Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

KUTAY KORAP - EROL OYTUN ERCAN

Navlun fiyatlarında yaşanan yükseliş ile beraber küresel ticaretin bundan olumsuz etkileneceğine dair endişeler artarken Bu artışların bazı ülkeler için diğerlerine kıyasla rekabet avantajı yarattığı görülüyor.

Bloomberg HT'ye konuşan BDP International Ortadoğu, Türkiye ve Afrika Yönetici Direktörü Fikret Ersoy, küreselde artan navlun fiyatlarının ihracat konusunda Türkiye’ye rekabetçi bir avantaj sağladığını ve lojistik maliyetlerinin rakiplerine oranla daha az arttığını söyledi.

“Çalışmamıza göre, Türkiye’den Livorno’ya navlun 1.000 Euro, Çin’den Livorno’ya navlun 9.000 dolar. Şimdi böyle bir durumda Türkiye ciddi bir rekabet avantajı elde ediyor” diyen Ersoy, bunu kendi müşterilerinde de gördüklerini ve bundan dolayı da ihracat ciddi bir artış olduğunu söyledi.

Ersoy, Türkiye’nin lojistik maliyetinin yüzde 20-40 artarken rakiplerinin lojistik maliyetlerinin yüzde 300 arttığını vurguladı ve “Salgın döneminde eğer işin ekonomik boyutunu doğru yönetebilseydik belki de Türkiye’nin ekonomisi yüzde 7-8 değil yüzde 12-13 büyüyecekti” dedi.

"Sadece gemi almak ile olay bitmiyor"

Dış ticaret satışlarıyla ilgili müşterilerini uyardıklarını belirterek “Müşteriniz size dönüyorsa ve ‘sen bana fiyatları artırıyorsun ama Çin’deki rakibin artırmıyor’ diyorsa bu yalan. Bu imkansız, öyle bir durum yok” diyen Ersoy, yine de Asya’dan ara mamul ithal eden ve sonrasında bunu bitmiş mal olarak ihraç edenlerin de artan navlun fiyatlarından dolayı rekabetçiliğini kaybetmiş olabileceğini belirtti.

Bazı ihracatçıların kendi armatörlük şirketlerini kurmasının sürdürülebilir olmadığına değinen Ersoy, “Navluna bu tarz yatırımlar normal ama bunlar uzun vadeli değil geçici çözümler çünkü konteyner taşımacılığı zor bir sektör. Sadece gemi almak ile olay bitmiyor. Geminin işletimi konteynerin rotasyonu gibi bir çok zorluk var. İhracatçıların gemi alması ve işletmesi uzun vadede makul bir durum değil. Sadece kısa vadede yaraya merhem olması anlamında mantıklı” dedi.

Eylül ya da Ekim ayından itibaren piyasanın biraz daha oturmasını bekliyorum.

Ersoy, şu anki fiyat seviyelerinin sürdürülebilir olmadığını dile getirerek “Eylül ya da Ekim ayından itibaren piyasanın biraz daha oturmasını bekliyorum” diye ekledi.

IHS Markit Denizcilik ve Ticaret Direktör Yardımcısı Daejin Lee ise hanehalkı harcamalarının mal yoğun tüketime odaklanmasından dolayı konteyner talebinde patlama yaşandığını ve bundan dolayı fiyatların arttığını belirterek “Aşılamayla beraber hizmet sektörü tüketimi normale dönünce navlun fiyatları da düşmeye başlayacak” dedi.

"Fiyat artışları konteyner yetersizliğinden değil"

Şu an yaşanan fiyat artışlarının konteyner yetersizliğinden değil arz-talep dengesizliğinden kaynaklandığının altını çizen Ersoy, asıl problemin konteyner yetersizliği değil mevcut olan konteynerlerin olması gereken yerde bulunmaması olduğunu vurguladı.

Navlun seviyelerinden dolayı sektör yeniden dökme gemiye döndü. Dökme gemi piyasasında da fiyatlar yükseldi ama hala tonaj bazında daha makul rakamlara geliyor.

Artan konteyner fiyatlarından dolayı belirli sektörlerde dökme gemiye talebin arttığını söyleyen Ersoy, “20 yıl önce demir çelik hep dökme gemiyle giderdi. Son 20 yılda konteyner fiyatlarının makul seviyelere gelmesiyle çoğu demir-çelik firması 3 bin tonun altındaki lotlardaki yüklerini konteynere çevirdi ama şimdi bu navlun seviyelerinden dolayı sektör yeniden dökme gemiye döndü. Dökme gemi piyasasında da fiyatlar yükseldi ama hala tonaj bazında daha makul rakamlara geliyor” dedi.

Fiyatlar en fazla Çin-Avrupa rotasında arttı

Salgının yarattığı arz-talep dengesizliği sonrasında ülkelerin toparlanmaya başlamasıyla küresel navlun fiyatlarında da ciddi artışlar görüldü. Fitch Ratings’e göre, bu dönemde en fazla fiyat artışı neredeyse 4 kattan fazla artışla Çin-Avrupa rotasında gerçekleşti.

2020’nin Mart ayında 1.500 dolar civarında olan 40’lık konteyner fiyatı bugün 8.000 doların üzerine çıkarken en önemli rotalardan biri olan Çin-ABD tarafında ise fiyatlar 1.300 dolardan 4.300 dolara çıktı.

Fiyat artışlarındaki ana sebebin 2020'nin Ocak ve Şubat ayı gibi Çin'de başlayan talep dengesizliği olduğunu söyleyen Ersoy, "Çin geri döndüğü zaman büyük bir talep ile karşılaşıldı. Üretimler geri gelirken gemi sahiplerinin boş konteyner kapasitesini düşürmesi arz-talep dengesizliği oluşturdu" dedi.