"Bankacılık hisseleri yılın 2. yarısında artan karlılık trendine devam edebilir"
Gedik Yatırım, Strateji Raporu'nda TÜFE enflasyonunun 2021 yılını %18,5-19,0 civarında tamamlayabileceği öngörülerine yer verirken, raporda 2022 yılının başlarında ise enerji enflasyonunda yükselme ve çekirdek enflasyonda kur geçişkenliğine bağlı olarak TÜFE enflasyonunun yeniden yükselişe geçebileceği tahmini paylaşılıyor.
Gedik Yatırım Ekim 2021 Strateji Raporu’nu açıkladı.
“Dünya ve Türkiye’nin Pandemi Sonrası Değişken Makroekonomik Koşullar ile İmtihanı” başlıklı raporda, 2021 yılının son çeyreğinde ekonominin dünyada ve Türkiye’de nasıl seyredeceği yönündeki beklentiler, pazara ilişkin tahminler ve riskler ortaya konarak piyasaların değerlendirmesi yapıldı. Tahminlere baz oluşturan temel senaryoya göre, TCMB’nin artan faiz indirim beklentilerinin karşısında TL’nin volatil kalmaya devam edebileceği, devam eden virüs mutasyonlarına rağmen, aşıların etkili kalmaya devam edeceği, sonbaharda potansiyel vaka artışlarının neden olabileceği işyeri kapanışlarının belirli hizmet sektörleri ile sınırlı kalacağı varsayılıyor.
İvme kaybına rağmen global büyüme eğilimi korunuyor
Raporda, dünya ekonomisinde büyüme eğiliminin ivme kaybına rağmen devam ettiği belirtiliyor. OECD, Eylül’de güncellediği Ekonomik Görünüm raporunda, 2021 yılı için Global büyüme tahminini %5,8’den %5,7’ye sınırlı oranda değiştirdiysede, ABD ekonomisi büyüme tahminini %6,9’dan %6,0’ya aşağı yönlü, Euro bölgesi ekonomisi büyüme tahminini de %4,3’ten %5,3’e yukarı yönlü revize ettiği aktarılıyor. Dünya ekonomisinin enerji krizi ile karşı karşıya kaldığı ifade edilen raporda enerji fiyatlarındaki yükselişlerin zincirleme etkilere neden olduğuna da dikkat çekiliyor. Avrupa’da doğalgaz fiyatlarında sene başından bu yana yaşanan yükseliş %400’ü aşarken, elektrik fiyatlarındaki yükseliş %250’yi bulmuş durumda. Doğalgaz fiyatları ABD’de de iki kattan fazla artarken, sene başında 50 dolar civarındaki Brent petrolün varil fiyatı 80 doların üzerine yerleşmiş durumda. Merkez Bankaları yaşanan arz yönlü şoklara karşı şimdilik tepkisiz kalmayı tercih etseler de, enerji fiyatlarındaki bu artışların potansiyel ikincil etkilerinin önümüzdeki aylarda tüm Merkez Bankalarının işlerini daha da zorlayıcı hale getirebileceği belirtiliyor.
2021 GSYH büyümesi %8,5 veya üzerinde olabilir
Yüksek enerji fiyatlarının yurtiçinde de önümüzdeki dönemde dezenflasyon sürecinin önünde önemli bir engel teşkil edebileceği ifade ediliyor. Yılbaşından bu yana yaşanan büyüme gerçekleşmesi ve son dönemde güç kazanan ihracat performansının desteğiyle, 2021 yılı GSYH büyümesinin %8,5 seviyesinde hatta bir miktar üzerinde gerçekleşebileceği belirtiliyor. Bununla beraber, güçlü baz etkilerinin devreye girmesiyle, 2022’nin başlarından itibaren sanayi üretiminde mevcut yıllık büyüme rakamlarının ciddi gerileyebileceği değerlendiriliyor. Bütçe açığı/GSYH oranının 2021 sonunda büyüme performansı ve güçlü vergi tahsilatlarının desteğiyle %3,5 hedefinin altında kalabileceği, 2022 yılında da %5 hedefine ulaşılmasında yaşanabilecek zorluklara bağlı olarak %4,0’ü aşabileceği belirtiliyor. Ağustos itibariyle 23 milyar dolara gerileyen cari açığın Eylül’de 19 milyar dolara düşerek 2021 yılını buna yakın seviyelerden tamamlaması bekleniyor. Raporda, cari açığın 2022 yılının başlarından itibaren, enerji maliyetlerindeki artışa bağlı olarak sınırlı oranda yükseliş trendine girebileceği belirtiliyor.
TÜFE, yükselmeye devam edebilir
Rapora ilişkin bilgiler veren Ekonomist Serkan Gönençler; “TÜFE enflasyonu Ekim ayında gıda fiyatlarının yüksek seyri ve TL’deki zayıflığın potansiyel yansımalarıyla %20’li seviyeleri test edebilir. Yılın son iki ayında baz etkileriyle sınırlı bir düşüş gerçekleşmesi durumunda, TÜFE enflasyonunun 2021 yılını %18,5-19,0 civarında tamamlayabileceğini düşünüyoruz. 2022 yılının başlarında ise enerji enflasyonunda yükseliş ve çekirdek enflasyonda kur geçişkenliğine bağlı olarak TÜFE enflasyonunun yeniden yükselişe geçebileceği kanaatindeyiz. TCMB’nin faiz indirme eğilimini koruduğunu görüyoruz, ancak enflasyonun bu görünümünün faiz indirim sürecinin önünde önemli bir engel teşkil ettiğini de düşünüyoruz. TCMB’nin bu görünüme karşın, faiz indirimlerini hayata geçirmesi durumunda, ilerleyen süreçte faiz indirimlerinin geri alınma riski doğuracağını düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.
“BIST-100 Endeksi hedefimizi 1,680 seviyesinde tutmaya devam ediyoruz “
Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Kerim Akkoyunlu ise, BIST-100 Endeksi hedeflerini 1,680 seviyesinde tutmaya devam ettiklerini dile getirdi. Akkoyunlu, “BIST-100 Endeksi’nin gelişmekte olan ülke (GOÜ) endekslerine karşı ıskontosu tarihsel en düşük seviyede devam etmektedir. 2020 yılını %26’nın üzerinde bir getiri ile kapayan BIST-100 endeksi, 2021 yılında an itibarı ile %4’lük bir gerileme yaşamıştır. Gelişmekte olan ülke piyasaları ile karşılaştırdığımızda ise BIST 100’ün 2020 yılında dolar bazında-%18, 2021 yılbaşından itibaren -%16’lık bir rölatif performansa sahip olduğu görülmektedir. BIST-100 Endeksi hedefimizi 1,680 seviyesinde tutmaya devam ediyoruz. Bankacılık sektörü hisseleri özellikle özel bankalar ele alındığında, iskontolu çarpanlarla işlem görmeye devam ederken, yılın ikinci yarısında artan karlılık trendlerinin devam etmesi beklenebilir. Sektörün, sanayi ve global benzer bankaların oldukça gerisinde performans göstermesi ve karlılıklarındaki görece düzelmenin hisselerin kısa vadede olumlu performans olasılığını arttırdığını düşünmekteyiz. Son aylarda artan enerji fiyatlarının dünyada ve Türkiye’de daha önce tecrübe edilmeyen etkiler yaratacağı kanaatindeyiz” diye belirtti.