bu sebeple sonbahardan sonra yaz dönemi fiyatlarını beklemek gerçekçi olmaz. Ancak arzı artırıcı her teşvik talebi dengeleyici olacak ve fiyatlara yansıyabilecektir." diye konuştu.

Özçelik, esas sıkıntının piyasadaki ile üreticinin fiyatlar arasındaki büyük fark olduğunu vurgulayarak, bu makasın giderek açıldığını, tüketicinin gerekenden fazla para verdiğini, bunun ancak yüzde 20-25'inin üreticinin eline geçebildiğini söyledi.

Gıda pazarındaki organizasyon bozukluklarına işaret eden Özçelik, üreticiyle tüketici arasındaki aracı sayısının oldukça fazla olduğunu, toptancı noktalarında üretici örgütlerinin daha fazla yer almasının bu sorunun başlıca çözümü olacağını ifade etti.

Özçelik, gıda komitesinin aldığı bazı tarım ürünlerinde gümrük vergisinin düşürülmesi yönündeki kararlarının kısa vadede fiyatlara baskılayıcı etkisi olacağını ancak uzun vadede üretime zarar verebileceğini belirterek, şunları kaydetti:

"İthalatla üreticiyi terbiye etme politikasının olumlu sonuçlar vermediğini önceki yıllarda çok acı şekilde gördük. Özellikle kırmızı et açısından hayvan sayısında büyük düşüşler yaşandı. Türkiye tarımdan vazgeçemez, başta hayvansal ürünler olmak üzere üretim artırılmalı. Tüm üretimi destekleyici politikalar, bu alana yönelmiş destekler üzerinde durmakta fayda var. Özellikle "yem/et" ve "yem/süt" fiyatları paritelerine de dikkat etmek gerekir. Bu pariteler bozduğunda hem üretim düşüyor hem de besi danası sayısı azalıyor. Üretimi desteklemek bizim temel hedefimizi olmalı."

AA