Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yılın ikinci Finansal İstikrar Raporu'nu yayınladı.

TCMB Başkanı Naci Ağbal, Kasım 2020 Finansal İstikrar Raporu'nda "Fiyat istikrarı, finansal istikrar için vazgeçilmez bir unsur, bir ön koşul olarak görülmektedir." dedi.

Salgın dönemine özgü koşullarda sağlanan kredi ve parasal büyüklüklerdeki hızlı artışın etkileriyle güçlenen iç talebe ve altın ithalatına bağlı olarak cari işlemler açığının yükseldiğine ve mevduat dolarizasyonunun eğiliminin arttığına dikkat çeken TCMB Başkanı, "Bu durum, kurlar ve Döviz rezervleri üzerinde baskı oluşturarak, fiyat istikrarına ve makrofinansal istikrara yönelik riskleri artırmıştır." dedi.

Kırılganlıkların azaltılması için paydaşlarla koordineli politikalar uygulanacağını belirtilen TCMB raporunda, faiz artışının bankacılık sektörünün kârlılığı üzerinde düşürücü etkisinin olabileceğinin altı çizildi.

Parasal sıkılaşmaya BDDK'nın adımlarının eşlik etmesinin aktarım kanalı için olumlu olduğu ifade edilen raporda, kredi sınıflandırmasıyla ilgili gelişmeler ve kredi ivmesi ile TGA artışı olabileceği belirtiliyor.

Kredi büyümesindeki yavaşlama eğiliminin sürmesi bekleniyor

2020 yılı Mart-Temmuz aylarında salgının iktisadi faaliyet üzerindeki etkilerini sınırlamaya yönelik tedbirlerin etkisiyle artan toplam kredi büyümesinin, Ağustos ayından itibaren atılan kademeli sıkılaşma adımlarıyla birlikte yavaşlama eğiliminde olduğu belirtilen raporda, yavaşlamanın tüm kredi türlerinde gözlemlendiği ifade edildi.

Raporda, TCMB’nin piyasaya sağladığı likidite imkânlarındaki sıkılaşma, BDDK’nın kademeli olarak gevşettiği AR uygulamasının yıl sonunda yürürlükten kalkacak olması ve kamu bankalarının destekleyici duruşundaki dengelenme ile birlikte kredi büyümesindeki yavaşlama eğiliminin sürmesinin beklendiğinin altı çizildi.

Mevcut Rapor döneminde TGA bakiyesi yataya yakın seyrederken kuvvetli bir şekilde artan canlı kredi hacmi nedeniyle TGA oranı gerilediği belirtilen raporda, BDDK’nın kredilerin yakın izleme ve TGA olarak sınıflandırma sürelerini uzatan düzenlemesinin yanı sıra yoğun olarak gerçekleştirilen yapılandırma ve taksit öteleme uygulamaları sektörün aktif kalitesi görünümünü desteklediği ifade edildi.

Ayrıca, bankacılık sektörünün likidite şoklarına karşı dayanıklılığı devam ettiğinin altı çizilerek kârlılık göstergelerinin makul seviyelerini koruduğu ve sektörün sermaye yapısının güçlü bir görünüm sergilediğine değinildi.